Yirmi yıl sürecek Plüton-Kova transiti, astrolojik etkileri.
Kozmik hikayesi, derin gerçekleri ortaya çıkararak, güçlü değişimlere katalizörlük yapabilen Plüton’un Kova’da bulunuşunun ezoterik gizemi, yıkım ve yeniden yapılanma döngüleridir. Plüton, 23 Mart’ta yavaşça Kova burcuna geçiş yapmaya başlayacak ve bu yılın, yaşamı en çok değiştirecek astrolojik tesirleri açılacak.
Her döngünün sonunda, yok edilenin, yeni yaratılış olanağını sembolize eden Plüton, Kova burcundan geçtiğinde, bildiğimiz hayatın geçmişte kalacağına inanmaya zorlanabiliriz.
Çünkü Plüton Kova’da iken, dönüşüm, değişim ve ilerleme söz konusudur. Plüton dönüşümün gezegeni, Kova ise ilerlemenin burcudur.
Plüton, 2024-2044 arası Kova’da bulunacak, böylece, Plüton-Kova transiti 20 yıl sürecektir.
Kova burcundaki Plüton neyi temsil ediyor?
Plüton, Kova’dan geçtiğinde; Kova burcundaki Plüton’un; hümanizm, sosyal adalet, kolektif işbirliği, bilim, teknik, havacılık-uzay teknolojisi, yapay zeka, dijital finans, mikroçipler, moleküler biyoloji, gen teknolojisi alanlarında, tıpta, sonik teknolojisinde ve yeni katmanlı web-internet konularında devrimsel biçimde dönüşen bir çağa işaret edeceğini ve bu geçişin ise, özgürlüklerle ilgili ifade ve anlayışımızı etkileyeceğini söylemek mümkündür.
Zira geçiş, bir tür statükoya meydan okumaktır ve öteden beri sürüp gelene olan uyumu kırabilir.
Ayrıca, insan kolektifinin farklı biçimlerde yeniden şekillenmesine yol açabilir. Kolektif, birden fazla kişinin ortak bir amaç etrafındaki birlikteliğini anlatır.
Kova burcundaki Plüton, insanların güçlü bir evrime hazır olmasına yardımcı enerjileri tetikler. Söz konusu durum, kendiliğinden oluşan niteliksel ve niceliksel bir değişim sürecidir.
Plüton, Akrep burcunu yönetir ve 10. Çakrayı temsil ettiği için, bunun anlamı; daima Dönüşüm ve Yeniden Yapılanma’dır. Yeni vizyonlar, yeni geçerli yanıtlarını bulabilir.
Bu dönüşüm, kimi zaman, içsel olarak, kozadan kelebeğe veya güveye çeviren, aydınlık veya karanlık değişimleri taşır. İç güç mücadelelerinin habercisidir, daima aşırı uçlarda çalışması beklenir.
Plüton’un dönüştürücü gücüne eşlik eden Kova burcunun; teknoloji, yenilik ve yarının yaşamı için itici gücü, değişimlerin de habercisi sayılmaktadır.
Plüton, en büyük cüce gezegen ve doğrudan Güneş etrafında dolanan en büyük on altıncı cisimdir. Ancak, 2006 yılında “Kuiper Kuşağı” sınıfına dahil edilmiştir. New Horizons uzay aracı, 14 Temmuz 2015’te Plüton’un metan karlarını ve genç dev buz volkanlarını fotoğraflamıştır. Yüzeyinde keşfedilen büyük kalp şekli ise, nitrojen buzuyla kaplı uçsuz bucaksız bir ovadır.
Plüton’un Kova burcuna geçişi.
23 Mart 2023 / 20 Ocak 2024 / 8 Mart 2043
Güneş etrafındaki 248 yıllık uzun yörüngesi sayesinde, bu gök cismi, tipik olarak tek bir burçta 11,5 ila 30,5 yıl geçirir ve yılın yarısında geri hareket eder.
2008’den beri Oğlak burcunda kalışının ardından, 23 Mart 2023 tarihinden başlayarak, 20 Ocak 2024’de Kova burcuna geçecek ve 8 Mart 2043 tarihine dek bu burçta kalacak olan Plüton’un, Dünya üzerindeki büyük değişim ile ilgili enerjisi, yeniden yapılanmakla bağlantılıdır.
Yüzeyin altında gizlice örtülen şeylerin, ifşa edilen kanıtlarını temsil edecektir. Çünkü derin bir keşfin gezegenidir, bilinçaltında bağlandığımız, kopamadığımız ne varsa veya neyi sonlandırmamız gerekiyorsa, açığa çıkmasına öncülük eder. Devrimcilik ve vizyonerliği öngörür.
18. yüzyılda, 1778-1798 yılları arasında; Plüton Kova burcunda iken, sosyal devrimler sahne almış, hatta, 16. yy. dünyasında; 1532’den 1553’e kadar olan zaman diliminde ise, Protestan Reformu’nun oluştuğu dönemlerde, yine Kova’da olduğu hesaplanmıştır.
Kova burcundaki Plüton’un burçlar üzerinde genel etkileri.
Değişim! Ancak bu durum Koç’lar için oldukça şaşırtıcı ve belirgin biçimde yaşanabilir; uyuma yönelme, işbirliğini sevme, sosyalleşme artabilir. Tasarladığı projeler için yeni imkanlar yakalaması mümkün görünmektedir.
Boğa burcu yine gücünü toplayabilir, odaklanabilir, uzun vadeli hedefler belirlemiştir, azimlidir ve bunu koruyabilir. Her açıdan gereksinim duyacağı olanaklar genişleyebilir.
İkizler önemli ölçüde sorgulamalar yaparak, fikirlerini yenileri ile değiştirip yenilenebilir, kariyerlerinde yükselme ve uzak seyahat istekleri pürüzsüz biçimde gerçekleşebilir.
Yengeç’ler artık gizli tüm endişelerini azaltarak, Plüton’dan en iyi tesirleri edinebilir, ancak yoğun iş temposuna veya gereksiz uğraşlar içine girdiklerinde, sağlık konusunda dikkatli olmaları önemlidir.
Aslan’lar, çevresini ve kendisini çok fazla denetlemekten uzaklaşarak, yenilenmiş ve gereksiz beklentilerden kurtulmuş sayılabilir. Güç gösterisi yerine, kendi doğallığı ile güçlü bağlantılar ve ikili ilişkiler kurması, bir dönüşüm sonucu haline gelebilir.
Başağın kişisel dönüşümü son derece rahat bir akışla üretici güce evrilebilir, eski alışkanlıklarının neden değiştiğini sorgulamaları dahi mümkündür, mistik deneyimler yaşayabilir, bu da özel bir değişim getirebilir.
Terazi’ler ilhamla, vizyonler güçlerle dolu, kararlı bir dönüşümle birlikte, kendilerini en iyi şekilde ifade edebilir, eksik kalan duygusal beklentilerinde en iyi sonuçları yakalayabilir.
Akrep’lerin parasal konularda refahı, farklı bir boyuta taşınabilir, mekan değişimleri ardından, aile ve akraba ilişkilerinde daha sıcak, mutlu bir atmosfer veya uyumlu beraberlikler bekleyebilirler.
Yay Burcu, kendisini daha iyi anlatmaya ve tanıtmaya başlarken, cesaretle düşünüp konuşmaya, ayrıca planlarını yeni bir güçle hayata geçirmeye aday olabilir. Kayıplarını telafi etmekte başarı sağlayabilir.
Oğlak’lar adeta dönüştürülmüş olduklarını bilmeliler. Çünkü Plüton 15 yıldır Oğlak’ta idi. Önlerindeki 20 yıl, maddi, manevi birikimlerini rahat kontrol etme, değerlendirme ve sorunları aşma zamanı olabilir.
Kova’lar için heyecan kaçınılmaz, çünkü yaşayan tüm Kova’ların yaşamlarında ilk kez burçlarına Plüton girmiş olacak. Başeğmez Kova’lar, değişimin farkını özünden hissederek, bütünü ile yenilenebilirler, fazlası ile değer görmelerinin yanında, iş ve finans olanakları güçlenebilir.
Balık Burcu, istediği planladığı her şey için kalkınma hamlesini yürürlüğe koyarken, bir taraftan da, duyguları ve mantığı netleşebilir. Şuuraltındaki gölgelerini, sürekli müdahil olan iç sesini güvenli mesafede tutmayı başarabilir.
Gelecekteki kimi depremlerin küresel ısınma ile bağlantısı olabilir mi?
