Form almak ve Özdeşleşmek arasındaki fark nedir?

Öz bir form aldığında bir ismimiz ve cismimiz de mevcut hale gelmeye başlar. Esra o formun özüyle , bilinçli bir farkındalıkla özdeşleşen kimliğidir. Bu yaratım bilinç alanımızda her an mevcuttur. Bana başka bir isimle seslendiğinizde nasıl dönüp bakmayacak kadar eminsem; işte kopya kimliklerimizi de aynı bu şekilde yarattığımızı da fark etmemiz çok önemlidir. Ancak sanki biz değilmişiz gibi görmezden geldiğimizin de bilincinde olmamamız kimlik istilasına uğramamız anlamına gelir.

Örneğin spor yaptığınızda siz aslında bir veçhe yaratırsınız. Bu bilinçli farkındalığınızdır. Spor yapmıyorum demezsiniz ve birsi de size “ sen spor yapmıyorsun” dediğinde bunu kabul etmezsiniz. Bu artık sizin bir kimliğiniz olmuştur. Buraya kadar bir sıkıntı yok. Asıl sorun farkında olmadan yarattığımız kimliklerimizdir. Onlar tarafından yönetiliyoruz, başkalaşıyoruz, depresif durumlarla boğuşmak zorunda kalıyoruz. Neden? Öz aynı şekilde bu elbiseyi her gün giymemizi istemiyor. Yarattığımız her kimlik eninde sonunda öze dönmek durumundadır. Özdeşleştiğimiz tek kimlik Ben’im enerjisi, diğerleri kendini deneyimleyen formsuz olanın kendini bu elbiselerle keşfetmesidir. Onlar biz değiliz, onlar bizim oyun alanımızdaki araçlarımızdır.

Çok nadir durumlarda üst, üste aynı elbiseyi giyeriz. Sonra onu çıkarıp, yıkayıp askıya asarız ve bir daha ihtiyacımız olduğunda, onu tekrar giyeriz. Bu bizi elbiseyle bütün kılar ama biz elbiseyi taşırız, elbise bizi değil.

Form almak ve Özdeşleşmek arasındaki fark nedir?

Sıfatlanan her misafir veçhe şimdi aynı ismimiz gibi fark edilip öze dönmek ve bizimle bütünleşmek istiyor.

Öz tektir. İsimler çoktur. Şaşırtan kısım da burasıdır. Bu çokluk neden tekil olarak deneyimlendikten sonra bırakılamıyor? Ne yapmak gerekiyor? Seni hangilerinin yönettiğini fark et. Örneğin; spor yapan veçhen sana, spor yapmadığın zaman suçluluk duygusu yüklüyorsa onun elbisesini değiştir, bu kimlikliği özüne çağır.

Sevgili spor veçhem, seni ben yarattım. Ancak şimdi bana hizmet etmiyorsun. Suçlu hissediyorum. Spor yapmadığım zamanlarda da mutlu olmaya izin veriyorum. Endişe edilecek bir durum yok. Canım istediğinde seni tekrar davet edeceğim ve bana hizmet edeceksin. Ben’imime geri gel. Sen benim kimliğim değilsin, sen form almış bir elbisesin. Seni ben yarattım ve sorumluluğumu alıyorum. Gel ve benimle bütünleş. “

Kendi yaratımının sorumluluğunu al. Huy olarak, davranış olarak hatta düşünsel olarak ele aldığın her şey sana deneyim elbise giydirir. Onu çıkarmayı bil ve bundan mutsuz olma.

Böylelikle yaratıcı olmanın keyfini çıkarmaya başlayacaksın. Seni yönetmeyecekler. Seni kimlik bunalımına sokmayacaklar.

Öz’deşleştiğin her form senin özünü kapatır. Uyanık ol ve formsuz olanın tekilliğinden uzaklaşma. Özünle bağlantını kaybetme ve hep kendini hatırlayan ol.

Ve de öyledir…

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir