Uzak geçmişten bugüne kendini bilme yolculuğundadır insan. Nicedir yürür durur bilinmezliğine. Saklı hakikatidir belkide yaratılışının sırrı. Arayışta olan insan, ezelden ebediyete yolcusudur hakikatinin…
Her insan kendini arar yaşam yolculuğunda
Kimi bilgiyle yol alır, sorularına yanıt arar her daim
Kimi rastgele bilinmezlikte yol alır biçare
Bilgi ışıktır, karanlık görünür olur bilginin yolunda
Bilgi uyandırır seni derin uykundan
Bilgi cesaret verir, zincirlerini kırar
Bilgi seni sana yakınlaştırır
Sonra senden, sende var olanı çoğaltır
Bu döngü ebedi sürer gider hür iradeyle
Hamlıktan olgunluğa varmak gayesiyle
Kendini bilme yolculuğundadır insan nicedir
Hakikatini arayan yılmadan
“Kendini bilmek, tüm bilgeliğin başlangıcıdır” demiş Aristoteles. İnsan önce karanlığına inmeli ki cesaretle, ulaşabilsin aydınlığına. Bilgiye olan susuzluğunu, bilginin peşinden hararetle koşarak giderebilsin. Yudumladıkça bilgiyi kana kana, bilgeliğin aşkına varabilsin. Bilginin korunda pişsin ki, bilgiyle olgunlaşabilsin.
Yolcudur insan, yaşam okulunda tekȃmül yolunda. Doğar, büyür, olgunlaşır ve dönüşür. Her ayrılış yeni başlangıçları getirir ardından. Bir döngüdür sürüp giden yaşam arenasında. Gelişim ve dönüşüm yolculuğudur bu. Bitmeyen bir arayışla ve tutkuyla yolculuk sürüp gider ezelden ebediyete. Her ruh kendini keşfeder beden mabedinde nihayetinde.
Yaşamın her devresi ayrı deneyimler taşır. Her deneyim bir şeyler öğretir. Deneyimleriyle olgunluk merdivenlerinin basamaklarını çıkan ruh, kendi benliğini sınar. Sezgiler güçlenir. Duygular dizginlenir. Aklın tuzaklarından geçilir. Düşünceler iradeyle yönetilir. Nefis terbiye edilir. Zaaflar törpülenir. Kalp sevgiyle güçlenir. Her ruh kendi ektiklerini, hakkıyla tüketir sofrasında. Evrensel dengenin hükümleri geçerlidir yolculuğun her anında. Dualite yasası işler inceden inceye. İlmek ilmek örülür yaşam ipliği, kendi kodlarıyla.
Zordur yolculuk kimi zaman. Engeller takılır ayağına. Bazen karanlıkta kaybolur adımların. Bazen toz toprak serilir önüne. Yalnız değildir yolculuğun. Gölgen misali yoldaşın olur ego. Egonun gölgesinden kurtulmuşsa insan, öz benliğiyle var oluş deneyimindedir. Ego tutsak kılandır. Seni seninle yanıltır her defasında. Kalın duvarlar örer aşılası benliğine. Tutsaklığından kurtulmuş olanlarsa, hür düşünen ve yaşayanlardır en saf haliyle. Kendini bilme yolculuğu başlamıştır nihayetinde. Anlamını bulmuştur yaşam. Derin uykusundan uyanmıştır yolculuğun farkına varanlar. Tutkuyla ve bitmeyen arayışlarıyla var olmanın hazzını yaşarlar.
Ayrılık illüzyonu yaratan gerçekliklerimizdir
Gerçekliklerimiz ne denli birbirinden uzak görünürse göze
O denli ayrıdır, ruhların yolculukları
Öğrenilmesi gereken her hikmet, unutulan gerçekliklerimizdir
Yolculuklar birbiri ardına daima
Zaman gizlenmiş sis perdesinin ardına
Gözler perdelerinin kalktığı ölçüde görebilmekte
Bilgiye ulaşmaksa arayana her zerrede
Hakikatin göz alıcı ışığı
Karanlıkta olanı gün yüzüne çıkarmakta
Kimi nasiplenmekte hakikatten her an cömertçe
Kimi derin uykuda, nafile zaman kaybetmekte
Akıl ve sezgi değer gördüğü takdirde
Tuzaklar bir bir yolundan çekilmekte
Yolculuk yuvaya olan özlemle devam etmekte
Gökyüzünde inci inci dizilmiş nice ȃlemler
Kavuşma hasretiyle beklemekte
Her ȃlemde dualiteyi görebilen gözlere
Gerçeklik apaçık önünde
Sır olmaktan çıkan her hikmet
Yolu da yolculuğu da aydınlatmakta
Sen yeter ki görmeyi bil, hakikat yolunda
Sen yeter ki yürümeyi bil, engeller arkanda
Sen yeter ki vazgeçmeyi bil, her ayrılık bir kavuşma
Sen yeter ki ara, gerçeklik sende saklı
Sen yeter ki hisset, varlıkta hiçlikte bir
Akıl ve kalp birlikteliğiyle, sezgilerimizi rehber edindiğimizde yolumuzu aydınlatan nice fenerler serilir önümüze. Sorgulama yetisi insanı daima doğru bilgiyle buluşturur. Bilginin engin deryasında devam eden yolculuğumuz, deneyimlerimizi zenginleştirir. İnsan deneyimleri ölçüsünde öğrenendir. Öğrendiklerimizse kendimizi tanımamıza katkı sağlar. İnsan kendini tanıdıkça, varlığının anlamını keşfeder. Hayatın anlamını derinlemesine kavramak ve içselleştirmekse bizi kendi bilgeliğimize taşır. Bilgelikse, yaşamı erdemli yaşama sanatıdır.
Peki sordunuz mu hiç kendinize samimiyetle… Yaşam sanatınızı nasıl icra ediyorsunuz? Paletinizde hangi renkleri barındırıyorsunuz? Hangi duygu ve düşüncelerle fırça darbelerinizi vuruyorsunuz hayat tuvalinize? Hangi değerlerinizle sergiliyorsunuz şaheserinizi?
İnsan hayatın içinde tüm renkleriyle bir eserdir. Her insan kendi rengini yansıtır farklı tonlarıyla. İnsan; insan olmanın sırrına varmak arzusuyla çıktığı yolculuğunda, kendine varır sonunda. İnsanın kendini bilme yolculuğudur bu…
O zaman ne dersiniz kendinize yolculuğa çıkmaya. Var mısınız hakikatinizi aramaya…
Ve insan bütün kimliklerinden özgürleşerek gerektiğinde, sözler diyarında yansıtabilmelidir ruhunu. Okudukları, düşündükleri, bildikleri ve hissettikleriyle var olma yolculuğunda
Sözün bittiği yerde yazı başlamış ve yazının başladığı yerde ise ruh açığa çıkarmıştır kendisini, okumak ile bilmek çizgisinde, bilmek ve olmak gibi iki düsturu da kendisine kimlik edinmelidir insan, ve yayında…