Kaçabileceğini mi zannediyorsun!

Şu an yaşadığın her şey bir önceki yolculuğundan getirdiklerindir.
Üzerindeki koku pişirdiğin yemeğim kokusu,
Üşüyorsan yaşattığın ve yarattığın yerin ayazı,
Sıcaksan baharın güzelliğini taşıyor olmandır.
Yolun devamı, henüz bitirmediklerinin kalanı,
Anlayamadıklarının dersi,
Öğrendiklerinin sınavı,
Mezun olduklarının mükafatıdır.

Kaçabileceğini mi zannediyorsun!
Şu an kırgınsan kırdıklarının kırıkları battığı için,
Organlarında anlamsız bir sızı varsa, daha önce kendine birilerini alıştırıp, sonra onları kesip attığın için.
Yüreğine ki sızı vicdanın okları, belki zamanında birilerinin sırtına sapladıkların için,
Yalnızsan yalnız bıraktıklarını anlaman için.
Lakin mutluysan zamanında ektiğin çiçekler için,
Huzur varsa tüm benliğinde açtığın kolların, birilerinin dayandığı omuz olduğun için,
Tam da boğulurken kurtardı mı seni bir dal,
Emin ol birilerine en çaresizken uzattığın el içindir.

Şimdi bir düşün
Neyi arıyorsun?
Ne yapıyorsun burada.
Zamanı doldurmak için mi buradasın,
Yoksa ne olduğunu anlamak için mi?

Yaşadığın her şey bir önceki hayatının devamı bir sonrakinin hazırlığı.
Sen hala bilimsel yorumlar ile dünya oyununda piyon olmaya devam mı edeceksin?
Hala “ya boşver-cilerden, aman sende-ci, uğraşamam onunla-cı, yoruldum daha fazla çekemem-ci, benim derdim kendime yeter-ci, acımayacağım artık-cı, onlar yaptı bende yapacağım – cı”lardan ve diyenlerden misin?

Sanıyor musun ki kaçabilirsin?
Kötü haber; yolun uzun, yiyecek ekmeğin çok, yolculuğun daha uzun, çalılar daha çok takılacak bacaklarına, taşlar düşürecek belki seni al aşağı, maskelerin seni bile kandıracak, mutlu sanıyor olacaksın kendini ve sen bile kendine daha çok yabancı olacaksın.

Aynaya her baktığında uzaklaşmış olacaksın ruhuna üflenen cevherden.
Bir yabancıyı sırtında asırlarca taşıdığın yük gibi taşıyacak, içinde savaşların daha çokça devam edecek,
Cenk edeceksin aklınla,
Yok sayacaksın iç sesini.
Cenneti masallardan dinleyecek,
Dünya distopyasında en güzel yalanlar ile en çirkin gerçeklerin içinde olacaksın.

Hatta şimdi, şu an tam da bunu okurken “aman konuştu bal kabağı, bu da çok biliyor, sanki sen gökten zembille indin, kendini Mehdi ilan etti” diyeceksin bana.
Bende buradan sana gülüyor olacağım.
Çünkü hepimiz aynı kervanın yolcusuyuz,
Hepimiz aynı gemideyiz,
Benim de senden farkım yok,
Hepimiz insan olmak için tasarlanmış, insan olma yolunda prototip beşerleriz
Ve hangimiz önce uyanırsa bir diğerini çimdiklesin diye tembihleyenlerdeniz.

Yazar

Benzer yazılar

1 Yorum

  1. Murat Tali - YY

    Sevgili Figen, yazın, insanın kendisinden kaçamayacağı gerçeğini iliklere kadar hissettiren, derin ve samimi bir yüzleşme çağrısı gibi… Ne kadar uzağa gidersek gidelim, hangi maskeleri takarsak takalım, eninde sonunda kendimizle baş başa kalacağımız gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız.

    Satırlarında, kaçışın aslında bir yanılsama olduğunu, asıl huzurun ise kendimizle barışmaktan geçtiğini çok güzel anlatmışsın. Kendi gölgelerimizi kabul etmek, onlarla yüzleşmek cesaret ister ama belki de gerçek özgürlük burada başlıyor. Düşündüren ve içe dönmeye davet eden bu kıymetli yazın için teşekkür ederim. Kalemine sağlık!

    Yanıt

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir