Kendini sevmek ya da sevmemek

Kendini sevmemek için ne çok sebep yaratmışsın.

Suçluluk duygusuna kapıldığında, kendine iyi bakmadığında, iyi beslenmediğinde ya da oburluk edip kilo aldığında, işini eksik yaptığında, yargılayıcı ya da suçlayıcı konuştuğunda, olumsuz geçmiş deneyimlere takılıp kaldığında, hareketsiz olduğunda, atalete kapıldığında, öfkeye çabuk geçtiğin anlarda, başarısızlıkta…

Bu sana bir şey söylüyor mu? Bunca yükü içinde taşırken sevgiyi duyumsayacak, yaşayacak ve paylaşacak dinginlik ne kadar mümkün?

Sen neyi ne kadar özveriyle ve tam yaparsan yap, birileri eksik bir şeyler bulur ve yaptığını beğenmez. Sen ne kadar destekleyici ve cömert olursan ol, birileri sana karşı hep yıkıcıdır ve hesapçıdır. Sen ne kadar önüne bakmak istersen iste birileri sana hep geçmişini hatırlatır ve geleceğe dair içine şüphe tohumları eker. Sen ne kadar yorulursan yorul birileri dinlenmeye hakkın olmadığını savunur. Sen kendine izin vermek istersin; eksik olmaya, hatalı olmaya, korkmuş, kaygılanmış ya da yetersizlik hissine gömülmüş olmaya izin vermek; bırakmak istersin ve birileri bunun için seni suçlamaya, yargılamaya hazırdır. Birilerinin sana ne söyleyeceği ve nasıl davranacağı üzerinde herhangi bir kontrolü yoktur. Birilerini değiştirmek elinde değildir. İlişkilerin doğası budur. Bununla yaşayabilir misin?

 

kendini sevmek

Beden yaşlanır, hastalanır, ölür – kilo alır ve kilo verir. Bunların hiçbirisi üzerinde tam kontrolün yoktur. Beden denilen şeyin doğası budur. Hayat istediğini bazen verir ve arkasından da geri alır ve bazen de hiç vermez seni uğraştırır durur. Hayat dediğin şeyin doğası budur. Varlık ile yokluk, iyi şans ile kötü şans binbir çeşit form içinde sürekli yer değiştirir. Her şey geçicidir ve hiçbir şey senin kontrolünde değildir. Durum buysa neyle ve ne diye didişiyorsun ki? Hayat senin istediğin gibi değil diye öfkelenmek niye ki? Hayat; bedenin, eşin, çocukların, ötekiler ve hayata dahil hiçbir şey, senin istediğin gibi olmayacak. Olsa da olan, öyle kalmayacak. Hayat ve hepsi olduğu gibi olacak. Bununla yaşayabilir misin?

Hayatın değişken ve göreceli doğası sebebiyle kendini sevmek için yarattığın sebepler, kendini sevmeme sebebine dönerler. Sevginin dışlayıcı olmaması, bütünsel olması sebebiyle her kendini sevme sebebin, dışarıda bıraktığı durumlar ve zamanlar dolayısıyla kendini yargılama ve sevmeme sebepleri yaratırlar.

Misal kendini en çok başarıya ulaşınca ve sevildikçe seviyorsan senin için başarı ne ve başarısızlık ne o zaman? Çünkü başarısızlık diye kabul ettiğin şey kendini sevmeye kapattığın kocaman bir alandır. Çocuk yürümeyi öğrenirken düşmeyi başarısızlık diye adlandırmaz ve kendisini sevmeye devam eder. Kendimizi bir koşul koymadan sevsek – sebeplere gerek duymasak olmaz mı?

Hem sevilmek senin için neden bu kadar önemli? Sevilmek için, sevgi almak için kendinden vazgeçtiğin zamanlar da oluyor mu? Hangi durumlarda başkasının seni sevmesini kendini seviyor olmaya ve bununla mutlu olmaya tercih ediyorsun? Oraları sevgiye bağımlı olduğun yerler olabilir mi?

Velhasıl-ı kelam, sevmek halden hale geçerken her halimi ayrı sevmekle mümkün. Ne de olsa ağaç bir günde meyveye durmaz. Acelesi de yok zaten.

Yazar Hakkında

Yok böyle biri !!

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir