Saf bir niyetle -ve beklentisiz olarak- imgelediğiniz her şey er geç gerçekleşir sadece sizin öngördüğünüz tarihte olmayabilir; o tarihten önce ya da sonra -eğer o şey hayrınıza ise- kesinlikle olur.
Evet, Evren niceliklere göre değil niteliklere göre çalışır; bu yüzden öngörü, niyet, hedef, amaç, artık ne diyorsanız, onun tarihinden çok içeriğini zenginleştirmeye odaklanın.
Olmazsa da üzülmeyin çünkü emin olun, daha iyisi olacaktır.
Evren’e güvenin; o zeki, sadık ve becerikli bir uşaktır ve işini bilir, her şeyi halleder.
Ha, bir de şu var ki o eylemlerinizi görmek ister yani eğer bir şeye talipseniz el kaldırmalısınız, tıpkı bir müzayededeki alıcılar gibi…
Çok doğal değil mi; 8 milyar insanın arasından başka türlü sizi nasıl ayırt edecek?
Öyle miskin miskin, tembel tembel oturan tabii ki bir şey alamaz. Emek verenle vermeyen bir olur mu; bir kere Evren’in adaletine ters bu.
Yani öyle oturuyor, sahaya inmiyorsanız o iş yürümez.
Ha bir de düşüncelerinize ve ağzınızdan çıkan sözlere dikkat edin çünkü onlar olumsuzsa, onları da yerine getirir çünkü o sizin için uygun mu değil mi diye bakmaz sadece siz ne söylerseniz onu yapar; “yap!” derseniz yapar, “yık!” derseniz yıkar.
Bende hep böyle oldu; siz de böyle yapın, olsun çünkü aramızda bir fark yok yani ben torpilli filan değilim.
Ha bir fark varsa, o da onunla nasıl iletişim kuracağımı ve onu nasıl ikna edeceğimi biliyorum.
E, şimdi bunları size de söyledim; dolayısıyla o fark da ortadan kalktı.
O zaman ne duruyorsunuz; şimdi hareket hareket!
Emek eylemsel olarak kapitalist sömürüye çok fazla maruz kalmış bir kavram, hal böyle olunca insanlar emek vermeden bazı şeylerin (çevrelerinde yüzlerce örmeği var) elde etmenin mümkün olduğunu görüp, hikayesini buna göre düzenlemeyi düşünmeye ve yaşamını buna yöneltmeye başladı. Fakat şunun farkında değil, en uç eylem dolandırıcılık onun hikayesinde bile onlarca emek ve çaba var. Özetle emekle ve çabayla, olmazsa olmuyor…