Kahvemden bir yudum aldım. Aldığım yudumla beraber ruhumdan ve zihnimden içeriye değişik hisler ve düşünceler ilerlemeye başladı. Kahvenin kokusu ve tadı gözlerimin önünde boylu boyunca uzanan manzarada beni bambaşka âlemlere götürdü.
Hayatımızın ne sırlı bir macera olduğunu düşündüm. Aslında hayatımız sırlanmıştı. Tıpkı arkası sırlanmış bir camın aynaya dönüşmesi gibi. Sırlanan camın ayna olabilmesi için bir tarafını karartıp, karanlıklara bakması gerekir. Böylece ayna bizi yansıtsın, bizden olanı göstersin. O sırlı aynaya baktığımızda gördüğümüz şeyle yine baktığımızda hissettiğimiz şey arasında bir de fark vardı tabii. Hepimizin irili ufaklı sırları olduğu gerçeğini yansıttı. Ruhumuzun aynasının bir tarafı karanlıktı. Hayatın sırlı aynası gizemliydi. Sırlı aynada yansıyan sırlarımız zaman zaman ama muzip bir biçimde gülümsüyordu. Hayatın sırlar vadisi öyle parlak öyle renkli ve öyle hareketliydi ki, sırlı aynaların bile onları içinde sırlayıp saklamaya neredeyse gücü yetmeyecekti.
Her beşer sırlıdır, her beşerin sırları vardır ve aslında olması da gerekir. Sırları olan insan büyük yalanlar söyleyemez, sırları olan insan kimseyi yargılayamaz, yadsıyamaz, sırları olan insan kimseyi kendinden aşağı göremez, sırları olan insanın ruhu tıpkı bir okyanus gibi birçok esrarlı ve keşfedilmemiş güzelliği de içinde barındırır. Sırlarla sırlanmış hayat aynası, bir an gelir bütün gerçekleri sadece aynanın gerçek sahibine yansıtır. Sırlarla sırlanmış aynanın sahibi yeri gelince ortaya çıkardığı veya aşikâr ettiği aynasının sırlarını yine kendi ruh dünyasında sırlayarak, ruhunun en kuytularına kaldırır. Sırlar bir nevi simyadır. Sırlar insanın ruh dünyasını rengârenk boyar ve ayrı bir değer katar.
Sır deyince akla daha çok gizem veya bir günah gelir. Oysa sır ruhta mucizevî bir dönüşüm başlatabilen tılsımlı bir güçtür. Sır, bazen hayat içinde insan aklının yetmediği birçok şeydir. Doğa sırlıdır mesela, insan yaratılışı sırlıdır, insan sırlıdır, insan ruhu kat be kat sırlıdır, kâinat sırlıdır. En güzel, en muhteşem sır ise yaratıcıdır. Sır hem gizemi, hem hayali, hem bir ideali, bazen bir düşünceyi bazen de biraz günahı, miktarsızca sevabı içinde barındırır. Misal, kimselere söylemeden yaptığımız iyilikler, kimselere söylemeden yaşadığımız ve yaşattığımız kimi güzel kimi ürküten duygular, kimi zaman da heyecan veren anlar.
Sırlarımdan bir gizli bahçe keşfettim ruhumun derinliklerinde. O sırlarla dolu gizli bahçede, yaşamak istediğim, yaşatmak istediğim ne varsa sevabıyla, günahıyla bana ait olan her şeyi bir yudum kahveyi yudumlarken düşündüm. Kahvemi yudumlarken, sırlarımı da yudumladım. Yudumladığım sırlarım gönlüme ayrı bir huzur, ayrı bir haz ve ayrı bir ferahlık verirken, kahvemin telveleri sayısınca sırlarım olduğunu hayal ettim, sırlarımın bana hınzırca gülümsediğini ve göz kırptığını fark ettim.
Sırlarla örülü bahçemin sırlarla çevrili sınırlarında, renk renk ayrı birer çiçek gibi sırlarımın hem ayrı ayrı hem de birlikte çok güzel olduğunu gördüm. Ruhumun olgunlaşmaya başladığı şu dönemlerimde sırlarım bana ayrı bir dünya sunuyor, ayrı bir ahenk veriyor, ruhumun katmanlarında bir meltem gibi esiyor, beraberinde ise bir dinginlik ve sakinlik getiriyor. Sırlarım bedenim yaş alırken, ruhuma bir gençlik ve dinçlik sunuyor. Sırlarımla sırlanmış bahçedeki aynama bakınca gördüğüm şey beni farklı ama bir o kadar da büyülü âlemlere götürüyor.
O büyülü âlemlerde sanki insanlığın asırlarca aradığı şifreyi bulacakmışım gibi geliyor, insanlığın tüm acılarına çare olacakmışım gibi geliyor.
Benim sırlanmış dünyam aslında kalbimden sırlanıp çıkan kelimelerim, sırlanmış iyiliklerim, sırlanmış olduğundan yaşayamadığım sırlı duygular ve tüm bu sırlanmış sırlı bahçe de yine sırlanmış yeni hiç kullanılmamış, gün ışığı görmemiş sırlı kelimeler…
Sırlı kelimelerimi fark ediyorum, sırlı birine yazılmış sırlı mektuplar var gönlümde, sırlı mektuplar yazmak istiyorum ama o mektuplar hiç okunmasın istiyorum. Sırlarımla dolu dünyamda sırlı bir şekilde son nefesimi vermek istiyorum. Sırların olduğu, sırlı bir cennete gideceğimi biliyorum.
O sırlar beni sarıp sarmalıyor,
Cesaretimi perçinliyor,
Sırlarım bana, ben onlara güveniyorum.
Sırlı yudumlarla içtiğim bir yudum kahve sanki sonsuz yaşamın iksiri,
Kahvemle birlikte sırlarımı yudumlarken ruhumun enerjisi her şeye yetecek ve hiç bitmeyecek gibi geliyor.
Sırlarımla pişen kahvem, sırlarımla içtiğim kahvem, sırlarımla soğuyan kahvem, sırlarımla tükenen kahvem eşliğinde yudum yudum düşünüyorum…
Sırlarımla pişen bir ruhum var,
Sırlarımla dolu ruhum zengin,
Sırlarımla dinlenen ruhum dingin,
Sırlarımla çoğalan ruhum yücelerde…
Sırlarla yudumlanan bir yudum kahve,
Sırlarla örülü tüm ruhum,
Sırlanmış bir ayna ruhum,
ASLINDA SIR, RUHUM… MAİDE FİKRET-2023