Sırlanmış nice bilgiler serilir önümüze bugünlerde
Üstü örtülmüş tüm gerçeklerin aralanır perdeleri usulca
Yerde ve gökte ne varsa, görünür artık sahnede
Açmış kapılarını tüm âlemler bize
O kapılardan ancak hak edişimize göre geçeriz
Arzu ettiğimiz takdirde
O vakit şimdi kendimizle yüzleşme zamanı
Dışarıda ne oluyorsa, içeride olanı yansıtır bize
Nelere tutunuyorsak, takılır ayaklarımıza tek tek
Hangi korkularımızı besliyorsa, en derin duygularımız
Kâbusumuz olur elbette
Bizi sınırlayan yargılarımızdan arındıkça
Farkındalığımızı bilginin gücüyle arttırdıkça
Tutunduklarımızdan irademizle vazgeçtikçe
Özgürleşiriz madde âleminin ağır yüklerinden
Ve hatırlarız unutturulan tüm sırlarımızı
O vakit şimdi kendimizle yüzleşme zamanı
Tüm âlemlerin ötesinde yuvadan çıkıp, yollara düşenleriz ezelden. Tüm zamanların ötesinde varlık bulanlarız, yaşamın koynunda. Tüm mekânların ötesinde boyutları aşıp, ruhsal yolculuğumuza çıkanlarız bu âlemde. Sonra hakikatimizi unutup, kaybolanlarız illüzyonlar sahnesinde.
Hepimiz taşırız, geçmiş zamanların yükünü ruhumuzda. Varoluşun tüm sırlarını barındırırız özümüzde. Tene bürünmüş ruhumuzla, tutunuruz sonra fiziksel dünyamıza bir süreliğine. Yaşam deriz bu kozmik oyunun adına. Beşerî sıfatlarımızı giyinip üstümüze, farklı yaşam hikâyelerinde buluruz kendimizi sonra bu sahnede. Maddesel âlemde giyindiğimiz bedenlerimizle, tezahür ederiz sahnede farklı çehrelerle. İçimizde saklı cevherimizi keşfetmek üzere aralayıp perdelerimizi, yürürüz emin adımlarla tekâmül yolunda.
Sonsuz evrenin sırlarını saklayan Logoslar dizilmiş gök kubbeye vazifeleriyle. Özlerinde taşıdığı kozmik enerjiyi akıtırlar tüm âlemlere. Mental âlem, astral âlem ve madde âlemi arasında varlık gösteririz yolculuk boyunca. Daha bilmediğimiz nice âlemler ise, kendi sırlarıyla perdelenmiş bizlere. Tüm güzellikleriyle serilmiş tabiat âlemi önümüzde. Kozmik enerjiyi barındırır her bir âlem ruhunda. Kozmosun enerjisi yaşam dalgasıyla hayat bulup, varoluşun zenginliğine karışır sonra zamanın koynunda.
Bizler fiziksel âlemimizde yaşam oyununun içinde, varlık bulmuşuz nicedir. Algılarımızın ötesinde nice âlemler gizlenmiş, görünmez perdeler ardına. Hislerin, duyguların ve arzuların varlık bulduğu astral âlem ve düşüncelerin varlık bulduğu mental âlem perdelenmiş bizlere bir süreliğine. İç içe geçmiş tüm âlemlerde, varlık buluruz yol katettikçe.
Tüm kâinat izler bizi bu dünya sahnesinde. Ruhumuza yuva olan bedenlerimizle, giyiniriz üstümüze dünyevi rollerimizi. Kendimizden kendimize olan bu yolculukta, onurlandıralım o vakit varoluşumuzu kudretimizle.
Hangi bilinç seviyesinde karşılıyorsak yaşamın bize sunduklarını, o derinliktedir ruhumuzun kazanımları. Bu yaşam sahnesinde yüzleşmemiz gereken tüm gölge yanlarımıza, ışık tutar kozmik oyunun baş aktörleri. Beşerî dünyamızı ne denli dönüştürebiliyorsak ruhsal olgunlukla. Kollektif bilinç seviyemizi de yükseltiriz beraberinde. Ve yaşama anlam katarız varlığımızla.
Yaşamımızda anlam yüklediğimiz her an, besler ruhumuzu doyasıya. Ruhsal dünyamıza farkındalık kapılarını araladığımızda, anın içinde nice sırları keşfe çıkarız usulca. Tutunduğumuz her ne varsa bu dünya okulunda. Şimdi yüzleşme zamanı gelmedi mi? Bazen hırslarımız olur yüzleştiklerimiz. Bazen en derin duygularımız ve arzularımız. Bazen de korkularımız, düşünce kalıplarımız ya da bizi sınırlayan inançlarımız olur yüzleşmemiz gerekenler.
Yüzleştikçe tüm tutunduklarımızla, değişir ve dönüşürüz en mükemmel halimize. Ruhsal farkındalıkla yaşam sahnesinde ilerledikçe biz. Beşerî hayatımıza yüklediğimiz anlam da değişir. Cesaretle yüzleştikçe tutunduklarımızla, manevi anlamda büyür ve olgunlaşırız. Zamanın koynunda halden hale geçtikçe biz… Ruhsal gelişim yolculuğumuzda da ilerleriz hakkımızca. En derin korkularımızın üstesinden geldikçe… Tüm dünyevi kaygılarımızdan özgürleştikçe… Varlık gücümüzü kuşanıp cesaretle yol aldıkça yaşam sahnesinde… Evren bize nice armağanlarını sunar cömertçe.
O vakit şimdi kendimizle yüzleşme zamanı. Uzun ve zifiri karanlık gecenin ardından, umut dolu yarınlara uyanma zamanı. Yaşam sahnesinde kurgulanmış tüm oyunların illüzyonundan, artık uyanma zamanı. Bu madde âleminde tutunduğumuz her ne varsa, her birinden özgürleşme zamanı. Yuvadan kopup düşlerimize indiğimiz bu dünya sahnesinde… Hangi ruhsal amaçlarımız uğruna var olduğumuzu hatırlama zamanı.
O vakit şimdi kendimizle yüzleşme zamanı.
Sevgili Şenay, yazın adeta ruhun derinliklerinde bir yolculuğa çıkartıyor insanı. Her kelime, sanki varoluşumuzun perde arkasına açılan bir kapı gibi… Algılarımızı genişleten, özümüzü hatırlatan ve bizi “gerçekten” uyandıran bu satırların için teşekkürler. Bu dünyaya neden geldiğimizi, neyin peşinde olduğumuzu ve hangi illüzyonlara kapıldığımızı yeniden sorgulamak için harika bir davet! Okuyan herkesin içinde bir ışık yakacağından eminim. Kalemine, ruhuna sağlık!