Kendini ne kadar tanır insan? Bilir mi hakikatini? Bilgili olmaktan ötedir bilgelik makamı. İnsan önce kendini tanıyarak varır, bilgeliğine. Bilginin kudretini, kullanabilenlerdir bilgelik yolcuları. Bu yolculuğa çıkanlar tevazu bilinciyle yürürler, bilginin yolunda hakikat arayışlarına.
Kendi gerçek değerini anlamakla başlar tevazu bilinci. Sorgulamayı gerektirir içtenlikle ve yanıtlarıyla kendini tanımayı ardından. İnsan ne kadar hakikat penceresinden bakabilirse kendine, o denli gerçeğiyle yüzleşebilir. Her yüzleşme adım adım kendine varıştır. İsteklerinin, hırslarının, ihtiraslarının, kibrinin ve gururun farkındalığında olmak ve azimle baş edebilmektir zayıflıklarınla. İnsan olmanın erdemlerini giyinerek, meziyetlerini güçlendirmek ve insan onuruna yakışır kılmaktır kendini.
Kendini bilen insan değerinin farkındadır ve alçakgönüllülük erdemiyle yol alır. Tevazu bilinciyle yükseltir, kendinden kendini bilgelik mertebesine. Ve hakikat arayışıyla yol alır, özüne. Hayatın aslolan amacına, tekȃmülüne varır hakkınca.
Tevazuyla yol almak
Tüm zaaflara farkındalık gerektirir
Acı kökenli zaaflar, haz kökenli zaaflar
Maddi, duygusal ve zihinsel zaaflar
Ne denli terk edilebilirse egosal zaaflar
O denli güçlüdür ruhen insan
Ruh, bilgelik mertebesine ancak tevazuyla ilerler
Zaaflarsa tutunmaktır sadece kibre ve gurura
Zaman, mekân ve maddeyi aşabildiğinde
Her şeyin ötesindedir ruh
Elinde yegâne gücü, deneyimleriyle edinimleridir tekȃmülüne varan
Her şeyin illüzyon olduğunu fark eden zihin
Bütün örtülerini kaldırır görünenin
Var olana dair ne varsa
O vakit her şey serilir önüne
Yitirir anlamını çoğu şey zamanla
Geriye bir tek hakikatin kalır
Ve insan hakikatini tevazu bilinciyle tanır
Kendini açık yüreklilikle değerlendirebiliyorsa insan, gerçeğini ortaya koyabilir. Kibri ve gururu eksik yönlerinin önüne geçiyorsa, önce kendine çalım atar. Karanlıkta bırakır, zihnini tüm zayıf yanları. Tevazu ise kibrin ve gururun şifasıdır. Dengeler olumlu olanla olumsuz yanlarını. Sevgiyi besler, nefrete inat. Hoşgörüyü ve alçakgönüllülüğü besler, kibre ve gurura inat. Aydınlatır ruhunu, karanlığına inat. İyiliği baş tacı yapar, gölgede bırakır ne varsa kötülüğe dair.
Bilgelik yolunda tevazu bilincin, tutunduğun tüm zaaflarından kurtarır benliğini. Özgürleştirir ruhunu. Dengeler ihtiraslarını. Dizginler bütün hırslarını. Kibrini ve gururunu yakar, kül eder. Zapt eder tüm arsız isteklerini. Bütün erdemleri ruhuna giydiren en sadık rehberindir, tevazu bilincin. Olgunluğun bereketli nimetlerini tattırır cömertçe. Seni benliğinin tutkusundan azad eder. Dönüştürür olman gerekene… Ve yürürsün bilgelik yolunda hakikatine.
“Arkamda yürüme ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece ikimiz de eşit oluruz.” sözüyle Kızılderililer bilgeliğe ve tevazu bilincine ne güzel de ayna tutmuş zamanlıca.
O zaman, hakikat arayışınıza olan bilgelik yolculuğunuzda tevazuyla kalın. Sevgiyle birlikte yürüyelim tekȃmülümüze insan olmanın erdemiyle
Engin deryada bir damla olduğumuzun farkındalığıyla ve tevazuyla, karışmaktır bütünün sonsuzluğuna varlık gayemiz aslında.
Küçük hatalar, varlığımızın evrene karşı tevazu ile eğilmesinden başka bir şey değildir diye düşünüyorum…