Yaşadığınız ve biten ilişkilerinizin ortak yanı ne?
Eğer ilişkilerin yorucu olduğunu düşünürseniz sizi yoran ilişkiler yaşamaya devam edersiniz.
Eğer tüm iyi partnerlerin zaten bir eşi veya sevgilisi olduğunu, geriye size uygun olmayanların kaldığını düşünüyorsanız, ilişki kurmak isteyeceğinizi düşündüğünüz bir insanla tanıştığınızda onun zaten bir ilişkisi olduğunu görürsünüz.
Eğer tüm erkeklerin size güzelliğiniz için geldiğini düşünüyorsanız, sadece güzelliğiniz için gelen erkekleri hayatınıza çekersiniz.
Eğer tüm kadınların size paranız için geldiğini düşünüyorsanız, size paranız için gelen kadınları hayatınıza çekersiniz. Bu insanları hayatınıza çeken sizsiniz.
Kaç kez benzer ilişkiler yaşadınız? Kaç kez benzer sonuçlarla karşılaştınız? Kaç kez arkadaşlıklarınız benzer biçimde son buldu? Kaç kez hayal kırıklığına uğradınız? Çekim yasasını kendi lehinize kullanmak için ne istemediğinize ne istediğinize odaklanın. Ne istediğinizi bilmeseniz bile en azından ne istemediğinizi biliyorsunuz, değil mi? Peki istediğiniz şeyler istemediğiniz şeylerin zıddı değil mi? İstemediğiniz şeylerin zıddına odaklanın. Ayrıca kendinizi yargılamayın lütfen, istediğinizi bildiğiniz bazı şeyler de eminim vardır.
Hangi ortamlarda kendinizi enerjik, rahat ve doğal hissediyorsunuz? Hangi aktiviteler size keyif ve heyecan veriyor? Yanlarında kendinizin sevildiğinizi hissettiğiniz ve içinizdeki iyiyi ortaya çıkaran kişiler kimler? Şimdi tüm bunların bir listesini yapın. Öncelikle bu özelliklere sahip insan olmaya odaklanın. Çünkü bu tür bir insanı çekecek mıknatıs olmanız için öncelikle kendinizde benzer enerji çekim gücünü yaratmanız gerekir.
Arzu cümlenizi yarattıktan sonra bu cümleyi duyguyla, coşkuyla hiç şüphe etmeden yüreğinizden hissederek deklare edin. Bilinçaltınızda arzunuzun gerçekleşmesine engel olan inançlar varsa öncelikle onların temizlenmesi gerekir. Sevgilinizle ilişkinizin sürmesini, hatta evlenmeyi istiyorsunuz. Ama ardından, “Tüm sevdiğim insanlar beni terk ediyor. Bu ilişkiyi de ‘kaybedeceğim” ya da ‘ya kaybedersem’ diye düşünüyor ve sevgilinizi kaybetme korkusu yaşıyorsunuz. Başka kadınların erkeklerin sevgilinizi elinizden alabileceğinden korkuyorsunuz. Belki de bilinçaltınızda sizi sabote eden inanç kalıpları var. Hayatınıza çektiğiniz her kişi, durum, iş, sağlık sizin mıknatıs gücünüzle hayatınıza giriyor.
Her birimiz canlı bir mıknatısız. Yakın arkadaşların enerji vibrasyonu benzerdir. Kişilikleri, karakterleri, konumları, yaşları, cinsiyetleri, ülkeleri farklı da olsa enerji vibrasyonları benzerdir. Arkadaş kurbanı olmak diye bir şey yoktur. Çünkü arkadaşlar aynı vibrasyon ailesi mensubudur. Eşler, sevgililer için de aynı durum geçerlidir. Bazı çiftlerde birisinin tahsilli, iş hayatında ve sosyal konum da başarılı olması, diğerinin olmaması birisinin hükmedici diğerinin ezik olması bu gerçeği değiştirmez. Çiftlerin, yakın arkadaşların bilinç seviyelerinin vibrasyonu Zıt gibi görünenler aynı paranın iki yüzüdür. Birçok şeyleri zıt gibi görünse de ikisi de aynı temel değer daima benzerlik gösterir. İlişkilerde ve arkadaşlıklarda sakin bir kişilik ile canlı bir kişilik sıkça bir araya gelir. Ama bilinç seviyeleri çok farklı iki insan dostluk kuramaz ya da ilişki sürdüremez.
Gelişime açık bir insanla gelişime kapalı bir insanın ilişkisi ne kadar sürebilir? Derin bir insan, yüzeysel bir insanla ilişkisinden keyif alabilir mi? Bilinç seviyesi farklılaştıkça, ayrılıklar kaçınılmazdır. Şu anda, yakın ilişkiler içinde olduğunuz insanlara bakın. Sıkça zamanınızı paylaştığınız insanlara bakın. Kendinize rakip gördüğünüz insanlara bakın. Şu andaki kendi bilinç seviyeniz hakkında bir fikir edinirsiniz. Onlardan daha “kötü” ya da daha “iyi” değilsiniz. Benzer benzeri çeker. İstemek sadece kelimelerle değil, düşünce ve duygularla olur. Evren düşünce ve duygu frekanslarınızı tanır.
