Tin Konuşuyor.
Kendi zihnine karşı savaşan kurban olmaktan çıkan “Savaşçı” dır.
Keramet göstermeye ihtiyacı olmayan Sır taşıyan “Büyücü” dür.
İkisi de Sen… İkisi de Her şeyde…
Zamanı gelmemiş inancına tutulmayan Savaşçı,
öncelerin yükünü taşımayan, izini süren kendi yoluna çıkan, yeni yolları çizmekten korkmayan…
Sonralardan endişe etmeyen, yönünü belirleyen, devam eden yürümeye…
Her şeyde, Hiçte, Şimdide… Sende. Sen de. Hepsi Sende.
Her şey sensin, her şeyden biraz değilsin. Her şey sende akar seninle var olur.
Biraz oldukların, ham kaldıkların, kopya ettiklerin, kenarından geçtiklerin, tadına baktıkların da değil. Kalben… Aldıkların verdiklerin, yürüdüğün, içinden geçtiklerin…
Biraz oradan, biraz buradan değil, vad ettiklerin değil! Cebelleştiklerin de değil.
Oyalandığında değil.
Olduğun halinde neyse, sende parlayan,o yüzden eşsiz benzersiz,
göründüğün, gösterdiğin sensin!
Bildiğin ama bilmekte tutunmadığın, genişlediğin… Bildikçe nokta olup, noktada derinden içerden açıldığın sezdiğin K o s m o s a…
Sende Ben. Ben Sende…
Ben…
Ben bir rüyayım
Sen anlatırken, senin rüyanı senin gözünden gören…
Senin rüyanın içinde, Kendi Rüyamda,
Zamandan ayrılmış, işaretlenmiş, yaklaşılmış Büyük Rüyanın
Büyük Rüya Gören’ in Rüyasında
bir rüyayım sadece.