Kendimle yüzleştim
Sanki binlerce yüz’eştim.
İçim içim güzel içim söyle bana var mı bu dünyada beni senin kadar daha iyi tahmin / tamir eden birisi?
Şunları kendimize der dururuz sık sık;
‘İçim yanıyor bilemezsiniz her şey içimden başlıyor dışıma taşıyor.’
ben bilmiyorum iç sesim biliyor
ben sevmiyorum iç sesim seni seviyor
dikkat et iç sesim de sevsin seni
benim sevdiğim gibi’ ( burada seven aslında kalp olmalı, kalbini zekasına güven demek istiyor yazar)
‘Aniden aklıma geldi nasıl oldu bilmiyorum
İçimden bir ses söyledi
ve yaptım
neden yaptığımı ve sonuçlarının nereye varacağını hiç düşünmedim bile.’
‘Aslında biliyordum böyle olacağını fakat işte o içimdeki sesi dinlemedim’
‘Bir ben vardır
benden içeri
O içer ben içerim
O anlatır ben dinlerim’
‘Civciv yumurtadan çıkmak isterse yumurtayı İçeriden kırar.
Değişim içeriden başlar’
‘Canım istemiyor içim çekmiyor
canım çok istiyor çünkü bedenim biliyor ama önce ruhum emrediyor’
‘ruh bilir beden eşlik eder
ruh çok kişidir
beden neyse o
Ruh her şeydir
beden bir şey‘
‘Dişi seçer
erkek eşlik eder
ruh seçer beden eşlik eder
bedenin başına ne geldiyse
hepsi ruhun yüzünden’
‘Bedenle ruh tanışıp evlendikleri gün, beden gençleşmeye başladı. Çünkü ruhun ömründen alıp bedene verdik’
‘İçimin içinden çıkamadım ki dışıma sıra gelsin. Mutsuzluğumun sebebini elbette biliyorum fakat işin içiMden çıkamıyorum’
‘Ne diyor yine bu şair hadi konuları artık dağıtmadan toparla
ne çok konuştun kendi içinde
hep böyleysen vah ki vah senin haline!’
sus şikayet etme bak yine başladın onu her zaman çok sev çünkü en yakın dostun varlığının sebebi seni sen yapan yegane güzellik iç sesin yaşasın içim
Öylesine eğlenceli, öylesine beni güldürüyor, öylesine saçma sapan konulara takılıp kendini üzüyor ki size anlatamam… evet evet ben iki kişiyim biri saçmalayan, diğeri toparlayan… Biri toparlayan diğeri saçmalayan
Fazla ciddiye alırsan beni yerin dibine bile koyabilirim seni
Ey dilim sen neler açtın başıma en son diyeceğin baştan denir mi
dostu düşman edip diktin karşıma, namert sofrasına mert gidilir mi?
diye bir söz de vardı
hepsi birbirine karıştı şimdi.
İnsan garip bir varlık… İnsan, ancak gözlemlenebildikten sonra, derinliğine indikten sonra anlaşılabilir… Fakat yüzeysel olarak da bazı mesajlar verebilir. Anlayabilene farkındalık olsun.
Çocukluğumuzda ilk tanıştığımız kişiler anne ve babamız, onların davranışları tutumları olaylara bakışları bizim rol modelimiz olur.
Eğer eğitimli bir anne baba ile karşılaşmış isek bizim eğitimimiz tam olur… Fakat eğer eğitimsiz ve yüzeysel bir hayatımız olmuşsa, kendimizi geliştirmemiz gerçekten de mümkün olmuyor… Bunun için bize içsel olarak daha fazlası gerekiyor.
Çocuğunuzun doktor olmasını istiyorsanız, öncelikle anneanneniz ya da dedeniz tıp okumuş olmalıdır.
Sürekli benzer ve yüzeysel sohbet eden insanların kendini geliştirmeden hayatına devam eden kişilerin çocukları onlardan ne öğrenebilir ki?
Yeni bir film yeni bir kitap yeni bir düşünce farklı bir açı bir yenilik yok ise o ailede çocuk ne öğrenebilir?
günün menüsü
babanın iş yerinde neler yaptığı annenin gündüz günü nasıl geçti
diye Öğrenir ve bir bakmış ki günler aylar yıllar geçmiş çocuğun
konuştuğu başka bir konu yok
öğrendiği yeni bir şey yok
payına ne düştü bu çocuğun
ne öğrendi? Çocuğun datalarına ne yüklendi çocukluğunda?
oturup anne baba sohbet etmediyse bu çocuk hayata dair nasıl bir verim alabilir gelecekte marifet çocuğun karnını doyurmak mı yoksa beynini doyurmak mı?
