Hiç kimseyi kendi seçimlerinden koruyamazsınız. Hiç kimseyi kaderinin karanlık dehlizlerinden kaçıramazsınız. Kurban olmayı deneyimlemeyi seçen hiç kimseyi, kendine kurduğu tuzaklardan kurtaramazsınız.
Kurtarıcı olmaya soyunan her insan, bir noktada kurtarmaya çabaladığı kişinin kurbanıdır da.
E peki, hiçbir şey yapmayalım mı? Hiç müdahale etmeyelim mi? Göz göre göre sevdiklerimizin başını derde sokmasına müsaade mi edelim?
Aslında, özünde evet.
Sabırla, sevgiyle, şefkatle, sizden yardım istenene kadar alan yaratın; orada ve erişilebilir olun. Soru soruyorlarsa cevap verin. Fikrinizi merak ediyorlarsa paylaşın. Sizin dediğinize gelmiyorlar, sizin kurallarınıza uymuyorlar diye sevginizi geri çekerek ya da sayısız akıl oyunuyla onları size göre doğru kabul ettiğiniz yola getirmeye çalışmayın. Siz Tanrı değilsiniz ya da en azından onların Dünyasında Tanrı siz olamazsınız.
Burası hür irade evrenidir ve burada herkes, kendi yolundan ve kendi seçimleriyle yürür. Her kim neyi deneyimlemek istiyorsa deneyimler. Düşmek isteyen düşer. Bırakın. İcabında düşsünler de. Merak etmeyin hayatın kolları bizim gördüğümüzün çok daha ötesinde bir şefkat barındırır. Hem siz hiç mi düşmediniz? Kimse sevdiğinin boş yere acı çekmesini istemez elbette. Ama siz hiç mi acı çekmediniz? Çektiğiniz acılar olmasaydı hayatınız daha iyi bir hayat mı olurdu? Nasıl oldu da bir yetişkin oldunuz, olgunlaştınız? Yoksa hala olamadınız mı?
Bana sorarsanız asıl meseleyi kaçırmayın. Onların düşüşünde ya da düşme ihtimali oradayken siz kendi içinizin karanlığında nerelere düşüyorsunuz ve kendinizi o karanlıktan çıkarabiliyor musunuz? Onlara kendi yollarında yürüme izni veriyorken kendinize de dilediğiniz yoldan gitme izni verebiliyor musunuz? Yoksa kaderinizi asla şimdi ve sizin umduğunuz şekilde bir iyileşme talep etmeyen birinin kararlarına mı bağladınız? Hatta belki onun çilesi, mutsuzluğu, ıstırabı sizden gitsin diye beklerken siz ondan hiçbir yere gidemiyor musunuz? Kurban aslında kim görebiliyor musunuz?
Sizi kendi seçimlerinizden kim koruyabilir? Sizi kaderinizin urganını örerken kim geri çekebilir? Sizi kendi tuzaklarınızdan kim uzak tutabilir?
Tanrı mı?
O, “iki” değil ki.