Atların bile motivasyonu vardır

Bizde birçok şey gibi motivasyon kavramı da yanlış anlaşılıyor. Yöneticiler kendilerini ya sadece ünvan gücüyle iş yaptırmaya çalışan birisi zannediyorlar, ya da motivasyon konusunu hiç kale almıyorlar. Yani bunun ortasını tutturanların sayısı ortalamanın oldukça altında gözüküyor.

Oysa yöneticinin tek yapması gereken şey, kaynakları doğrultusunda çalışanları için uygun çalışma ortamı oluşturmak, motivasyon araçlarını belirlemek ve bunları ilan etmek! Takdir, prim, teşvik, sorumluluk, ünvan ya da bir yemek…

Motivasyon kavramı tarif edilecek olursa bir işi yapma isteği denilebilir. Bulunduğunuz yer ile bulunmak istediğiniz yer arasındaki yolu aşmanızı sağlayan harekete geçirici, kımıldatıcı bir psikolojik vektördür motivasyon.

Bir çalışan kendi motivasyonunu belli bir ölçüye kadar öncelikle kendisi sağlamalıdır. Buna Öz Motivasyon (Self-Motivation) adı verilir. İş ilanlarında aranan “yüksek motivasyon sahibi” kriteri ile anlatılmak istenen budur.

Yöneticiler tarafından hiç önemsenmeyen ya da sadece “gaz verme” sığlığında görülen motivasyon aslında bir stratejisi de olması gereken çok hayati bir işletme fonksiyonudur. En temel strateji, çalışanları harekete geçirenin ne olduğunu anlamaktır. Bu da kimi insanlarda olumlu uyarılar, kimilerinde ise olumsuz uyarılardır. Yani “Ödül” veya “Tehdit.” Amerikalılar ise “HavuçSopa” tabirini kullanmaktadır. Ancak yirmi birinci yüzyılda motivasyonu sadece havuç – sopa olarak görmek de eksik kalacaktır. Bir organizasyonun motivasyon kavramını nereye koyduğu ve orada hangi stratejinin etkili olacağını bulmak başarının anahtarı olacaktır.

At yarışlarına ilgisi olanlar bilirler, bir yarışa dair birçok istatistiki değer vardır. Atların orijinleri, yaşları, yarış performansları, idman dereceleri, jokey uyumları, pist tercihleri… Tüm verileri değerlendirir, sıkı bir çalışma yaparsınız ama sonuç çok farklı, hatta hüsran bile olabilir. Kağıt üzerinde en iyi gözüken at kazanamamıştır. Bunu iş hayatına uyarladığımızda iş mülakatlarına katılan adayların eğitimlerine, iş deneyimlerine, referanslarına, aldığı kurslara bakıp, en iyi adayı işe seçtiğimizi düşünürken bir türlü istenen performans da alınamayabilir. Ne peki bu denklemin bilinmeyeni? Formüle girmeyen ama tüm sonucu değiştiren şey ne?

Motivasyon…

Atların bile motivasyon duygusu var. O gün canı istemezse iyi koşmuyor işte!

Çalışanlarınıza yarış atı muamelesi yapmayın, ama motive olmaları gerektiğini artık anlayın! Ekibinizi iyi tanıyın ve özelliklerine göre önce stratejinize karar verin. Stratejinize uygun olarak, motivasyon araçlarınızı belirleyin ve kullanın.

Unutmayın, atların bile motivasyonu vardır. Ama bu çağda yöneticilerin hiçbir mazereti yoktur!

Yazar Hakkında

Eğitmen ve yazar Fuat Sağıroğlu 1979 yılı İstanbul doğumlu olup, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunudur. Kendisi Eğitim ve Gelişim Yönetimi alanında görev yapmaktadır. Fuat Sağıroğlu’nun “Eğitimin Mutfağından Sahnesine”, “Dünya’nın Son Savaşı” ve “Aşk Burada Çekmiyor” adlı üç kitabı bulunmaktadır. "Eğitimin Mutfağından Sahnesine - Eğitim ve Gelişim Yönetimi" adlı mesleki kitabı 2022 yılı sonunda Akademisyen Kitabevi'nden çıkmış olup, kurumsal eğitim alanına önemli bir katkı sunmayı amaçlamaktadır.

Benzer yazılar

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x