Gerçekten ne istiyorsunuz? Sakin bir ortamda kendinize zaman ayırarak şu anda olmak ve yapmak istediğiniz 10 şeyi yazın. Kendinizi yargılamadan. Bu imkansız demeden. Ne aklınıza geliyorsa onu yazın. Şimdi öncelikleri belirleyin. Bu kıyaslamalarla önceliğinizi belirleyin. Başkalarının ne düşüneceğini hiç hesaba katmadan kendi tutkunuzu belirleyin. Önceliğiniz sizi mutlu edecek şeydir.
Şimdi bunu nasıl gerçekleştireceğinizin planını yapın. Ama öncelikle istediğiniz şeyi olumlama haline getirin. Olumlama, bir şey zaten olmuş, gerçekleşmiş gibi, hedefimizi tanımlayan pozitif deklarasyonlardır. Hoşlanmadığımız şeyler bizde olumsuz duygular yaratır. Bunların zıddı ise doğal olarak olumlu duygular yaratacaktır. O zaman önce ne istemediğinizi düşünün. İstemediğiniz şeylerin neler olduğunu tespit edin. Bu tespit süresinin uzunluğu size bağlıdır. Kimi insan bir ilişkide ne istemediğini yıllar sonra anlar, kimi insan ilk buluşmada. Örneğin; işinizden size inisiyatif vermedikleri için memnun değilseniz, istediğiniz iş inisiyatif alabileceğiniz bir iş olacaktır. Eski sevgilinizden sizi dinlemediği ve kontrolcü olduğu için ayrıldıysanız, istediğiniz partner sizi dinleyen ve esnek biri olacaktır.
İstemediğiniz şeyleri tespit etmek, size istediğiniz şeyler için netlik kazandırır. İstemediğiniz şeyleri düşünürken içine duygu katmamaya özen gösterin. Bu egzersizi sadece ne istediğinizi tespit etmek için yapıyorsunuz. Bu egzersizi yapmak için bir sayfayı ikiye bölün. Sayfanın bir tarafına istemediğiniz özellikleri karşılarına zıtlarını yazın.
Örnek: Nasıl bir ilişki istediğinizi belirlemek istiyorsunuz. Listenin; İstemediğim bölümüne alt alta eski sevgilinizin/eşinizin hoşlanmadığınız özelliklerini sıralayın. Listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Listenizdeki tüm cümleleri Olumlama haline getirin. Bu cümleleri gün boyu kendinize hatırlatın, zaman buldukça okuyun ve gözünüzde isteğinizi olmuş gibi canlandırın. İsterseniz cümleleri evin sıkça gördüğünüz yerlerine keserek yapıştırabilirsiniz. Buzdolabının üzeri, aynanın kenarı gibi. Olumlamalarınız tekrar ederken onlara duygu kattığınızda arzu cümleleri haline gelir.
Duygusuz yapılan olumlama, kâğıt üzerinde kaldığında etkisiz olacaktır. Bu çalışmayı hayatınıza çekmek istediğiniz her şey için yapabilirsiniz; mesela iş ile ilgili… Çekim yasası sözlerin ardındaki duyguların enerjisine yanıt verir. Bilinçaltı tarafından kabul gören her şey, bilinçle, öz disiplinle ve çabayla desteklenirse muhakkak gerçekleşir. Bir arkadaşınıza tüm istekleriniz gerçekleşmiş gibi duygu dolu dost bir mektup yazın. Mektubu tabii ki göndermeniz gerekmez. Burada amaç, mektubu yazarken arzularınızı olmuş gibi hayal ederek yazıya dökmektir.
Unutma ki; bu yaşam sana ait ve hayatında bir şeylerin değişmesini istiyorsan önce eskiyi, sana hizmet etmeyen, katkı olmayan şeyleri bırak ve yeniliklere cesaretle adım at!
Yeniyi hayatına çekmek için önce Çekim Yasasını fark et 🙂
Kaleminize sağlık
İnsan Çocuğu gerçekten ne istediğini fark etse tüm sorunlarını çözecek. Lakin o kadar çok dış uyaran alıyor ki istediklerinden bile emin olamıyor. Artık eskisi gibi de değil hayat. Sürekli değişen dönüşen ve her çıkan ürün ile kendisini değerli zannedeceği algısı ile büyüyor. İlişki dinamikleri ise bambaşka bir boyutta. Dilediği herkese erişip, istediği cümleyi kurabiliyor. Eskiden sevdiği kişiye duygularını açıklaması haftaları hatta ayları bulurken, elini tutması hayal iken şimdi mobil uygulamalar ile günlük/gecelik aşklar yaşamaya başladı. Aslında niyetini çok fazla bozmuş durumda insan. İstemenin insani boyutunu çoktan atlamış durumda. Niyeti, varlığına denk düşecek bir döngüyü dilemek sanırım tüm bu boşlukta savrulan bilinç ve bedenleri huzura kavuşturacaktır. Ne dilediğine, ne istediğine ve arzuladığına gerçekten dikkat etmesi gerekiyor… Kalemine, yüreğine sağlık Banu