Hayatı anda yaşamak üzerine kurduğum milyonlarca cümleden sonra yeni bir yıl cümlesi sanki AN kavramına ters düşüyormuş gibi geldi. Öyle her an yeni, her an bir başlangıç içeriyor kendi içinde, kutlamayı sürekli kılmak gerekiyor. Kimin, hangi tarihte ortaya attığı belli olmayan tarih ve zaman kavramının içinde kaybolup gidiyor insanlık.
İşe yetiş, toplantıya yetiş, okula yetiş, birinde kaybettiğin zamanı diğerinde kurtarma telaşı ile hayatın içindeki keşmekeşte kaybolup gidiyoruz. Bütün bu saniye, dakika, saat, gün, hafta, ay ve yıl kavramlarının bize dayattığı yetiş düşüncesi ile geç kaldın baskısı altında benliğimizi kaybediyoruz.
Yeni bir yıl mı? Yeni bir ay mı? Her hafta Pazartesi başlanılacak olan yeni başlangıçlar mı? Hep tarihlere, zamanlara odaklı bir yaşam modeli içinde insanlığın stres, anksiyete, kalp krizi, migren, endişe vb hastalıklara yakalandığı hayatın yaşanabilir kısmı nerede kalıyor sizce.
Bir de işin inanç boyutu devreye girdi yeni yıl kavramı ile. Kimilerinin kutlamalı kimilerinin kutlamamalı dediği hatta bunun için şiddet eylemlerine yönelik çağrılar yapıldığı bir döneminde içindeyiz ülke olarak. Sahi karşı duranların kendi başlangıç tarihlerinde yaptıkları kutlamalara da birileri karşı çıkmaya kalksa ortaya çıkacak olan kavgada kim haklı olacak… Sadece Noel kutlamalarına alternatif olsun diye ortaya atılan kutlu doğum haftasının* dünyanın hiç bir islam ülkesinde olmaması ve sadece ülkemizde kutlanmaya başlanmasının arkasındaki gerçekliği kim çözecek.
Kiminle ne şekilde kavga ediyoruz. Kimlerin oyununda başrollere bürünüyoruz. Sahiden yeni yıl kavramının ardında dönen kapitalist tüketimden, sömürüden haberdar mıyız? Yeni başlangıçlar elbette kutlanmalı herkes için önem arzeden günler elbette olmalı fakat bunları milli mesele haline getirip kavgaya girmek ne kadar anlamlı olabilir.
Hayatı AN’da yaratıyoruz ve AN bütün zamanların sahibidir. Kendiniz için kutlama yapacaksanız, her an doğum yapan benliğinizi fark edip onun gerçekliğine seslenin derim. Tüm başlangıçlarınızın AN’ların doğurduğu güzellikler bezeli olmasını diliyorum. Vakit, Kendin(i) Bul’ma vaktidir. Doğacak olan SİZ’in yarattığı her bir değer, hem gelecek kuşaklara hem de sizin Kendin(i) Bil’me yolcuğunuza katkı sağlayacaktır.
Yeni olan tüm başlangıçlarınız ve AN’larınız kutlu olsun. Varlığınıza teşekkür ediyor ve bu başlangıcın İNSAN’lığa bir hediye olarak AN’lamlandırılmasını diliyorum…
Yeni AN’larınızda musmutlu olun…
Dipnot : Kutlu doğum haftası ile ilgili detaylara internet üzerinden ulaşabilirsiniz, çıkışı ile ilgili bilgi aşağıdaki gibidir.
*Kutlu Doğum Haftası, Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay’ın teklifi ile Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1989 yılında başlatılan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da desteklenerek sadece Türkiye’de resmiyet kazandırılarak her yıl farklı gündem ile Hz. Muhammed’in hayatının anlatılmasının amaçlandığı ve doğum gününün miladi takvime göre 20 Nisan kabul edilerek kutlandığı ifade edilen bir etkinlik haftasıdır. Etkinlik son yıllarda 14-20 Nisan tarihleri arasında yapılmaktadır.”