6 Mart ; Satürn – Mars işbirliğiyle, hayatımızda – bedenimizde dengesiz olan yerleri uyumlayan girişimler yapabiliriz. Arka plandaki Venüs Retro’su ilişkilerimizde değer, sevgi, uyum arayışının içimizde devam ettiğini ve Retro boyunca dengeleneceğini gösteriyor. Geçmiş ilişkilerimizi takdir edip, günden güne sevgi ya da dünyevi / ruhsal yaşam yolunda nelerden geçtiğimizi, neye dönüştüğümüzü görebiliriz. Mutluluğu hissetmek, kendisi olmak, gerçek hazzın tadına varabilmek için, sadeleşmek, azalmak, bedeni ve ruhu zorlamadan hareket ederek nelerin mümkün olduğunu görebiliriz.
Aşk ve sevgiyi hissedip, kendimiz olmaya giderken, ruhtan ve gerçek yaşam yolumuzdan ayrıldığımız yerleri görüp, yön değiştirebiliriz. Belki bir şeyi çok fazla yapıyoruz, ya da diğer bir şeyi hiç yapmıyoruz, belli koşullar altında hep hangi tepkiyi veriyoruz, başka nasıl olabilir? Gibi. . .
Bu Venüs Retrosu oldukça güçlü ve olumlu; değerlendirmekte rahat olabileceğimiz başlangıç enerjilerini içeriyor. Mars’ın yönetiminde hemen eyleme dönüşen dengeli hareketler ve akabinde Balık’ın kabullenmeyi ve olduğu gibi sevmeyi getiren ışığıyla sevgiyi ve huzuru yaratmak istersek, dengenin ve iyileşmenin bizimle olacağını gösteriyor.
O halde bu Retro’dan, ilişkilerimizdeki mutsuzlukları, hayattan aldığımız keyfi gölgeleyen hangi davranış ve hissediş kalıplarımız var? Görmek, kendimizi gözlemlemek ve Retro sonunda değişimin getirdiği yeni yaşama açılmak için değerlendirebiliriz.
Çünkü şurası bir gerçek ki kendimizi ve mutluluğu yaşamda hiçbir ilerleme kaydetmeden bulamayacağız. Bedenin içindeki yaşam süresince, beden yıpranmaya yerçekimiyle birlikte toprağa karışıp kaybolmaya meyillidir. Yani yok etmek ve yok olmak, Ruh’u bilinçli bir şekilde hayatımızda ortaya çıkmaya teşvik etmedikçe bedenin içindeki güzel ömrümüzün doğal eğilimidir. Bu değer kaybını günlük yaşamda “Aa şekerim çıkmış ya da şuyum kaybolmuş,” diyeceğimiz minimal sevilerde ya da hayatı, serveti vb. kaybetmeye varan maksimum seviyelerde görebiliriz.
Ayrılıklar, yaşam yolundan sapıp olduğu yerde dönmeler vb. süresince bile dengelenme arayışımız devam eder ve hayatımızdaki olaylar bu dengeyi aramanın tarafımızdan görülen, hissedilen kısımlarıdır. Ne kadar dünyevi ve keyiften yoksun olursak, o kadar haz almamız, sevmemiz, sevilmemiz ya da yaşamın almaya hazır olmadığımız için bizden gizlediği güzelliklere ulaşmamız zorlaşır. Hayat bir çabaya ve efora dönüşürken, Tanrının, aşkın ya da kendimizin nerede olduğunu sorar dururuz.
Nerede sevgiden, keyif almaktan, huzurdan, güvenden koptuğumuzu net bir şekilde fark edebilir, kalbimizle ve yaşam yolumuzda tekrar bağlantı sağlayabiliriz.
Cinsel yaşantımızda kendimizi yeniden keşfedebilir, sevginin ve paylaşımın içinde neler barındırdığını, her anın nasıl yeni bir yaratım olduğunu, fark etmeden neler yarattığımızı görebiliriz. Hayat bilinçli bir şekilde yarattığımız çocuklar, yaptığımız yemek, seçimler ya da elimizden çıkan işlerden çok, bilinçsiz olduğumuz kısımlardan oluşur ve şimdi bu konuda bir adım daha atabiliriz, hayat veren bir adım.
Hareket etme, olma, sevme yeteneğimi nasıl geliştirebilirim?
Çevreme ve kendime karşı nasıl daha merhametli ve güzel olabilirim?
Aynaya baktığımda ne görüyorum, içimde ne var, tüm bunları yeniden düzenleseydim, içimdeki hangi duygudan başlarım? Gibi
Bu dönem özellikle bunları seviyorum ve değer veriyorum, bu nedenle sınırlarım bunlar, dediğimiz ilişkilere yönelik sınırları ve yapmak istediklerimizi yeniden yapılandırıyoruz.
Tabi ki içsel ve dışsal yeniden düzenleme süresince, önceden gözümüze kestirdiğimiz ama bir türlü fırsat bulamadığımız güzellik – dekorasyon değişimlerini de bu dönem yapabiliriz. Saç renkleri değişebilir, halı değişebilir, belki kendimizi neyle beslediğimizi görüp, kalbimizle beslenmeye karar veririz.
Sevgimizi göstermeyi engelleyen içsel dinamiklerin farkına varabiliriz. Her sabah gülümseyerek uyanmamızı engelleyen neler var, gülümseyerek uyanıyorsam – çok şükür, bunu nasıl paylaşabilirim, kendime ait hangi parçalara ulaşabilirim, bedenimde, kalbimde, çiçeğin içindeki kusursuz halkalarda. . .
İlişkilerimizi, sahip olduğumuz yaşamı onurlandırmak için bu Venüs Retro’sunda hepimizin aşka, sevgiye, kendimize ulaşabilmesini dilerim.
Son olarak her yerde bol bol indirim olacaktır fazla her şey acı verir, acı farkındalık – denge arayışından başka bir şey değildir. O zaman bütün inekler hayvandır, alışverişe gömülmeyelim. 😀
Peki Hande tarihleri vermedin;
- Venüs Retro’su 15 Nisan’da tamamlanıyor.
- 25 Mart’da Venüs, Güneş’in kalbine giriyor: Sevginin, ilişkilerin, kendimizin bilincine varmak, dileğimizin kendisi olmak için mükemmel zamanlama. Dilek de dileyebiliriz tabi ki, dileğin kendisi olduğumuzu da görebiliriz.
- 19 Mayıs: Retroda yaşadığımız değişimleri oturtuyoruz, ilerlemeye başlıyoruz.
- 29 Mayıs: Çok ilginç bir tarih: Zorluklar ve kolaylıklar bir arada ve ilişkilerimizde kalıcı kararlar – mutluluğu düzene dönüştürmek söz konusu. Kimileri için zor geçebilir, kimileri için aradığını bulduğu bir zaman olacaktır.
Yaşam yolumuzda mutlulukla yürüdüğümüz günler olsun.
Işık Olsun.
Venüs Retro’suna cuk oturan bir Film: About Time
http://www.imdb.com/title/tt2194499/
Film önerisi ve güzel bir inceleme için Deniz Öztaş’ın bloğuna bakabilirsiniz:
http://tuvaletkagidinanotlar.blogspot.com.tr/
İlişki – Para – Değer dengesi için biraz rahatlayıp dengelenebilirsiniz:
Venüs kardeşim Damla Zeynep Bağcı’ya frekans önerisi için teşekkür ederim.
Bu yazıyı okuyan size teşekkür ederim.
Hayatımda teşekkür edeceğim insanlar için, Hayatımız için teşekkür ederim.
Sevgiler.
