Başlangıç itibariyle, insanın önce kendisini sevmekle yaşama başlaması, esas itibariyle süreç içerisinde varoluşu sevmek haline dönüşecektir. Yani kısacası var olan her şeyi, kendisinden ayırmadan, bir ve bütün olduğunun farkında olarak, ayırımsız ve çıkarsız sevmek haline dönüşme adımını kendisinden başlatması demektir.
Bu bakıştan yola çıktığımızda, oturduğun herhangi bir mekanda, yan masadaki bağırışları ile seni rahatsız eden herhangi birisinin, orada boşuna oturmadığını o zaman fark etmiş olacaksın. Onun orada bulunmasının, sebebinin senin kendi duygularını gözden geçirmene, belki oradan duyacağın rahatsızlık sonucu kalkıp giderek başka bir karşılaşmanın zeminini hazırlamaya sebep olacağını daha sonradan fark edeceksin. Evren zaten hep böyle işliyor, benzer benzeri çekiyor, sevgide sevgiyle bu yolla buluşur. Sevgi bütünün içinde seni, senin doğru yoluna yönlendiren bir ağın parçası olmanı sağlar. Ayırımsız ve koşulsuz sevgi sana içindeki sesini dinlemeni öğreten bir kaynağa sahip olmanı sağlar.
Bu yüzden kalbin sesini duyabilmek için, önce ayırımsız ve koşulsuz sevmeyi mutlaka kendi içinde bilmelisin. Çünkü sevmeyi bilmek, ucu sonsuza açılan bir gerçekliğin süreci ve sonsuzluğa doğru gelişen bir yolculuk olmakla beraber, aynı şekilde içindeki duygu ve hislerinin beyninle oluşan ilişki ağında sonsuz bir yoğunluğa dönüşebilir. Herkesin, her şeyin, sana dünya gözüyle, zihin gözüyle yada an‘lık duygu akışın ile nasıl görünürse görünsün, senin de bir damlası olduğun sonsuz deryanın bir parçası olduğunu bilerek ve anlayarak sevmelisin.
Sevdiklerini, sevmeye çalıştıkların mutlaka hayatın içinde öğrendiğimiz, mutluluk kavramına denk düşmek zorunda değildir. Zaten böyle olmasını isteyen senin zihinsel ve bedensel egondan başka bir merkez değildir. Her şeyi ve herkesi onların var olduğu yerde ve bulundukları koşullar içinde sevmelisin. Hayatına çeşitlilik getirdiği ve sonsuz seçeneklerinin sadece onlar sayesinde var olduğunu bilerek onları ayırımsız ve koşulsuz sevmelisin. Çünkü hayat sensin ve sen sevgiyle birlikte gerçek var olansın…