Kızlar öyle veya böyle annelerinin yaptıklarını yapma eğilimindedir çoğu zaman! Bazen de ona benzememek için her şeyin tam tersini yapmaya çalışırlar! Onda beğenmedikleri, eleştirdikleri her şeye karşı reddediş gelişir.
“Senin yaptığın hataları yapmayacağım”, “Senin gibi güçsüz olmayacağım”, “Senden farklı bir anne olacağım” vs.. Annenin de yaşamında kırılmaları olduğunu, gemiler yaktığını, dibe vurduğunu, onun da anne olmaktan önce hatalarıyla, doğrularıyla bir insan olduğunu göz ardı etmelerinden kaynaklanıyor çoğu zaman..
Annesinin yaptığı yanlış tercihlerin sonucunu görerek ders çıkaran ve hayatta daha güçlü şekilde duruş sergileyenler kazanıyor. Sonuçta anneleri de kendilerine ders çıkardığı için kızlarına destek olabiliyor bu konuda. Fakat bazen, kaderin cilvesi midir bilinmez, söyledikleri bumerang etkisiyle onlara geri dönüyor. Yapmam dediklerini öyle bir yapıyor ki, kendisi bile nasıl bu noktaya geldiğine şaşırıyor. “İnsan kınadığını yaşamadan ölmezmiş” sözünün gerçek olduğunu yaşım ilerledikçe anladım. Bir de “Yaşattığını yaşamadan ölmezsin” denir.
Elbette birebir ve aynı ölçüde olacak diye bir şey yok, ama yaşanıyor. Bazen de başka yaşamlara devredip “karma” olarak çıkıyor karşımıza.. Ta ki ders alana kadar.
Bu yüzden, kimseyi kınamadan, herkesin yaşam serüveni başka yollar ve zorluklardan geçtiğini hatırlayarak, anlamaya çalışmalı, kabul etmeli ve ders alarak kendi yolumuza bakmalıyız…
Birilerini suçlamaktan vazgeçmem yıllarımı aldı, fakat başardım! Herkes kendi yaşadıklarını bilir ve yaşattıklarını taşır koynunda bir yerde…
Aynen dediğin gibi cancağızım, annemin karşısına geçip ” gençken bunları bunları düşünüp seni çok eleştirirdim diye itirafda bulunup elini öpeli bikaç hafta oldu