Hangi Ben’sin?

Kendin olmak ne demek diye hep düşünmüşümdür. Ben kendimim işte ne tuhaf bir söylem bu derken,  bir yandan da kendim kim, kime göre kendimim, gerçekten ben kimim? Soruları kafamı oldukça kurcaladı.

İnsan durduk yere pat diye böyle bir soruyla karşılaşınca daha önce kendinin gerçekten kim olduğunu bilip bilmediği üzerine düşünüyor. Ben bugüne kadar birileri tarafından tanımlanan olarak mı kendim dediğim Ben’i oluşturdum yoksa Ben, Ben olarak kim olduğuma mı karar verdim?

Sahi kimim ben? Doğduğum An’da ismi verilen, belirli bir yaşa gelene kadar yapabilip yapamayacaklarıma karar verilen, düştüğümde; sakar, düşük not aldığımda; tembel, hoşa gidilen bir davranışımda ise harika olarak tanımlanan, etiketlenmiş bir başka Ben…  Annem babamı ve babamın akrabalarını sevmiyorsa; aynı halası kılıklı, babası kılıklı, babaannesi kılıklı denilen Ben… Babam annemi ya da annemin akrabalarını sevmiyorsa; anası kılıklı, teyzesi kılıklı, anneannesi kılıklı olan Ben…

ben-kimim

Ebeveynlerim hakkımda neye karar verdiyse O olduğumu düşündüğüm, onların gerçekliklerine göre kendi gerçekliğimi oluşturduğum, aslında bir türlü kendimi asla bulamamış, kim olduğum hakkında en ufak bir bilgisi olmayan Ben…

Toplum kuralları öğretilmiş olan, ne yaparsan kabul göreceğin, ne yapmazsan sevilemeyeceğin hakkında aşılanmış bir Ben daha…

İlişkilerde kendim gibi olmak hakkında değil de karşındakinin isteklerine ve beklentilerine uygun olduğunda mutlu bir ilişki içinde olabileceğine kesinlikle inandırılmış bir Ben daha…

Kendin Ol’mak nedir sorusu gelmeden önce, kendim Ol’mamın ne olduğunu asla bilmediğim, hatta kendimin kim Ol’duğunu bile bilmediğim bir Ben ile kendim Ol’mak nasıl bir şey Ol’urdu arasında kalmış, yeni bir Ben’i merak eden Ben…

Tüm tanımlanmışlıkların ötesine geçtiğimde, etiketlenen ne varsa hepsini üzerimden söküp attığımda, geriye kalan çırılçıplak, ne olduğu hakkında en ufak bir bilgisi Ol’mayan kalıyor… Şaşırıyor insan çok fazla… Bu alan bilindik bir alan değil, güvensiz hissediyorsun kendini… Kimliklerin Ol’mayınca bomboş hissediyorsun. Öğrenmişliklerin ötesine geçme isteği,  sanki kendini uçurumun ucundan bir adım atsan ölecekmişsin gibi konforsuz hissettiriyor… Ve bir seçim yapıyorsun uçurumun ucunda… Bir adım atsan ya yere çakılacaksın, ya da daha önce hiç fark etmediğin paraşütün açılıp gökyüzü semalarında eyyy özgürlük merhaba diyeceksin….

Sen şimdi neyi seçiyorsun?

Hayatını Ol’madığın Sen olarak sürdürerek yaşamayı mı yoksa sadece Kendin Ol’arak yepyeni bir realite yaratmayı mı?

Seçim Özgürlüktür, tanımlara tutunmak ise kölelik…  Sorarım sana o halde, kurtulmak mı yoksa tutunmayı mı seçiyorsun…

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

1 Yorum

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir