Kendine güvenen, okuyan, meslek sahibi olan, her daim gülmesini bilen, giyimine ödünç vermeyen, kahkahaları toplumda eksik etmeyen, kimseye muhtaç olmadan kendi ayaklarının üzerinde dura bilen kadınlara her zaman hayran kalmışımdır.
Gericiliğin en büyük düşmanları bu kadınlardır… Ataerkil sisteme başkaldıran bu kadınlar, muhafazakâr beyinleri her zaman zorlayarak hedef haline gelirler. Ancak bu kadınlar cesurlar, kendilerinden ödünç vermezler, cehaleti yüksek topukları ile ezip, toplumu öncülük edip muasır medeniyetler seviyesine ulaştırıyorlar…
Çocuklarına en iyi eğitim ve öğretimi verip kendileri gibi yetiştiriyorlar. Bu kadınların kocaları ya da sevgileri de onlar gibi medeni ve kültürlü insanlar. Asla gericiliğe meydanı boş bırakmazlar. Dünyayı takip edip gelişmişliğin ne noktaya geldiğini öğrenip onlar gibi yaşamaya çalışırlar. Genellikle bu kadınlar yeri geldi mi hiçbir erkeğe eyvallah demezler.
Dekolteli elbiseler, ellerinde sigara ve şarapla, yüksek kahkahaları ile diledikleri gibi yaşarlar. Kimse ye minnet eylemezler. Havva’dan beri dünya geliştikçe bu kadınların topuklu ayakkabılarında yükselir. Ve bu gelişmişliğin sembolüdür. Bu kadınlar Havva’nın yüksek topuklu kızlarıdır.