Kalbinin arka sokaklarından kaçarak, korkakça yaşanmaz hayat! Başkalarını eleştirmek, beğenmemek, yargılamak, aşağılamak, suçlamak kolay! Var mı kendi karanlığına balıklama dalmaya cesaretin?
Karşılaşmaktan kaçındığın ve unuttuğunu sandığın, masa altına süpürdüğün ama aslında seni değiştirmiş olan tüm acılarla, anılarla, korkularınla, zayıf yanlarınla, zaaflarınla, hep bi kulp bulmayı başararak kendini masum ilan ettiğin günahlarınla, kırdığın kalplerle, gitmen gereken yerde kalmak için ısrar edişlerinle, kalman gerekirken kıymet bilemeyişlerinle, kendinden, doğrularından vazgeçtiğin için kendine yaptığın haksızlıklarla yüzleşeceksin. Tüm bunlarla yüzleştiğinde sana hissettirmesinden deli gibi korktuğun duyguların tamamını yaşayacaksın. O güne dek tuttuğun tüm göz yaşlarını dökeceksin, biriktirdiğin tüm öfkeyle kavga edeceksin. Egolarınla, özgüvensizliklerinle tanışacaksın! Bil ki, karanlık yanını görmediğin kimseyi gerçekten sevemezsin! Kendini beğenmekle, kendini sevmek arasındaki farkı göreceksin.
Sonra affedeceksin, kendini ve herkesi… Sonra güzelce toparlayacaksın ortalığı, köşe bucak temizleyeceksin. Ne masa altında, ne halı altında tek bir hesaplaşma kalmayana dek temizleyeceksin. Hiç olacaksın! Kendinden, hissetmekten ve kaybetmekten korkmadığın hiç bir duygu ve hiçbir şey kalmayana kadar hiç olacaksın! İşte o zaman öz’üne döneceksin. İçindeki saf sevgiye ulaşacaksın! Bildiğin her şeyi unutacak, doğarken bildiğin ama yaşarken unuttuğun her şeyi tekrar hatırlayacaksın!
Gerçek gücünün sevgiden doğduğunu anlayacaksın. Kendine uzak olanın başkalarına yakın olamayacağını keşfedeceksin. Eskiden ağladıklarına güler, sövdüklerini sever, sevdiğini sandıklarını “Allah şifa versin” diyerek gözden de, gönülden de kolayca çıkarır olacaksın. Yeniden doğacak, kendi gerçeğini keşfedecek, kendini baştan büyüteceksin. Yeniden, bambaşka bir sen olacaksın. Ve ilk kez gerçekten yaşamaya başlayacaksın.