Aşık olduğumuz kişiyi sahiplendiğimiz an da ayrı bir kişilik haline geliriz.
Adeta kendimizin asıl kimliğimizi şimdi yöneten bir baş öğretmene sahip oluruz. O belki biraz arsız, belki de biraz umarsız olabilir.
İstekleri bitmeyen, beklentiyle adeta ya smokin ya da tuvalet giydirilmiş, cansız bir elbiseyle dolaşan saf kan bir alıcı olan aşk değildir de nedir?
Vermenin safhalarını çok kısa sürede geçen ve de bu süreçten geçtikten sonra da isteklerimizin derhal yerine getirilmesiyle tatmin olduğumuz nedir?
Tabii ki aşktır!
Aşk; ruhun tanrı ve tanrıçasına olan özlemi ve kavuşmasıdır.
Dönüştüren, yok eden, güzelleştiren, egoyu sarsıntıya uğratan, uğruna sabrı öğretendir. Hiç aşkın inisiyasyonuna uğradınız mı? Karanlıkların prensi ya da prensesi oldunuz mu? Aydınlıkların dilencisi, dilsizlerin efendisi oldunuz mu?
Kraliçeliğinizden vazgeçip, kralın ihtişamına ve gücüne umarsız kaldınız mı?
Sözlerin söylemine aldırmadan, kendini aşkın sözde özgürleştirmesi adı altında terk edişine bırakmasına rağmen, hiç aldırmadan yolunuza devam ettiniz mi?
Instagram : Esra_Ozkalkan
Youtube : Esra Özkalkan