Aşk – Tutku

Birisi, öteki, diğeri… Hepsi yanılgıdır. Tutku bir diğerine duyulan bir şey ise kısa zamanda eskiyecek, tadını yitirecek ve tükenecektir. Çünkü insanın alışmayacağı ve alışıp sıkılmayacağı maddi bir “şey” (bir beden, bir görüntü, bir ses vs.) yoktur. Bir diğerine tutku duymak, kendinle arandaki mesafeyi, başkasında kapatmayı ummaktır.

Kendine olan mesafeni, hiç kimse ve hiçbir “şey” ile kapatamazsın… Çünkü sen bir şey (maddi, somut bir varlık) değilsin. Sen zamanın hükmü işlemeyen, zaman içinde eskitilemeyensin…

Sen aşksın.

O yüzden her aşk tek kişiliktir. Bir başkasına aşık bile olmazsın aslında. Bu yanılgıdır. Sonuna kadar gidersen daima aşk olursun. Kays’sındır ve Leyla’dan geçer Mecnun olursun. Kendinden öteye geçene Mecnun denir. Mecnun olan, ne Leyla’sını tanır artık ne de Kays’ı.

ask-tutku

Kendinden öteye geçirmeyen aşk, aşk değil hevestir. Tükenmesi an meselesi olan bir kuru bir heves.

Tutku mu?

Eğer tutku senin için güçlü heves, yüksek arzu ise başta kendini olmak üzere hiç kimseyi ve hiçbir şeyi “tutma” ki, aşk olsun. Zira aşk yok tutku var ise ıstırap yakın demektir.

Eğer tutku senin için aşkın coşkusunu ifade ediyorsa ne kadar bırakabiliyorsan coşku o denli yüksek olacak demektir. Çünkü aşkın ne kadar derinine inebileceğin, yükünün ne kadarını bırakabildiğine bağlıdır.

Aslında kendine dair zannı dışında insanın kendisi ile arasında bir mesafe de yoktur…  Ve tüm yük de budur…

Yazar Hakkında

Yok böyle biri !!

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir