Yuvaya Dönüş

Hayatın gürültüsüne kulaklarımızı kapatıp, içimizdeki sesi dinlemeye başladığımızda buluşuruz kendimizle usulca. İçimizdeki sessizliktir bize huzurun kapılarını aralayan. O kapıdan geçtiğimizde kucaklaşırız varoluşsal özümüzle.

Zihnini susturup düşüncelerini sadeleştirdiğinde insan, kalbinin sesini dinler huzurla. Gönül gözünle seyret yaşamın sunduklarını. Farkına varırsan önüne çıkan işaretlerin, nice derin anlamlar yakalarsın deneyimlerinde.

Yuvaya Dönüş

Nedir varoluşunun amacı? Buldun mu yaşam yolculuğunun amacını? Yaşamın hangi gizemlerini keşfettin ömründe? Sorguladın mı yolun nereye? Kulak verdin mi ruhunun sesine?

Bizler varoluşun bilinmeyenine keşfe çıkmış kadim yolcularız. Aynı özden beslenip BİR olana yol alanlarız. Bizler yuvadan saçılmış olan ve yeniden yuvaya dönüş yolunda olanlarız. Bizler uykuyla uyanıklık arasında kendini arayanlarız.

Nice devreler açılıp kapanmış yaşam sahnesinde. Ruhlarımız geleceğin belirsizliğinin sancılarını hisseder bu devrede. Karanlık ve aydınlık saf tutmuş sahnede. Kimileri savrulur karanlık yollara biçare. Kimileri yürür emin adımlarla aydınlık yarınlarına.

Görünür olmuş zifiri karanlık nicedir. Ezelden bugünlere kurgulanmış türlü oyunlar, apaçık serilmiş ortalığa. Saklı kalan tüm bilgiler açar perdelerini insanlığa. Uygarlığımız ruhsal sınavında dünya sahnesinde. Uyanmış bilinçler seslenir nicelerine. Hakikatini arayana bilgi her yerde.

Bizler ete kemiğe bürünmüş ruhsal varlıklarız. Kendimizi bilme yolculuğunda öz varlığımızı nicedir keşfetme çabasındayız.  Korkularımızdan özgürleşip kalbimizin sesini dinlediğimizde, dağılır tüm illüzyonlar farkındayız.

Zihnimizi susturup sezgilerimize kulak verdiğimizde aydınlanır tüm yollar. Derin uykumuzdan uyandığımızda kalkar tüm âlemlerin perdeleri. Sınırlı algımızdan özgürleştiğimizde, görünür olur ikiliğin arkasındaki kurgu. Oyunun içinden çıkıp gözlemlediğimizde sahneyi, anlaşılır olur yalan ve gerçek. Dışarıdan gözümüzü alıp, çevirdiğimizde kendimize. Anlarız ki tüm oyunları kurgulayan da oynayan da nihayetinde bizleriz.

Dünya okulunu bir oyun sahnesi olarak görmeye başladığımızda, izleriz deneyimlerimizde kendimizi sessizce. Açtığımızda algılarımızı cesaretle, varoluşun tüm boyutlarını hisseder ruhumuz. Yaşam deneyimlerimizle edindiğimiz benliklerimizle bütünleştiğimizde, sevgiyle kucaklarız öz varlığımızı. Aynı kaynaktan geldiğimizi hatırladıkça, her zerresiyle TEK’liğin şahidi oluruz.

Zaman… unuttuklarımızı hatırlama zamanı. Bu yaşamda kendimize biçtiğimiz tüm rollerden özgürleşip, özümüze uyanma zamanı. Korkularımızla karanlığı beslemek yerine, içimizdeki ışığı görme zamanı. Sonsuz evrenin yükselen enerjisiyle algılarımızı genişletme zamanı. Kendi realitemizi özgür seçimlerimizle yarattığımızın farkına varma zamanı.

Zaman… sınırlı inançlarımızdan özgürleşerek kalıpların dışına çıkma zamanı. Bilgiyi bilgeliğe dönüştürüp, yaşamı ustalıkla deneyimleme zamanı. Karanlığı besleyen her ne varsa, bilgelikle her birini ışığa dönüştürme zamanı. Kendimize odaklanıp, huzuru ruhumuzun bilgeliğinde arama zamanı.

Zaman tüm karmalarımızdan arınıp, ruhumuzun tekâmülüne niyet etme zamanı.

O vakit ruhsal yolculuğumuzda kendimize uyanmamız temennisiyle… Farkındalıkla, umutla ve sevgiyle olsun yaşam yolculuğumuz.

www.senayzuhur.com

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

2 Yorum

  1. Murat Tali

    Yuvadan neden ve nasıl ayrıldığımızı hatırlarsak dönüş yolculuğu daha keyifli olacak sanki. Ne geldiğimize ne de gideceğimize dair bir bilgi yok. Arada kalmışlık, ait olamamak, sürgün hayatlar ve erdim diyenleri kurguladığı fantastik yarın öyküleri arasında kaybolduk gittik iyice. Farkında olacağımız bir an için mutlu dünler biriktirmek gerekiyor. Katkın ve desteğin için teşekkür ederim Şenay

    Yanıt

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir