Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Çocuğunuz Nasıl Daha İyi Konuşur?

Öncelikli Not: Bu yazı bir uzman tarafından yazılmamıştır. Kendi çocuğum ve arkadaşlarımın çocuklarından gözlemlediklerim, uzmanların tavsiyeleri ve okuduğum kitaplardan kendimce derlediğim bilgilerdir.

Çocuğunuz doğduğunda onun için pek çok hayaliniz kurarsınız. İlk aylar onunla oynayacağınız oyunlar epey sınırlıdır, üstelik genellikle oyunlara verdiği tepkileri bile anlamanız haftalarınızı alabilir.

6. aylarının başında hece tekrarıyla başlayan konuşma macerası, ilerleyen aylarda hızla ilerler-veya ilerleyemez.

Konuşma konusunda sıkıntı yaşayan çocuklarda genellikle hırçınlık, öfke ve ağlama krizleri, konuşabilen çocuklara göre daha çok yaşanır. Peki çocuklarımızın daha iyi konuşabilmeleri mümkün müdür?

Bu sorunun cevabı hem evet hem hayır. Evet; eğer çocuğunuzda konuşma becerileri normal veya daha fazlaysa sizin de yapabileceğiniz çok şey var. Ama hayır; eğer çocuğunuz aşırı hareketli, konuşma becerileri de nispeten yaşıtlarından az ise aşağıda yazanları yapsanız bile belli bir yaşa gelene kadar belki de diğer çocuklar kadar iyi konuşamayabilir. Yani anlayacağınız, çocuğunuz henüz 6 aylıkken konuşma becerisini ve hareketliliğini tam ölçümleyemeyeceğinize göre siz elinizden geleni yapın, meyvelerini belki birkaç ay, belki 1-2 yıl içinde alın.

Ve lütfen, eğer siz başka şeyler yapıyorsanız, bizimle yorumlarda paylaşın. Annelik paylaştıkça güzelleşen, paylaştıkça büyüyen keyifli bir yolculuk.

Gelelim neler yapabileceğimize;

1. Bol bol kitap okuyun: Belki de verebileceğim en klasik öneri budur. Kitap okumak, çocuğunuza kazandıracağınız en güzel alışkanlıklardan biridir. Çocuğunuzun ayına uygun pek çok güzel kitap var, ben de oğluma 3. Ayından itibaren düzenli bir şekilde kitap okudum. Ama buradaki esas önerim bu değil!

Siz de yanında kitap okuyun! Çocuğunuza bir alışkanlık kazandırmak istiyorsanız, öncelikle sizin o alışkanlığa sahip olmanız gerekir. Oğlumla araba seyahatlerimizde, ben onun yanında oturduğum süre boyunca hep yanıma kitap aldım ve yol boyu kitap okudum. Onu dolaştırmaya çıkardığımda, molalarımda belki 1 sayfa ancak okuyabileceğimi bilmeme rağmen yanımda kitaplarımı taşıdım. Çocuklar muazzam gözlem yeteneğine sahipler. Eğer siz onun kitap okumasını istiyor ancak yıllardır 1 kitabın dahi kapağını açmıyorsanız, çocuğunuzdan bu alışkanlığı edinmesini boşuna beklemeyin. İçinde varsa belki, ama düşük bir ihtimalle kitapları sevebilir. Ancak büyük ihtimalle kitap okumaya başladığınızda ağlayarak okumanızı bölecektir.

Kitap okumanın en önemli ve güzel etkisi, çocuğunuzun kelime dağarcığını geliştirmek ve düzgün cümleler kurmasını sağlamaktır. Örneğin “Arkadaşım Makinist” isimli kitabı okuyana kadar oğlumun kelime dağarcığında “makinist, tren, hızlı tren, peron, hamal, hareket saati,…” gibi onlarca kelime yoktu. Şimdi bu kelimelerin hepsini kullanıyor, merakla ilk hızlı tren seyahatimizi bekliyor 🙂

2. Bol bol konuşun: Çocuğunuza bazı şeyleri açıklamak için onun soru sormasını beklemeyin. İlk doğduğu andan itibaren, takın sling veya kangurunuza, onunla konuşa konuşa yürüyün. O sırada çevrenizde olanları anlatın, “bak şimdi kırmızı bir araba yanımızdan geçti, yeşil adam yandı, yayalar geçiyor. Kırmızı adam yandı, duruyoruz.” Gibi çok basit ama anlamlı cümleler kurun.

Çok konuşkan bir yapım olduğu için aramızda hep dalga konusudur, o kadar çok oğlumla konuştum ki “yeter yahu, bari cevap vereyim de şu kadın sussun” dediğini söyleriz. Şaka bir yana, gerçekten siz ne kadar çok konuşursanız, çocuğunuz da sizinle çok daha erken ve hızlı iletişim kurar.

3. Püre yapmayın: Çok ilginç gelebilir, püre ile beslenmeyen çocuklar çok daha iyi ve hızlı konuşmaya başlıyorlar. Aslında düşününce bunun sebebi çok basit; çocuklar çene kaslarını ne kadar erken ve çok kullanmaya başlarlarsa, konuşma yetenekleri de o kadar hızlı devreye giriyor.

Her zaman söylüyorum, ilk 6 ay mümkünse sadece anne sütü. 6. Aydan itibaren ise parmak besinler, minik tadımlar, her daim minik lokmalar halinde verilebilir. Korkmayın, çocukların öğürme refleksi özellikle ilk 1 yıl inanılmaz iyi. Evet, benim çocuğum da öğürdü, benim de korktuğum zamanlar oldu. Olmadı dersem yalan olur. Ancak ilk zamanlar çatalla azıcık ezerek verdiğim sebzelerini, 9. Aydan itibaren direkt küpler halinde verdim ve 10. Ayından itibaren de BLW yöntemiyle yani bebeğimin kendi kendine beslenmesine izin vererek büyüttüm. 1,5 yaşındayken çatal-kaşığını düzgün tutan, yoğurt ve çorbasını dahi kendi yiyebilen bir çocuktu. (Araya sıkıştırılmış bir bilgi vermek isterim, BLW yöntemiyle büyüyen çocuklarda yazı yazma becerisi ve yazılarının düzgünlüğü de çok daha iyi oluyor. Tıpkı çene kaslarını geliştirmenin konuşmaya olan pozitif etkisi gibi, el kaslarının bebekken olan gelişimi de yazma tembelliğini önlemektedir. Bu da belki başka bir yazı konusu olur.)

4. Anlamayın: Bu öneri bir arkadaşıma aitti, ben inanılmaz faydasını gördüm. Çocuklar malum ilk başta kelime kelime derdini anlatır ve çoğu zaman kelimeleri doğru telaffuz etmez. Bir süre sonra örneğin “fu” dediğinde siz “su istiyorum” dediğini anlarsınız. Düzeltmezsiniz, onun için su, fu’dur artık. Başta annesi olmak üzere yakın çevresindeki herkese bu konuşmaları normal gelir. Normalleştikçe, düzeltilmesi de daha zor olur.

Bundan sonra örneğin “ma ve” dediyse, “anlamadım yavrum, ne istiyorsun?” deyin, mama istediğini anlasanız bile. Biraz zorlayın, sonra “Hımm, sanırım mama ver demek istiyorsun” diyerek, söylemeye çalıştığı cümlenin doğrusunu ona söyleyin. Ve örneğin bunu birkaç kere tekrarladıktan sonra, ona da tekrarlatın. Kendini zorlamasına izin verin. Sabırla binlerce kez aynı kelimeyi söyleyeceksiniz, buna kendinizi şimdiden hazırlayın 🙂

5. Yaşıtlarıyla bir araya getirin: Çocukların birbirleriyle iletişimi, konuşma becerilerini inanılmaz geliştiriyor. Eğer bulunduğunuz apartmanda, sitede, aile içinde bebeğinizle yaşıt çocuklar varsa onlarla mümkün olduğu kadar çok bir araya getirin.

Bizim yaşadığımız çevrede maalesef oğlumla yaşıt pek bebek yoktu. Ben öncelikle oğlum 4 aylıkken Dance With Babies (Bebeklerle Dans) isimli bir dans kursuna gittim. Ergobaby kangurum vardı (kendisi hayat kurtarıcımdı) ve ergonomik kanguruma koyduğum bebeğimle keyifle dans ederek hem yaşıtlarıyla vakit geçirmesini sağladım hem de kilo verdim. 4. ayından 13. ayına kadar bu kursa devam ettim. Dance With Babies hala pek çok yerde düzenleniyor, örneğin şu anda yaşadığım Atakent’te Acıbadem Hastanesi’nde bu kurs verilmekte. Yeni annelere mutlaka tavsiye ederim.

Oğlum 20 aylık olduğunda epey geniş bir kelime haznesine sahipti ancak cümle kuramıyordu. Evimizin yakınındaki minik bir oyun grubuna götürmeye başladım, 2-3 hafta içinde kelimeleri cümlelere dönüşmüştü.

Eğer çevrenizde yaşıt çocuk yoksa o zaman oyun gruplarına götürebilirsiniz. 6. Ayından itibaren bebeklerinizi götürebileceğiniz pek çok güzel oyun grubu var artık.

Eğer oyun grubu bulamıyorsanız, sosyal medya üzerinden bile kendinize oyun grubu kurabilirsiniz. Örneğin Facebook’ta üyesi olduğum pek çok anne grubunda aynı il ve ilçelerde yaşayan anneler bebeklerini bir araya getirmek için etkinlikler düzenliyorlar. Siz yeter ki isteyin, yapamamanız için hiçbir neden yok.

6- Emziği sadece uyurken kullanın: Bebeğinizin daha iyi uyuması için emzik kullanıyor olabilirsiniz. Ancak gün içinde ağzında sürekli emziğin olması, tahmin edebileceğiniz üzere konuşmasını negatif etkileyecektir. Emzik sürelerini kısaltmayı, gün içinde emziği görebileceği yerlerden kaldırmayı deneyin.

Tekrar söylemek istiyorum; bunların hepsini yapmanıza rağmen çocuğunuz akıcı konuşamıyor olabilir. Bu da çocuğunuzun kendi yapısıdır. Çocuklarımızın her birinin birbirinden özel potansiyelleri var, lütfen potansiyellerinin üzerinde beklentilere girmeyin. Ama lütfen, lütfen çocuklarımızın potansiyellerini ortaya çıkarmak için sabırla, itinayla, sevgiyle ve bilgiyle uğraşmaktan hiç vazgeçmeyelim…

Exit mobile version