Depremlerde, levha hareketlerinin, dalma batma zonlarının etkisi ve önemini biliyoruz, ancak, önümüzdeki yıllarda iklim değişikliği ile ilgili riskler arasında, konu ile bağlantılı kafastrofik depremler öngörülmektedir.
”Yer kabuğunun üzerinde artan veya eksilen her yük, basınç ve gerilmeye neden olmaktadır” Hindistan’da muson yağmurlarının normal dışı artışı yüzünden erozyona uğrayan çok miktardaki materyal, Hindistan plakasının hareketini etkilemişti. Büyük barajların yapımı dahi, ağırlık dengesi açısından sismik harekete yol açabilmektedir.
Londra College Üniversitesi volkan bilimcisi Bill Mc Guire, “İklim değişimi sayesinde, depremlerle, volkanik patlamaların sıklaşacağını düşünüyoruz.” demiştir.
Almanya Bochum-Ruhr Üniversitesi’nden gelen açıklamada ise, küresel ısınma sonucu buzulların erimesinin, uzun zamandır uyumakta bulunan bazı fayları çalıştıracağı bildirilmişti. Bu yargıya ulaşılmasındaki neden ise; Buzul Çağı’nın sonunda yaşanan büyük depremlerdi. O zamanlar, İskandinavya çevresinde müthiş depremler yaşanmıştı, aynı şartların oluşması halinde, Dünya’nın kuzeyinde de büyük depremler beklenecektir. Buzullar eridiğinde uyguladıkları basınç azalırsa, durum pasif fayları tetikleyebilir.
BM tarafından kurulan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nde, ısınma nedeniyle eriyen buz kütlelerinin, değişimlere yol açarak, yaşanması beklenen deprem ve volkanların aktivitesini yakınlaştırdığı açıklanmıştır. Üzerindeki buz tabakası ne kadar büyükse, fayın hareketi o kadar yavaşlıyor ve eriyen buz kütleleri tam tersine, faylardaki enerji ve stresi arttırıyor.
Ulusumuzu derinden etkileyen son depremlerin ardından.
”Yaşam, bir karşılıklı kaçış ve kederli bir entropi tuzağı kurabilir. Yetişmeyi istediğimiz bizden kaçar, hiçbir şey bir zamanlar oldukları şeyler halinde kalamaz, çocuklar, yaşlılar, haneler değişir, dönüşüm yaşar, bir büyüğümüz gerçek duygulu sözlerini iletemeden gider, onu anladığımızda aramızda değildir, belki bizim söylemeyi ertelediklerimiz vardır, ya da biri bizi severken, biz onu sevmeyiz, kim bilir biri öldükten sonra, sevgi fayda sağlamaz hale gelince onu severiz, kıymetler bilinmez, sonradan anlaşılanları sık olur.
Böylece; eski resimlerden, solgun güllere, en büyük kaybımız yalnızca Zaman’dır ki, o, her şeyi sürükleyerek, değiştirerek kaçırır” (FEU)
Tıpkı böyle oldu. Zamanın bizden kaçırdıkları, bizim zamandan kaçıramadıklarımız için; üzüldük, kırıldık, incindik, dağıldık. Her yıkımın ardından gelen yeniden yapılanma, her devirde kendisini gösterdiği gibi; hayata tutunan her can, bir umut ile, kalan zamanlarına sarıldı.
Ulusumuzu derinden üzen ve etkileyen son büyük depremlerin ardından, tek yürek olmaya azmettik.
Güneşin altında olup biten her şeyin varacağı nihai an, tüm yaşamların üzerinde durmaktadır. İyi, ya da kötü, dindar, ya da dindar olmayan tüm insanların son günündedir. Yine de, yaşayan herkesin ümidi bulunur.
Krallık tacını alan Demokles, büyük mutluluk içindeyken, birden, tahtın ve başının tam üzerinde yer alan bir kılıcın, at kuyruğuna bağlı, tehditkar bir şekilde sallandığını görmüştü. Yaşam nasıl daima rahat değilse, sorumlu makam ve mevkilerin, önemli görevlerin, son derece büyük sorumlulukları vardır. Tüm devlet ve hükümet yöneticilerinin, yurt ve millet için en iyi olanı yapabilmesi, bu bilince bağlıdır.
Ferda Ercan Uyulan