Kadim Uyanış Destesi

Kadim Uyanış Destesi, Kadim Şifa ve Uyanış kitabını okumuş bir kişinin elinde tuttuğu hatırlatıcısı ve ışığıdır.

Kitapta anlatmaya çalıştığım her konunun özeti olan kartlarla birlikte, kişi kendi içinde ve çevresindeki kişilerle, kadim ruha doğru bir farkındalık yolculuğuna çıkarken hem eğlenceli hem de bilinçli bir şekilde ruhunu besleyecek ve olması gereken üst bilince varmak için gerekli bilgiyi alacaktır.

Kadim zamanlarda insanlar geçmişin sırrını çözmek ve geleceğe ışık tutabilmek için bulutlara taşlara baklalara destelere ve birçok nesneye yüklediği anlamlarla ve bu anlamların birbiriyle var ettiği kombinasyonlarla oluşan olay örgüsünü analiz ederek ışık tutmuşlardır yollarına…

İşte tamda bu noktada Kadim Uyanış Destesi ihtiyacımız olan bilgi ve ışığın an kapısını aralayan ve yüreği ile bilmeye niyet eden kullanıcıları için hazırlanmış ve insanlığa sunulmuştur.

Kadim Uyanış Destesi

Numeroloji, tarot, astroloji, kadim şifa ve ledün ilimlerinin yansıması ve salt olarak birleşimi oluyormuş gibi görünse de en derinlerde içimizde ki kadim ışığı ortaya çıkarmak için insiye olduğumuz bir uyanış biçimidir kadim destesi.

Yüklediğimiz anlamlar ve bunların ötesinde evrensel bilinç düzeyinde olan mutlak bilincimizin var kıldığı biliş ile geçmişin arınması geleceğin aydınlanması ve an kapısında farkındalıklı bir bilinç yansıması alabilmemiz için gerekli bütün bilgi ve ilim mevcuttur içlerinde.

Deste sahibi ilk önce destesinin içindeki her bir kartla tanışmalıdır. Bu noktada okuyucu diyebilir ki ben nasıl tanışabilirim cansız bir nesne ile… Bu durumu şöyle izah edebilirim size. Yaratıcı canlı ve cansız olan her şeyi yaratırken kendi kadim ışığını kullandığını bilmeyen yoktur. Bu noktada atom altı gerçeklikte yani kuantum alanda canlı ve cansız şeylerin mayası yapı taşı bir ve mutlak bilinçle aktif bir düzen mevcuttur.

İşte bu evrenin esnek kanunundan yola çıkarak kendi gerçekliğimize bir adım daha atmamız için ilk önce canlı ve cansız olan şeyler arasında aslında hiçbir fark olmayışını ve bu farksızlığın farkında olarak bu noktayı irdelememiz gerektiğini vurgulamak durumundayım. Çünkü kişi ikilik içinde olursa çokluk içinde kaybolabilir ve negatif parçasının etkisi altında kalarak geçmişi negatif görme yahut geleceği karanlık görme eğiliminde bulunabilir. Bununda önemi vardır lakin etrafımızda yeterince üremiş olan negatif enerjiyi beslemek yerine içimizdeki pozitif ışıkla uğraşmak daha kadimdir.

Bu desteyi kullanırken bilmemiz gereken ilk nokta destenin ruh dolu ve en az bizim kadar canlı olduğudur. Duyguları hisleri vardır demek yersiz olabilir lakin tabiri caizse bu böyledir. Elinize taşlar alıp bu taşlara yüklediğiniz anlamlar ve üflediğiniz ruh sayesinde taşlar size bir şekilde sizi anlatacaktır. Sırrı çözmek demek aslında sır olanın bilinmezliğini bilmek demek olduğundan kişi sırları çözmeye yahut bilmeye odaklı değil de deste ile muhabbet odaklı kalmalıdır. Onu yanından yahut özel köşesinden ayırmamalı ve bu noktada destenin verdiği ve kullanıcının analiz ettiği bilgi için kadim varlığa şükran duyulmalıdır ki bu varlık sizden başkası değildir.

Hiçbir zaman ego ile bir şeyleri kanıtlama hali içinde kalmadan ve tamamıyla üçüncü gözümüzün dengesi ile yaşama ışığımızı çekmeliyiz. Bu noktada bize rehberlik edecek olan kadim şifa ve uyanış kitabı ve akabinde kadim uyanış destesinde ustalaşmak ve onun hakkını verebilmek için acele etmeden her bir konunun ve kartın anlamını bu anlamın altında yatan sırrı ve bu sırrın sırrını fark edeceğimizi kalbimizden tasdik etmeliyizdir.

Kullanıcının niyeti üstüne, anlam değiştiren bir deste olsa da aslında verilmek istenen mesaj daima kişinin tekâmül seviyesini bir üst basamağa çıkarmak için gerekli bilgi akışını sağlamak için olunmuş ve olunması gereken halleri ve ötesinde sağlanması gereken mutlak görüşü verecektir.

Bu deste ile çıkılan yolda varılacak tek nokta tanrının huzurunda mutlak bir huzur hali ve bu huzur halinin diğer insanlara yansıtılması için desteyi araç gibi kullanmak olacaktır. Kişinin eli kolu kalbi ve gözü olacak olan uyanış destesi hiçbir zaman kötülük adına çalışmayacaktır deyip destenin içinde ki kartların anlamlarına ve yolculuğumuza başlayalım aşkla…

100 Adet karttan oluşan kadim destemizin ana teması an kapısındaki yani şimdide kalmayı bilen kişilerin şimdiyi okuması ve ışık tutmasıdır. Kartlar en az bizim kadar canlı ve bizle bağlıdır. Bu noktada kullanıcı ne kadar hayat ve sevgi doluyla alacağı bilgide bu oranda artacaktır. Yani kartların anlamlarını ezberlemekten ziyade kişi ilk önce kendini sevmeyi bilmeli ve diğer benlik yansımalarına bu sevgiyi vermeye niyet etmelidir içten içe ki hiçbir kimse gereğinden fazla kırılış yaşamasın.

