Güven, zaman ve deneyim gerektirir

Ayda bir kez sabah 06:30’da yüz yüze gerçekleştirdiğimiz toplantımızda yaptığım işi tanıtan 30 saniyelik sunumumla sunum oscarı almışımdır.

Güven, zaman ve deneyim gerektirir

Bir obje ile işimizi tanıtacağızdır. Benim de ahşap bir maskem vardır. Onu yanıma aldım. Hatta taksi şoförü elimde böyle bir şey görünce sabahın köründe, biraz çekindi. Bir elime, bir bana baktı.

Maske, dış dünyaya takınılan maske yani yükselen burç oldu. Telefonumun fenerini yaktım. Maskenin arkasına yerleştirdim. Önümde adım ve soyadımla astrolojik danışman ünvanımın yazılı olduğu bir karton vardı. Onu ışıkla maskenin arasına koydum. Astrolojide ışıklar deyince güneş (istek) ve ay (ihtiyaç) akla gelir.

Doğum haritası analizi size kendi potansiyelinizi, döngülerinizi ve bunlara bağlı olasılıklarınızı anlama şansı sağlar dedim. Analiz öncesi ışığınızı engelleyen bir şey vardır ve siz onun farkında değilsinizdir. Analiz sonrası bunu fark edersiniz diyerek maskeyle ışık arasındaki kartonu kaldırdım ve gördüğünüz gibi gözlerinizin içi parlar.

Tabii ki bunlar iddialı cümleler! Her şey, herkeste benzer sonuçlar yaratmayabilir. Bu bir sunum oyunuydu ve bizden işimizi obje kullanarak tanıtmamız isteniyordu. Oyun da benim işim!

Yaptığı işi büyük cümlelerle anlatıp büyük vaatlerde bulunan insanlar bana hep değerli hissetme ihtiyacı yüksek kişiler gibi gelir. Hele bir de bu cümlelerin altı dolu değilse hayal kırıklığına uğrayan birini geri kazanmak çok daha zordur. Sorumluluk almanız gerekir. Yaptığınız işe duyduğunuz saygı, kendinize duyduğunuz saygıdır. İşinizin ne olduğunun hiç önemi yok!

Güven, zaman ve deneyim gerektirir

Benim değersizlik hissim güçlüdür. Bu yüzden kendimden kolay kolay emin olmam. Bu benim en büyük yatırımımı gelişimime yapmamı sağladı. Millet ev araba alırken ben eğitim alıyordum.

Güven, zaman ve deneyim gerektirir. Bence en değerli yatırımdır. Para kazanılır ve harcanır, güven öyle değil. Bir bina gibi düşünebilirsiniz. Sağlam bir zemin, sağlam bir temel ve güçlü kolonlar… Bunlara sahipseniz, o bina her zaman kazandırır. Para kaybetmeyi, güven kaybetmeye tercih edenler, gerekli güncellemeleri de sağladıklarında, yıllara meydan okuyabilirler.

Yazar Hakkında

25 Şubat 1989’da fırtınalı bir gecede dünyaya gelmişim. Üç gece ha doğdum ha doğacağım diye hastane yollarını teptirmişim. En nihayet emin olup yeryüzüne inmişim. Fırtınayı hep sevdim, sağlamcılıktan da vazgeçmedim. Lise zamanlarına kadar epey inek bir öğrenciydim. Harçlıklarımla yeni test kitapları alır, test çözerken şarkılar söylerdim. Bir müddet babaannemlerle yaşamıştım. Babaannemin bu değişik çalışma biçimime olan şaşkınlığını hissederdim. Çalışmayı hep sevdim, kendi yönetmlerimle bunu yapmayı daha çok sevdim. Fen lisesini kazanmıştım. ‘’ Bu öğretmenler beni değil notlarımı seviyor! ‘’ diye fabrikatör kızıyla fakir ama gururlu delikanlıyı andırır bir duygu krizi yaşamıştım. Bu benim için dönüm noktasıydı. Artık daha az çalışıp daha çok yaşıyordum. Rehber öğretmenimle düzenli görüşmelerim oluyordu. Kendimi sosyal çalışmalara verdim. Fen lisesinde bunu( şiir dinletisi, tiyatro ) yapmaya kalkınca biraz ortalık karışmıştı. İTÜ Mimarlık fakültesi Şehir ve Bölge Planlaması bölümünü kazandım. Konservatuvar istiyordum. Üç sene boyunca her aralık ayında okulu bırakıp konservatuvar sınavlarına hazırlandım, olmayınca geri döndüm ve en nihayet ‘’ Her şeye rağmen bırakıyorum! ‘’ deyip yarı zamanlı, özel bir konservatuvara kaydım olmuş buldum kendimi! Bu zaman zarfında part- time bir fast food firmasında kasiyer olarak( bir buçuk yıl ) ve ardından bir kafede falcı olarak( üç buçuk yıl ) çalıştım. Açıköğretimden sosyoloji bölümüne kaydımı yaptırdım. Son sınıftayım. Üç aylığına Antalya’ya gidip iki buçuk sene orada yaşadım ve birçok ruhsal eğitim( Reiki Master, EFT( Duygusal Özgürleşme Teknikleri ), Şamanik rüya, Yaşam koçluğu, Meditasyon… ) alarak kendi derinliklerime bir yolculuğa çıktım. Deneyimlediğim Tarotu yeni bir bakışla yorumladım ve ona, bünyesinde barındırdığı numeroloji ile astrolojinin inceliklerini kattım. Şimdi yazıyorum, aslında okuyorum ve bunu seviyorum. Sizi seviyorum, Hüseyin Akdağ

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir