Doğuran kadın anne olmuştur ancak hepsi o kadar değil…
Doğada sadece anne figürü vardır, baba figürü yoktur; baba sadece annenin doğurganlığına destek olandır.
O yüzden baba gidince kimse o kadar sarsılmaz ancak anne gidince sarsılır çünkü kökten sökülmüş gibi hisseder.
Anne her şeyden önce kadındır, dişidir; rahimdir, yaratıcıdır; bunu hep hatırlamalıdır.
Aynı zamanda kadın ve dişi olduğunu hatırlayan, bunun bilincinde olan anneler, ‘hanım evladı’ ya da ‘anasının kuzusu’ evlat yetiştirmez, adam olmaya aday erkek evlat yetiştirir.
Erkek doğurgan cins olmadığı için onda rahim yoktur; onun rahmi kadın olduğunu bilen anneler sayesinde açılır.
Ancak ‘rahmi açılmış’ bir erkek adam olabilir çünkü rahim bir kadın organı olmanın ötesinde değerli bir kavramdır; aynı zamanda vicdan ve merhameti temsil eder.
Evet, annelik değerlidir ancak erkek evladının rahminin açılmasına katkı sağlayabilen anneler benim için daha da değerlidir.
Böyle bir annenin erkek evladı anne bağımlısı olmaz; evlendiğinde eşini annesinin devamı olarak görmez, onu annesiyle karıştırmaz, onda annesini aramaz… Onu bir birey, bir kadın olarak görür ve ona saygı duyar.
Aynı zamanda kadın ve dişi olduğunun bilincinde olan annelerin günü kutlu; makamları cennet olsun…