Siz doğada yaşayan hangi yetişkin hayvanı, başka bir hayvanın sütünü içerken gördünüz?
Dünyada, memeden kesildikten sonra süt içmeye -hatta başka bir canlının sütünü içmeye- devam eden tek canlıyız; bu da tuhaflıklarımızdan birisi.
Bir deli bir kuyuya taş atıyor, kırk akıllı çıkaramıyor; bir alışkanlık ediniyoruz, o aslında bize zarar veriyor ama -başkaları da aynısını yapıyor diye- onu sürdürüyoruz.
Son derece aptalca değil mi?
Süt içmek, memeden kesildikten sonra gerekli değildir. Daha doğrusu, süt ergen ve yetişkin insan bedenine uygun bir besin değildir.
Beden alkalidir; pH değeri 7,4’e yakındır. Süt ise asidiktir yani pH değeri 7’den küçüktür. Süt laktik asit içerir; bu yüzden bağırsaklarda gaz yapar, bağırsak dokusuna zarar verir.
Asidik hale gelmiş bir beden de hastalıklı bir bedendir.
En iyisi yoğurt yemektir, o da ev yapımı olursa çünkü marketlerden aldığınız raf ömrü uzun ürünlerden ne yoğurtlar yoğurt ne de sütler süt.
Günlük süt dedikleri bile öyle; on gün bozulmadan kalıyor.
Protein alacağız diye bedeninize bol bol koruyucu kimyasal madde alıyorsunuz ve bedeniniz giderek asidik hale geliyor yani zehirleniyor yani çürüyor, haberiniz olsun.
Aynı durum kimyasal ilaçlar ve kolalı/gazlı içecekler için de geçerli; onlar da bedeni asidik hale getiriyor.
Bana göre hava hoş; bunca uyarıya rağmen söz dinlemeyenler ve erken yaşlanıp ölmek isteyenler bunları içmeye devam edebilir.
Süt içmek, bir anlamda zamana yayılan bir intihar etme şeklidir; ben bir kere söyleyeyim de gerisini artık siz bilirsiniz.
Ve son olarak; çocuklarınıza içirdiğiniz her bardak sütle aslında onların sağlığını bozduğunuzu bilin…