İnsan çocuğu içine döner ve yoklama almaya başlar…
keyif burada mı?
mutluluk
huzur
sevgi
öfke
kızgınlık
değersizlik
anlaşılmamak
kabul görmemek
sevilmemek
hepsi bir ağızdan “BURADA” diye bağırır…
O zaman yaşamak için başka dert aramaya gerek yok der insan çocuğu. Hepsi içeride bir yerlerde kendisini çağıracak cümleyi ya da olayı bekliyor…
Çalışkan ya da tembel, akıllı ya da yaramaz diye düşünmeden devam ediyoruz yaşam oyununa. Bizden yansıyanlar her ne kadar tetikleyicilerle aktif olup kendisine suç ortağı arasa da olay tamamen içimizde cereyan ediyor.
Yani biri gelip size “Sen çirkin birisin” dediğinde içeride bir yerlerde sen kendini çirkin gördüğün için etkisine giriyorsun bu sözün. Seni mutlu eden şeyler için de geçerli aynı tanım…
Özetle, burada ve içeride olan, yoklamada hep bir ağızdan ses veren duygular sadece sizin onu çağırmanızı bekliyor… Siz çağırdığınızda o da tüm hücrelerinizi ve hormonlarınızı alıp yanına geliyor, bundan sonrası sizin sancınız, sizin heyecanınız, sizin gözyaşınız ya da sevinciniz oluyor.
Bu da mı oyun?
Galiba öyle… Ne işim var bu dünyada halleri içinde yazıya dökülen her şey kaçmanın değil yüzleşmenin mümkün olduğunu gösteriyor.
Haydi çıkın yola ama hedefinize uzak yerleri yazmayın, içeride bir yerlerde keşfedemediğiniz milyonlarca rota var oraya girin ve yüzleşin…