Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Matruşka Evrenler: Düşüncelerimizin İçinde Kaç Evren Var?

Ya ben bir başkasının evreninde sadece bir düşünceysem? Aynı benim zihnimdeki onlarca “ben” gibi… Kimi yaşlı, kimi genç, kimi yorgun, kimi aşık. Hepsi farklı bir hikâyenin içinde, ama aynı kökten doğmuş. Benden. Belki de bir başkasının hayalinden.

Kulağa şiirsel geliyor, ama bilim bu soruya hiç de uzak değil. Kuantum fiziği, varoluşun temelinde olasılıkların yattığını söylüyor. Bir parçacık, onu gözlemleyene kadar aynı anda birçok yerde bulunabiliyor. Yani madde, gözlemle –bilinçle– şekilleniyor. Bu durumda belki de evren, bizi değil; biz evreni gözlemleyerek yaratıyoruz.

Matruşka Evrenler Düşüncelerimizin İçinde Kaç Evren Var

1957’de fizikçi Hugh Everett, “Çoklu Evrenler” teorisini ortaya attı. Her olasılığın gerçekleştiği ayrı bir evrenin var olduğunu öne sürdü. Bir evrende kahveni yudumluyorsun, diğerinde döküyorsun. Birinde o mesajı gönderiyorsun, diğerinde sessiz kalıyorsun. Her biri kendi “gerçekliğinde” eşit derecede var. Belki de her düşünce, evrenin kendi içinden yeni bir evren doğuruyor.

Kuantum mekaniği bize şunu hatırlatıyor: Evren, katı bir yapı değil; bir olasılıklar okyanusu. Sen bir karar verdiğinde, dalga fonksiyonu çöküyor ve evren, o seçimi “gerçek” kılıyor. Ama çökmeden önce, her olasılık aynı anda var.  Yani “sen” farklı yönlerde, farklı benliklerde yaşamaya devam ediyorsun.

Bu noktada bilinç fiziği devreye giriyor. Nörofizikçiler, beynin sadece bir alıcı olabileceğini düşünüyor;  bilincin kendisi ise evrensel bir alan olabilir. Tıpkı bir radyo gibi, her biri farklı frekansta yayın yapan “sen”ler… Belki de düşünceler, bu alanın kendi içinde yarattığı titreşimler. Ve her titreşim, bir mikro-evrenin başlangıcı.

Astrofizikte buna benzer bir fikir de var: Holografik Evren Teorisi. Bu teoriye göre evren üç boyutlu değil, iki boyutlu bir yüzeydeki bilgilerin yansımasından ibaret. Yani her şey -sen, ben, yıldızlar, galaksiler- daha büyük bir bilincin yansıması olabilir. Bir hologram gibi: Gerçeğin tümü, parçanın içinde saklı.

Belki de evren, tıpkı matruşka bebekleri gibi iç içe geçmiş bilinç katmanlarından oluşuyor. Bir bilincin içinde bir başka bilinç, bir düşüncenin içinde bir başka düşünce. Ve her biri, kendini gözlemleyerek var ediyor.

Eğer ben bir başkasının düşüncesiysem, beni düşleyen zihin de bir yerlerde beni hissediyordur. Tıpkı benim şimdi onu hissettiğim gibi.

Evren, kendini düşünerek var ediyor olabilir. Ve biz, o düşüncenin farkına varan anız. Bir düşünce kadar küçük, ama bir sonsuzluk kadar derin bir yerden bakıyoruz gerçeğe.

Ve şimdi…
Beni düşünen sevgili zihin, sana küçük bir ricam var: Biraz daha konforlu bir yaşam versiyonu rica ediyorum. Kahvem hep sıcak olsun, trafik biraz azalsın, banka hesabım kuantum sıçrama yaşasın. Beni daha iyi versiyonumla düşün lütfen, düşün ki senin de benim de benden yansıyan herkesin de evreni güzelleşsin. Frekans yükselsin, evren titreşsin!

Devrim Kasimi 

Theta Healing Eğitmeni, Profesyonel Nefes ve Yaşam Koçu, Mucizeler Kursu Lideri

www.devrimkasimiakademi.com

 

Yazar

Exit mobile version