“Bugün senin yaşadığın mutluluk, senden önce ve başka bir zaman diliminde, bir başkasının uğruna çaba verdiği bir hayattı.”
Şu hayatta hiçbir şey bize ait olmadığı gibi, olan ve biten de aslında bizim tam olarak hiçbir zaman sahip olmadığımız, bizim ürettiğimiz, bizim yaptığımız ve oluşturduğumuz bir olgu bir sonuç değildir.
Şifa aranmaz şifa bulunur.
Öğrenci hazır olduğunda öğretmen görünecek,
öğrenci gerçekten hazır olduğunda öğretmen kaybolacak. Lao Tzu
Mürşit aranmakla bulunmaz, mürit olmak gerek.
Mürit mürşidini bulmaz, yoldadır ancak aranan.
Mürit yolu aramaz, o zaten yoldadır, Mürşit’e gidendir.
Mürşit yol göstermez, o yolun feneridir.
Bir ressam dahi kendi eli, boyası, fırçası ve hayal dünyası ile oluşturduğu resme bakıp
“Ben yaptım” dediği anda; bilinmez, sinsi ve zehri ile tehlikeli bir hastalığın pençesine düşmektedir.
Bu hastalık onun önüne dışlanma, eleştirme ve dolayısıyla eleştirilme, yer edinememe, mükemmeliyetçiliğin ağır eziyetleri ile nöbetler halinde vuracaktır. Çünkü teklik değil bütünün bir paçası olduğunu bilinçsizliği, böylece inkârı ve şirki beyninde tilkiler, kanında zehir gibi kol gezer.
Bu boyuttaki her şey, öncesi mutlak bir mayası, bir temeli ve ona dokunan başka ruhların katkısı dahilindedir. Yürüdüğümüz bir yol temiz ise bilin ki bize o yolu daha önce biri açmıştır. Üzerine bastığımız toprak verimli ve bakımlıysa bilin ki daha önce birileri ekip biçmiş, hasattan geçmiştir.
Bir sevgili size Aşk ile geldiyse o senden ötürü değil onu senin için hazırlayan bir önceki aşkların işidir.
Bir çocuk önüne oyuncaklarını döküyorsa bu senin içindeki çocukla barıştığın ve onu anlayan bu çocuğun yaydığı ışık sayesindedir.
Demem o ki hani hep” ben yaptım, benim çabam, benim eserim, benim olayım der, – içinde bol bol çerez gibi kullandığımız o gıyabında büyülü kelime “ben” vardır ya, oluşan her şeyin kibrine, ivazına, büyüsüne kapılırız ya, işte bu uçurumun kenarına gelmiş olduğumuzun uyarısı, önümüzde bir ” DUR” diyen kocaman bir tabelanın resmidir.
Zira tevazu yüceltir, kibir alçaltır.
Davam
İçinden sağ çıkılmayan bir hayat,
Ekseri sol yanımızın ağrıdığı ve sağ yanımızı doldurmaya çalıştığımız bir yolculuk,
Bu kadar solcuyken tüm sevdaya yazılan mektuplar,
Nasıl sağ çıkılır bu davadan ve salim gelir cevaplar.
Davam sen değilsin,
Sen’cilik öldürür beni,
Bencillik mum gibi söndürür,
Davam bulmak.
O arayarak bulunmayacak olanı,
Ama yalnızca arayanların bulduğunu sol yanımda oldurup, sağıma da seni koymak.
Ve yolumu belki sağ değil ama salim tamamlamak
İnsanın bildiği tüm doğrular yeniden yapılandırıldı ve dönüştürüldü. Tarih ve zaman ileri gidiyor ama insanlığımız ve insana dair tüm bilişlerimize inanılmaz geriliyor. Varlığın kibrinden sevginin tevazusuna geçişte olanları bulduğumuz bir yarında şiir tadında doğumlar yaşamak gerek. Kalemine sağlık Figen….