Güneşimiz, ışığımız, yaşam kaynağımız çocuklarımız. Onlar geleceğimizin cennet tohumları. Onlar umudumuz, yarınlarımız. Onların ışığı sönerse kararır dünyamız.
Çocuklarımıza nasıl bir gelecek düşlüyoruz? Ne kadar farkındayız onların sorunlarının? Ne gibi çözümler üretiyoruz bugünleri ve yarınları adına? Nasıl bir gelecek miras bırakıyoruz çocuklarımıza?
Farkındalıkla, duyarlılıkla, sorumluluk bilinciyle hiç düşündük mü dünyanın yetişkinleri olarak bizler, çocuklarımızın var olan sorunlarını samimiyetle. Onlar için nasıl bir gelecek düşlüyoruz? Onlara nasıl bir dünya miras bırakacağız gelin bir daha düşünelim o zaman farkındalık adına…
190 ülkede güçlü bir varlığa sahip, dünyanın öncü çocuk hakları savunucusu olan UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) tarafınca yapılan misyon açıklamalarından biri de; “Çocukların yaşatılmaları, korunmaları ve gelişmeleri insanlığın gelişme öğesi olan evrensel kalkınmanın belirleyicileridir.” şeklindedir.
UNICEF tarafından 2015 yılında yayınlanmış “Dünya Çocuklarının Durumu” raporuna göre; 1990 yılı itibariyle 5 milyar olan dünya nüfusunun, 2050 yılında yaklaşık 2,7 milyarı 18 yaşından küçük çocuklar olmak üzere 9 milyara ulaşacağı belirtilmiştir. Yine UNICEF raporuna göre; 2030 yılına kadar çoğunluğu önlenebilir hastalıklar nedeniyle 69 milyon çocuğun hayatını kaybedebileceği, 167 milyon çocuğun yoksulluk içinde yaşıyor olabileceği ve 750 milyon kadının da çocuk yaşta evlenmiş olabileceği öngörülmüştür. Aynı rapor verileriyle; 2017 yılı itibariyle bugün dünyada eğitim imkânına ulaşamayan ilköğretim çağında 61 milyon çocuk, ortaokul çağında 60 milyon ergen bulunmaktadır. Okula gitmeyen çocukların %52 ‘sini kız çocukları oluşturmakta ve eğitim imkânına ulaşamayan her 4 çocuktan 1’i krizden etkilenen ülkelerde yaşamaktadır.
- Eğitim, cinsiyet ayrımı olmaksızın çocuklar için fırsat eşitliği temelinde ücretsiz ve ulaşılabilir olmalı
- Dünyada gerçekleşen felaket, çatışma, yoksulluk, güvenlik sorunları ve beslenme yetersizliği nedeniyle çocuklar hayatını kaybetmemeli
- Önlenebilir anne, yeni doğan ve çocuk ölümleri önlenmeli, çocukların sağlığı ve gelişimi desteklenmeli
- Güvensiz su, sanitasyon ya da hijyen eksikliğine bağlı önlenebilir hastalık ölümleri önlenmeli
- Kritik durumdaki muhtaç çocuklara yaşamsal hizmet ve bakım zamanında ulaştırılabilmeli
- Tarım ve sanayi gibi birçok alanda çocukların işçi olarak çalıştırılması önlenmeli
- Engeli olsun olmasın tüm çocuklar bir arada yaşayabilmeli, çocukların hiçbiri toplumdan dışlanmamalı
- Hızlı kentleşme sorunu nedeniyle çocuk dostu şehirler inşa edilmeli
- Çocuklar ve sahip oldukları hakları arasında duran finansal, siyasal, kurumsal, toplumsal ve kültürel engellerin ortadan kaldırılması merkezi öncelik olmalı şeklindedir.
Günümüzün çocukları uyaranların çok fazla olduğu, bir o kadar daha eğitici ve geliştirici bir ortamda; araç-gereç, oyuncak, televizyon, radyo, dergi, kitap, bilgisayar, internet, sosyal platform ağları gibi kitle iletişim araçlarının etkisinde yetişmektedir. Bu gelişmeler doğrultusunda; aile, eğitmen, sosyal çevre ve toplumu oluşturan biz yetişkinlere çocuklarımızın kişisel ve yaşam haklarını korumak, onların güvenliğini sağlamak, ruhsal ve fiziksel sağlıklarını korumak için daha fazla sorumluluk düşmektedir. Ve sorumluluk bilinci insani bir sözleşmedir. Bu sözleşme insanoğlunun vicdanlarıyla hükme bağlıdır.
İnsan olmanın erdemlerinden birdir insani sorumluluk bilinci. Evrensel değerlerle, bütün canlılar gibi çocuklarımızın da yaşam hakkına sonsuz saygı göstermek en önemli insani sorumluluğumuzdur. Çocuklarımızın sağlığı, güvenliği ve yaşamı geleceğimizdir. Dünyamızı aydınlatan güneşimizdir onlar. Bu nedenle bütün insanlığın sorumluluğundadır çocuklar…
Çocuklarımız geleceğimiz, yarınlara umudumuz güneşimiz
Çocuklarımız geçmişin bize mirası
Onların çocukları da bizim geleceğe mirasımız
Çocuklarımız, verebildiğimiz sevgi tomurcuklarıyla
Bugünün rengârenk çiçekleri, yarınların cenneti
Çocuklarımızın kahkahalarındaki ahenk, canlılık demek.
Gözyaşlarındaki kırgınlıksa, kalbimizde dinmeyen bir sızı.
Dünya okuluna her erken veda eden çocuk,
Ruhumuzu derinden kanatan bir yara
Kendi hayat hikâyesiyle zamansız göçüp giden her can,
İnsanlığımızdan kopan bir parçadır acısıyla
Bize gözleriyle…
Özlemlerini, acılarını, sitemlerini, umutlarını…
Kaygılarını ve korkularını anlatan her çocuk
Bize bizi…
Kaybettiklerimizi ve unuttuğumuz değerlerimizi
Görmezden geldiklerimizi anlatır aslında
Çocuklarımızın arzusu, yaşanası bir dünya bırakmamızdır onlara
Emanetçisi olduğumuz dünyayı, hakkınca devretmemizdir hakları
Sevgi, barış ve huzur kokan gelecektir umutları
Biz Ademoğlu’na
Geleceğin cennet tohumlarıdır çocuklarımız
Güneşimiz solmasın temennisiyle, geleceğin cennet tohumları çocuklarımızı sevgiyle büyütelim hep birlikte el ele. Onlar aydınlık yarınlarımızın kutsal mirasçıları eşsiz varlıklarıyla… Ve koşulsuz olsun sevgimiz.