Birçok kişi rüya görür ancak ya çoğu bunları hatırlamaz ya da anlamsız ve saçma bulduğu için önemsemez.
Oysa rüyalar, hayatımıza ilişkin önemli ipuçları veren habercilerdir.
Rüyalarda, birbiriyle ilgisiz kişiler, ilgisiz olaylar ve durumlarda, ilginç rol ve kimliklerde karşımıza çıkar; tuhaf simgeler, garip kurgular içinde senaryolar izleriz.
Sonra da bunları yorumlamaya çalışırız; makul ve mantıklı çıkarımlar bulmak için uğraşır dururuz.
Yanlışlık da buradadır; rüyalar bilinç seviyesinde, zihin, akıl, mantık üçgeninde çözümlenecek fenomenler değildir.
Rüyalar, bize birlik ve bütünlük bilincini hatırlatan araçlardır.
Evet, kimse birbirinden ayrık, kopuk ve yalnız değildir, olamaz da çünkü biz birbirimize enerjisel olarak bağlıyız ve dediğim gibi, belki de rüyalar bize bunu göstermek için varlar.
Ben rüyaları, zihnin, gün içinde tamamlayamadığı süreçleri, uykuda birbiriyle ilgisizmiş gibi görünen kurgularla, uç uca ekleyerek birleştirme ve tamamlama çabası olarak tanımlarım.
Siz de rüyalara böyle yaklaşın; bakalım ‘rüya yorumcularına’ gerek kalmadan konuyu kendi başınıza çözebilecek misiniz?
Şems Terlan
https://www.facebook.com/zihinotesiterapisi/