Herkesin derdi aslında kendiyledir

Herkesin derdi aslında kendiyledir, yazdıkları kendine laf anlatmak içindir, diğeri bir miktar sebep olabilir, kaşıyarak tetiklemiş olabilir, fakat meselenin tamamı değildir. Ancak kendimiz lafın tamamını anladıktan sonra konuşmayı bırakırız. Dur biraz konuşayım istişare edeyim neden sonuç ilişkisi yapayım nerede suçlanıyorum bakayım nerede suçluyum bakayım diye kendi kendine konuşur sonra bunu anlatırken olayları tekrar yaşar başa döner yeniden yaşıyormuş gibi sinirlenir öfke nöbetine bile girebiliriz.

Herkesin derdi aslında kendiyledir

Gerçekte diğerine söylenecekler suratına söylenmiştir ortada bir sır yoktur. Arada bir sıkıntı olduysa da üzüntü öfkeye dönüşmüştür.

Keşke öfke olmasa ve üzüntüler keder ve hüzün olarak kalsa. Ama bir sivilcenin patlaması gibi öfke gereklidir. Değişim öfkeyle olur. O öfke oradan çıkacak. Sarhoş farenin kediye dediği gibi “O kedi (öfke) buraya gelecek”. Dışarıya doğru akacak. Yalan gerçekle aklanacak. Zaman geçecek, yara iyileşecek, kabuk bağlayacak ama izi kalacak. İlişkiler yaraya benzer. İzi kalır. Bir şey devam ederse o izden devam eder, bir ip koptuysa bağlandığı yerden devam eder. Hiç kopmamış sayılmaz, hiç yara almamış sayılmaz. Bu yüzden yüzlerce çizgi saçlarda ak tecrübeler olarak yazılır bedene. Yaş alsa da çocuk bir bilge olarak kalabilmektir marifet.
Unutmayın diğeri sebeptir giriştir. Size onun üzerinden konu çıkar. Siz ise neden, gelişme, süreç ve sonuçsunuz.

Yaşadıklarımız üzerinden; şiir çıkar, yazı çıkar, çıkar resim, çıkar müzik çıkar, söz çıkar. Şiir olur, beste olur, şarkı olur dillere düşer. Güzel bir resim olur yıllarca gider gelir bakarız. Biz değişmezsek hayatımızdaki kişilerin yapıları da değişmez. Onlara anlam katan bizim bakış açımızdır. Sinirlenme sebebimiz sınırlarımızın aşılmasıdır. Bizim bağımlılığımızdır bizi köle yapan. Sevmekten anladığımız sınır ihlalidir. Sonrası hep sinir hep sinir.

Yaşananlardan ders almak ve ileri bakmak gerekir. Bakarken yeni kendini yeniden tanımak da gerekir. Yeni sene alışmak zaman alabilir. Cesaret bunun için var. Acı çeke çeke büyür insan. Yoksa çocuk kalmaktan kolay ne var?

Korkular endişeler. Kaybetmekten korktuğun kimler var? Onlarla sınanırsın. Büyü artık diye olabilir mi sence? Belki de emek kaynak ve zaman vermen gereken kişiye aynada veya iç aynanda daha iyi bak diye geldin bu sınıra. Dünde kalan senle bugünkü senin arasındaki muhabbet hep aynı düzlemde kalmasa keşke…

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

1 Yorum

  1. Murat Tali

    Büyümek zor iş Özlem. Girinti ve çıkıntıları fazla olan dalgalı denize yüzünü dönmüş küçük bir koy gibi insan çocuğu. Dalgayla, fırtınayla, güneşle şekillenip duruyor. Yaşamayı ölmekten beri bir şey zannediyor ama yaşamak daha çok kendini fark edip onu sevmek gibi bir şey sanırım… Kalemine sağlık

    Yanıt

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir