Dünyada öleceğini bilen tek canlısın ancak buna rağmen ölümden korkuyorsun; ne tuhaf.
Ne zaman, nasıl öleceğini için için merak ediyorsun ve bu kuruntu seni hasta ediyor.
Sonra diyelim ki ölümcül bir hastalığa yakalanıyorsun; doktorun da -sanki Allah’tan daha iyi biliyormuş gibi- sana bilmem kaç ay/yıl ömrün kaldı diyor, iyice çöküyorsun.
Birilerinin Allah’ı oynamasına bayılıyorsun; illa ki bir otorite ölümünle ilgili sana bir şey söylesin istiyorsun.
Sonra kendini iyileştirebilmen, sağlıklı yaşayabilmen için gerekli ve değerli bilgiler veren birileri çıkıyor, onların söylediklerine, yazdıklarına burun kıvırıyorsun; onları dikkate almıyor, söylediklerini görmezden geliyor, kulak arkası ediyorsun.
Gerçekten tuhafsın, çok tuhaf…
Madem durum böyle, o zaman bana cevap ver; şu kadar ömrü kaldı denildiği halde iyileşen ve hala yaşayan insanlar var, onların senden ne farkı var? Onlar da senin gibi aynı hayatı yaşayan canlılar değil mi?
A doğru, pardon, bir farkınız var; hayata bakış açınız farklı ki zaten birinizi batırıp birinizi çıkaran da o.
Akıllı ol a benim canım; yaşamaya odaklan, ölmeye değil çünkü çaresiz değilsin, çare sensin…