Arınmamız gereken yönlerimizin olduğunu kabul etmemiz, bu yönlerimiz nedeniyle kendimizi yargılamamız demek değildir. Kendimizi tüm yönlerimiz ile kucaklayabilmek, arınmamız gereken yönlerimiz ile ilgili farkındalık talep etmek ve dönüşümü benimseyerek, kabul etmemiz anlamını içermektedir.
Çünkü dönüşüm yargılarla başarılamaz, kendimizi içimizde yeşerterek çoğaltabileceğimiz sevgiyle kabul etmemizle başarılır. Talep edeceğimiz olguları ancak farkındalığımızın farkında olabildiğimizde, kendimizi tanımamız konusunda bize önerilenler uygulanabilir ve dönüştürülmesi gereken yönleri bu şekilde fark edilebiliriz. Dönüştürme noktasında, zaten farkındalık yükseldikçe içimizdeki sevgiden de önemli destek alacağız kesinlikle.
Kendisini aydınlatmak isteyen insanlar, başkalarını yargılama alışkanlığını mutlaka bırakmaları gerektiğinin farkında olmalıdırlar. Bazen birileri karşılarında herhangi birisini gördüklerinde, vakit kaybetmeden hemen onu yargılamaya başlarlar. Karşısındakinin yargılarını bir sonuca bağlayabilmek adına, çirkin, iyi, kötü yada başka herhangi bir şey bulmanın peşinde koşar dururlar. Bu yargılama sürecinde öylesine derinlere kök salarlar ki hiçbir şeyi gerekçesiz bırakılmadan uzunca bir zaman dilimi hep uğraşlarını meşgul eder dururlar.
Tabii bu arada, farkında olmadan akıl hemen işe karışır. Böylece görebildiklerimiz yalnızca görüntü olarak kalmaz, her yönüyle bakmışız ki aklımız yorumlara başlamada gecikmemiştir bile. Halbuki ilkesel olarak, kesinlikle karşımızda herhangi birisini yargılamamalıyız. Yalnızca görmek bizim için yetiyor olmalıdır. O halde karşındakini yargılamadan önce sadece onu izle, bırak zihin rahatça aksın kendi akış seyrinde.
Irmak nasıl akıyorsa bırak zihninde öylesine rahatça aksın ve sen kıyıya oturup sadece izlemelisin gördüklerini. Ayrıca izleyişin gerçekten saf, temiz ve duru olmalıdır; kesinlikle herhangi bir yorum asla izlediğinle ilgili yapılmamalıdır. Eninde sonunda ırmak aktığı zaman baskılanmış, fikirlerde hareket ettiği zaman, boşlukların geldiğini o zaman zaten kendiliğinde göreceksin. Bir düşünce gidecek, bir başka düşünce artık gelmeyecek ve orada bir boşluk oluşacak.
Yani bir aralık oluşacak ve sen o aralığın farkında olacaksın o zaman. Tam o aralıkta senin iç dünyanda bir hiçlik ortaya çıkacaktır. O aralıkta sen kendi yüzünü, orijinal yüzünü ilk kez göreceksin. Çünkü Varoluşla bütünleşmek aynı zamanda hiçleşmektir. Hiçleşmek ise arı duru pir-u pak olmak demektir. Yani gerçekten kendine dönüp kendin olmayı başarmaktır. Yoksa arınıyorum veya baktım hatamı gördüm, artık arındım demekle gerçek anlamda arınma olmaz…