Yoksa hepsi birlikte mi o zaman bunun bir okulu olması gerekiyor çünkü anne ve babaların çoğu eğitimsiz
Çünkü onlarda kendi anne babalarından gördüklerini uyguluyorlar çocuklarına
Hayatın bir kitabı yok fakat
Öğretmediği yerden sürekli soru soruyor insanlara
aslında olayın temeline indiğimizde maddi sıkıntı ve olanaksızlıklar yüzünden gerçekten eğitim imkansız hale geliyor.
eğitim sistemine baktığım zaman sanki bir sürü kitap var büyük bir kütüphanedeyiz sadece kitapların kapaklarını okuyabiliyoruz içine girmemize izin vermiyorlar gibi görüyorum.
Bazen sadece kapağı okuyarak hayata anlamamız kitabın içinde ne yazdığını tahmin etmemiz bekleniyor.
böyle bir şey olabilir mi? evet
hayatın öğretme şekli tam olarak böyle okullarda bunu öğretiyorlar aslında okuduğu bir kitapta insanın aklında 12 cümle kalır
daha fazlası değil
onun da yarısı birkaç ay içerisinde uçar gider geriye kalan yarısı
Bir yılın sonunda uçar gider
yani bir kitap bir cümle eder oda zaten çoğunlukla kitabın dışında yazar.
Gerisi mi?
Onu da kendin tahmin edebilmelisin.
İnsanın öğrendiklerinden ziyade iç sesidir. Tek rehber odur.
Dış rehberi eğer imkanların oluşmasını bekleseydik daha çok beklerdik. O zaman ver Mehteri.
Gelişmemiz tamamen eğitime bağlı olsaydı yanmıştık sadece kitabın kapağını okuyarak eğitim olabilir mi?
Bizler koskoca eğitim hayatımız boyunca sadece kitabın kapağını okuyoruz
aradan on yıl geçiyor eğitim bitiyor okullar sona eriyor
iş hayatına başlıyoruz kitapta kalan hangi şeyi aklınızda kalıyor bir düşünün
bu durumda o kadar yıl eğitim UYGULAMA olmadan gerekli mi tekrar sorgulamak gerekiyor diye düşünüyorum.
Geçmiş yıllardaki savaşlarda neler olmuş hangi sayıyı toplayınca ne kadar yapıyor kosinüs tanjant hangi ilimizde kaç ilçe vardır?
dağlar denize nasıldır?
göller nasıldır bunları hayatın içerisinde hiçbir sınavda görmüyoruz.
ha şöyle oluyor şimdi bu koskoca kütüphanedeki kitaplar var ya biz mesela gidiyoruz şiir bölümünden faydalanıyoruz ya da anne çocuk bölümünden faydalanıyoruz bu kadar onların da yine sadece kapaklarını okuyoruz.
Fakat yine şiir yazmak için içimize dönüyoruz çocuğumuzu anlamak için de onun gene içine bakıyoruz
kişiliğini günbegün çözmek zorunda kalıyoruz.
İçine girsen de zaten aklında tutamıyorsun o yüzden ne çok akıllıyız ne de çok aptalız.
Doğru anladınız
Bizler iç sesimiz kadarız.
Bu da yine sana biçilmiş olan ruh ve beden toplamıdır yani daha fazlasını ancak daha fazlasını gerçekten istersen elde edebilirsin. Aksi halde yorumlama yeteneğin yok ise hayatın her sahnesinde bir yerden nota okuman gerekir
Hiç nota okumayı bilmediği halde çok güzel sesi olan insanlar var biliyorsunuz değil mi
Onlar kim?
üstün yetenekliler mi peki üstün yetenekli olmak çok para getiriyor mu?
her meslek için değil.
Üstün yetenekli olmak ayrı
yetenekli olmak ayrı
bunu paraya çevirebilme yeteneğine sahip olmak ayrı
bütün bu yeteneklerin hepsi ayrı ayrıdır.
İçinden gelmiyorsa yine dışına çıkamazsın çıkaramazsın içinde ne varsa dışarıya o yansıyor. İnsanın içinde olacak diyor büyükler.
Sen çok zekisin
çok akıllısın gerçekten bir işi şöyle parmağını oynatarak kendini çok yormadan bir şekilde halledersin
bunu ailen sana söylüyor
fakat sen kulaklarını kapatırsan kimse sana bir şey yapamaz
bu durumda ne zekan ne de aklın hiçbir işe yaramaz.
Gelecekte güzel işler yapacak iken
vasıfsız insanlarla alaylı üniformanı giyinerek (burada küçümseme yoktur çoğumuz neticede çoğumuz Köykentliyiz fakat çocuklarımız direk kentli ) herhangi bir işin ucundan salağı da bıraksan tutabileceğini bildiğin yerde ömrünü çürütebilirsin bunların hepsi tercih.
Gül düşünür gülistan olursun
kargayı düşünür çöplüğe gidersin
kendini neye layık görürsen hayat da seni onun için güzelce hazırlar
giyinir kuşanır hadi bakalım şimdi sahne sen de çık ve oyna der.
Kendini bir şey yaparken hayal etmek her şeyin üzerindedir Bu da gene içimizde başlar ah yanıyor içim her şey içimde başlıyor.
İçin fark edersen sen gerçekten bir mucize paketisin
Derinlere inip yüzleştikçe tanrının sana verdiği hediyeleri alıp alıp dışarıya çıkarabilirsin kendinle konuşmalarını değiştir
kendini layık gör
hak ettiğine inan
kendini sev bunun adı kendini beğenmek şımarıklık olmasın
Kendine bile aranda birazcık mesafe olsun saygı duy ve güzel konuş diye güzel güzel anlaş
geçmişe çok dönme
samimiyetin suyunu çıkarma diye bazı şeyleri şart koş kendine.
Bağımlılıklarını törpüleyerek kendini yasakla bir şeylere bağlı olmak iyidir fakat bağımlılığa dönüştüğü anda onları kendine yasaklamak birinci vazifen olsun.
Önce kendini fark edersin sonradan bu ilginç kişiliği tanımak için yola çıkarsın tanıdıkça sevmeye çalışsan iyi olur
çünkü ne kadar çabuk barışma imzalarsan anlaşma imzalarsan o kadar çabuk mutluluğun Yollarına gül dökersin
Kavga edersen kendinle o zaman da bir ömür boyu dikenlere bata çıka kolların bacakların kanayarak geçer gider ömrün eninde sonunda geldiğin yere geri dönersin. Kötü anılar biriktirmemek gerekir. Sıkılmadın mı kötü anılar biriktirmekten?
Hayal kurabilmek için bile gördüklerinin, bildiklerinin, duyduklarının değişmesi gerekiyor tanıdığın kişilerin değişmesi gerekiyor
Çünkü onları görerek empati yaptığın zaman o hayalin içine giriyorsun bilmediğin bir duygunun hayalini kuramazsın o sebepten bilmek duymak tanışmak önemlidir.
Sen duyduklarına görüntülerinden anladıklarından yorumlayabildiğin şeylerden ibaretsin bu sebepten onları nitelikli ve verimli hale getirmek için farkındalıkla çalışman gerekir
bilgisizlik buradan kaynaklanıyor
cahillik buradan kaynaklanıyor
iyi niyetli ve kötü niyetli diye bu iki duyguyu ayırırsak kötü niyetli olan doğru yapması gerektiğini bildiği halde yanlış yolda yürüyenlerdir
iyi niyetli olan ise doğruyu ve yanlışı bilmeden farkında olmadan gerçekleştirenlerdir bunlar aynı zamanda toyluk sınıfına girerler.
Bilmemek ayıp değildir öğrenmemek ayıptır bilmiyorum demek en insani vasıfdır.
Neyi bilmediğini bilmezsin hayat önüne çıkarırken gözlerin içine bakmayı unutma.
Ağladığın yerdedir değişim
Üzüntü duyduğun ve zorlandığın yerde olur o insanlara teşekkür et ve gönder
Dersini al ve ilerle ama onları hayatında uzun süre tutma.
Böylece konular uzamamış olur.
Her gün aynı hayatı yaşıyorsan sıkıntı yok
fakat aynı şekilde düşünüyorsan büyük bir sıkıntı var
bir yıl önceki senle aranda hiçbir değişiklik yoksa sürekli fotokopi çekiyorsun demektir Bu da hiçbir işe yaramaz.
Peki bunları yapsan kendini geliştirsen neler olur diyorsan hiç Ummadığın bir yerde hayatını kurtarır diyebilirim.
Çünkü öğrendiğin hiçbir şey boşuna değil bir gün bir yerde kullanacaksın onu fakat şu anda nerede kullanacağını bilmiyorsun hepsi bu.
O zaman yine de Sevgiyle kal