Numerolojiyi yoğun biçimde göreceğimiz ve ötesinde eski kart sistemi olan tarotu bilenler için yeni bir ilim kapısı ve görüşü olacak bu deste için ilk önce yapılması gereken kitabı bitirmektir. Bu doğrultuda en az bir kerede olsa çakrasal sistemini arındırıp dengeli bir hale sokmalı ve gerekli çabayı sarf etmelidir. Bu neden gereklidir. Çünkü bu kitap kişinin kadim parçasını uyandıracak muktediriyette ve uyanan parçayı fark ettirecek güçte olduğundan Nirvana yolunda ve Nirvana dönüşünde olan her bir can için gerekli denge ve korumayı sağlamak adına var kılınmıştır demek isterim.

Sözler önemlidir lakin sözler bir dalga misali gelip geçse de derinlerimize kök saldığımızda sözlerin sürükleyici ve tahrip edici etkilerinden uzak kalabilir ve huzur halinde yaşamımızı seyreyleye biliriz.

Kadim destenin ana teması kişinin uyanışı ve bu uyanışı farkındalıklı bir şekilde bilinciyle analiz etmesi olması yanında geçmiş ve geleceğin üzerinde de mutlak bir görüşe sahip deste olacaktır. Hiçbir şekilde kötü anlam ve kötülük üzerine kullanılmayacak olsa da hak eden hak ettiğini alacaktır ki haklı olduğunu fark etsin.

100 kartın üzerine tek tek durup anlamlarını ve anlamların sırlarını ve ötesinde bu sırların derinliklerdeki vermek istediği asıl ilmi anlatabileceğim kadar anlatsam da kitapta anlattığım gibi aslında kişi kendi sistemi dahilinde yeni bir ışık yaratabilecek potansiyelde olacağından anlamlara bağlı kalınması sadece ilmi sınırlayacaktır.

Her ne kadar burada yazdığım anlamlar doğrultusunda kişi seanslar yapmak istese de kalemi kâğıdı eline alıp kendi anlamlarını nakledip kendi kendine bir sistem oluşturmakla yükümlüdür ki kartlar ve kullanıcı arasında bir bağ kurulabilsin.

Fal olarak bakılabilme potansiyeli doğrultusunda oluşacak kırılışları engellemek için bir parantez açıp kuranda falın ve geleceği görmenin neden yasaklandığını anlatmak isterim size. Geleceği gördüğü iddia etmek o gelecek olan sınırsız potansiyellerden sadece bir tanesine sıkı sıkı bağlanmak demektir. Bu noktada daha iyisi olabilirde olmayabilir de lakin olanın olması gerektiği için olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız ve daima kendimize hatırlatmalıyız” her şey olması gerektiği gibi.”

Kadim zamanlardan bu yana falcılar ve bu falcılar doğrultusunda bir yasak inmiştir nedeni ise fal bakan kişi çakrasal sistemi bilmez sadece para odaklı bir biçimde rastgele kombinasyonlar yahut bilinçli analizlerle her ne kadar ışık tutmaya çalışsa da fal baktıran kişi fal bakanın enerjisinden besleneceği için bu nokta yasaklanmıştır. Lakin artık bu yasak kadim varlığı mutlak bilinçle uyandıran kişiler için geçersizdir çünkü yasağı koyanla bir olan bir ruh ve bu yasaların ötesinde yaşamı seyreden ruh hepsi iç içe bir bütün halinde seans yaptığını fark etmek kadar aşk ve mutluluk verici bir şey yoktur. Kişi her konuda bu durumdan emin olmalıdır ve negatif kodlama ve söylemlerden uzak durmaya gayret ederek söylenmesi gerekeni olgunluk ve kontrollü bir biçimde aktarmaya niyet etmelidir. Yoksa kodladığını yaşamakla yükümlü olan insani bilinç tarafından kırılışla tekrar çıkmaza girmesi umulabilir. Bilinmesi gereken şey aslında yasak günah sevap olgusunun sadece cehalette sığ kalmış bireyler için konulduğunu ve bu oluşun onların iyiliği için olduğunu fark etmemiz gerekir.

Kadim Şifa Ve Uyanış Kitabından

Dinay Kasap

 

Bu da buraya sevdiğim bizden bize bir şiir olsun …

 

Kimdi o kedi, zamanın

Eşyayı örseleyen korkusunda

Eğerek kuşları yemlerine,

Bana ve suçlarıma dolanan?

Gök kaçınca üzerimizden ve

Yıldız dengi çözüldüğünde

Neydi yaklaşan

Yanan yatağından aslanlar geçirmiş

Ve gömütünün kapağı hep açık olana?

Yedi tül ardında yazgı uşağı,

Görüldüğünde tek boyutlu düzlüktür o

Ve bağlanmıştır körler

Örümcek salyası kablolarla birbirine

Sevişirken,

İskeletin sevincini aklın yangınına

Döndüren, fil kuyruğu gerdanlıklarla.

Yine de zaman kedisi

Pençesi ensemde, üzünç kemiğimden

Çekerken beni kendi göğüne,

Bir kahkaha bölüyor dokusunu

Düşler marketinin,

Uyanıyorum küstah sözcüklerle:

Ey, iki adımlık yerküre

Senin bütün arka bahçelerini

Gördüm ben!

Nilgün Marmara

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir