Uyanınca hepsi geçer

“Meğer hepsi bir rüyaymış” dersin ya hani,
İşte uykuda yaptıklarından nasıl ki mesul değilsen;
İllüzyonundan ayılınca da daha önce yaptıklarından sorumlu değilsin.
Uykunda adam öldürsen, uyanınca suçluluk hisseder misin?
Uykunda dayak yesen, uyanınca öfke hisseder misin?

Bu demek değil ki istediğini as, istediğini kes,
Bu şu demek;
Sen artık ne kes, ne as,
Ne konuş, ne karış.
Kimsenin işine karışma, yapabiliyorsan sadece içine karış…
Sen şimdi kendine bak
Sadece KENDİNE…
Çünkü senden başkası yok ki gerçekte,
Senin fantastik bir kurgundu hepsi de,
Roller dağıttın , dost, ana, baba, evlat diye,
Türlü türlü kimlikler kuşandın iş, aş peşinde…
Bedeninin talebini, egonun tatminini aşk zannettin kimi zaman.
Güvenceyi ilk sıraya koyup, adına evlilik dediğin akitler yaptın belki, çiftleşmeyi seçtiğinle.
Oysa hayvanlar çiftleşir, insan dediğin birleşir.
Bir insanla birleştin mi gerçekten?
Yürekten
Derinden
Özden
Bunun için önce kendi kendisiyle birleşmeli insan.
Özüyle bir ‘an’ bile birleşen, herkesle ve herşeyle bütün olur birden.
Kendi özünü farkeden, farkedilir.
Kendi özüyle buluşan ve bir olan, diğer özlerle de buluşur ve bir olur.
Kimselerin işine, gücüne, tenine değil, içine karışabilmektir bu…
Senin gibi yaşamıyor olsa da, senin gibi hissetmese de, senin pencerenden bakmasa da,
Alabilmektir O’nu öylece gönlüne…
Şekilden, bedenden, kimlikten, kişilikten sıyrılıp bir oluşu kutlamaktır onunla.
Hiçbir koşula bağlamadan, akıtmaktır yüreğinden, o ulaşılmaz, pek kıymetli sevdanı.

Uyanınca Hepsi Geçer
Uyanınca Hepsi Geçer

Sen şimdiye dek, sadece seni seveni mi sevdin?
Seni anlayanı mı dinledin?
Seni onaylayanı mı kabul ettin?
Mekânlar mı yarattın cennet, cehennem diye.
Evden, barktan, bahçeden sınırlı.
Çitlerle, kilitlerle etrafını kuşattığın.
Kimse bozmasın oyununu diye,
O korunaklı zannettiğin kalende,
Gizli esaretini sözüm ona özgürce yaşamaya uğraştın!
Ya da türlü cehennemler kurguladın kendine:
Fonda savaş, mücadale, nefret ve hayal kırıklığı olan.
Geçebildin mi cennetinden ve cehenneminden?
Geçebildin mi nefsin türlü türlü görüntülerinden?
Rüyanda gördüklerini gerçek zannedersen,
Asla uyanamazsın.
Sırf adet yerini bulsun diye,
Karışma sohbetlere.
O çok bilmiş aklına güvenip, karışma başkasının işine.
Özünü gör, özüne karış.
Sürüden ayrılmak geçiyorsa içinden; usulca ayrıl.
Senin dışında birilerinden artık onay bekleme.
Çünkü sen bekledikçe, hiç kimse sana istediğini söylemeyecek.
Seni mutlu eden sözlere de çok itibar etme. Onlar da sadece seni kaldığın yerden, tekrar tatlı rüyana geri döndürmek içindir.
Seni acıtanlarsa; “hazinelerle dolu arka odalarının anahtarı”…
İşte o odalardır; senin uyanışının başlangıcı.
Canının yandığı yer, sırf bu yüzden çok önemli.
Hemen ordan gir içeri..
Artık bekletme kendini.
Bil ki rolün en büyüğünü; seni en çok sarsana verdin.
Hatırlatsın diye sana hakiki olanı.
Hani o; büyük oyunun en başını.
Artık etkilenmeyen olduğunu hatırla.
Etkilenenin sadece nefsin, benliğin olduğunu.
Sen benliğin değilsin.
Sen kişiliğin de değilsin.
Sen bedenin bile değilsin.
Hepsinden geçtiğinde; benliğin değil, özün konuşur. Kişiliğine değil, özüne saygı duyulur. Bedenin ruhunla birleşip, o tek olanı yaşar sınırsızca. İşte o zaman; kızan, tepki veren bir halin de kalmaz olur.

Acı Çekmek - Uyanınca Hepsi Geçer
Acı Çekmek – Uyanınca Hepsi Geçer

Yüreğinde eminlik hissettiğinde; şüphesiz cesaretin de gelir.
Çünkü emin olmak ve cesaret birbirinin kardeşidir…
Eminlik zihnini dinlendirir,
Eminlik kalbi genişletir,
Kalp genişledikçe, birilerini içine almak için, ince eleyip sık dokumaz.
Kalp genişledikçe, seçim yapmak zorunda kalmaz.
Olanı, olduğu gibi alır içine.
Geniş alan özgürlüktür, zenginliktir, sınırsızdır her zaman.
Kabının sonsuzluğunu bilseydin eğer; ne gücenir, ne kızar, ne de had bildirirdin.

Sadece sever, sayar, yaşar ve geçerdin…
Sevilmeyi, sayılmayı, yaşamayı beklemeden.
Benliğinle çok da vakit kaybetmeden…

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x