Rüzgâra vermek istiyor kendini,
Engin ummanlara doğru süzülerek yol alsa,
Yine de dinmeyecek içindeki sızı,
Sızıyla süzül diyor kalbim,
İnce ince derinden bu sızı,
Yol gösterecek sana,
Sırtını dağlara, yüzünü rüzgârlara ver,
Dağılsın saçların tel tel
Ama yine de,
OLACAK OLANLA YETİNSİN RUHUN BUGÜN
Bazen öyle bir an gelir, hiçbir şey düşünemezsin, hissedemezsin, anlayamazsın, sezemezsin…
Ruh kendini anlatamaz, fark ettiremez, hissettiremez, çaresiz naçar kalır öyle orta yerde,
Öyle zamanlarda bir sızı kaplar her yanı,
Sızım sızım sızlar, ince ince çizik çizik kanar,
Durduramazsın hiçbir şeyle,
Oyalayamaz olursun kendini, sığamazsın olduğun yere,
Sıkışıp kalırsın bir başına kendinle,
İşte o anlarda sızım sızım sızlayan yerine dikkat kesilirsin, kaynağı nereden bu acının diye,
Kaynağını arama bulamazsın,
İşte o anlarda,
Sadece dur bekle,
Dinle SESSİZLİĞİ sessizce,
Elbet ses verecektir sana, dur birazcık ACELE ETME, sabret ve dinle,
Kaçırma ilham perilerini,
Seninle oynaşmalarını izle,
Böyle böyle yol alacaksın sen de,
Elbet seslenecek küçük periler, ama duyabilmek için ruhundaki sızıdan gelecek SES
Yol gösterecek sana, sen sadece dinle,
Sızım sızım, ince ince bir dere gibi çağıldayacak sana doğru sızıların…
Derenin içindeki çakıl taşları gibi yıkanacak ve arınacaksın,
Sonra hem sen parıl parıl parlayacaksın,
Gözlerin ışıldayacak,
Hem de parıl parıl parlayacak sana,
Sonra dile gelecek küçük ama işinde usta periler,
Sırtını dağlara, yüzünü rüzgârlara ver,
Dağılsın saçların tel tel,
Dinle yine sessizce
Ama bu sefer,
OLACAK OLANLA YETİNMESİN RUHUN,
Hayattan ne isteğin varsa,
ÇEK KENDİNE DOĞRU!
En azından bir kere dene…
OLMASA DA ÜZÜLME, EN AZINDAN
GÖRECEKSİN, FARKEDECEKSİN,
VE ULAŞACAKSIN,
İLHAM PERİLERİNİN,
SENİN İÇİN SAKLADIĞI O EŞSİZ DENİZE…