Merhaba derken

Çok değerli dostlarımın davetini alınca kaç yıllık yönetici deneyimimi ve akademisyenliğimi bir anda unuttum. Niye yalan söyleyeyim, çok heyecanlandım. İnanmayacaksınız ama heyecanlandıkça da “acaba” ile başlayan cümlelerim çoğalmaya başladı… Oysa oldum olası kendime çok güvenirim, başaramayacağım hiçbir şeyin olmadığına inanırım. Çok mutlu olduğum kadar heyecanlıyım, işte heyecanımın nedeni; Yeni bir dergi ve ilk makale…

 

Evet, bu güzel derginin bir sayfasında ilk makalemin paylaşılıyor olması son derece onur verici, en az tarifi imkansız mutluluklar, heyecanlar gibi… Eliniz ayağınız tutmuyor yerinizde duramıyor, ne söyleyeceğinizi, ne yazacağınızı unutuyorsunuz… İşte ispatı; baksanıza hem okurlara hem de bu derginin oluşumunda emeği olanlara teşekkür etmeyi bile unuttum…

Öncelikle bu derginin hazırlanmasında emeği geçen ve bana bu onur veren herkese, en kalbi duygularımla teşekkürü bir borç bilirim… İşte gördüğünüz gibi bir teşekkür bile kendime olan “güvenimi” artırdı… Dedim ki, madem bu ilk makale, mademki kendime olan güvenimi irdeleyerek başladım yazıya, o halde “kendine güvenmek” konusunu işleyelim kısaca, ne dersiniz…

Güven duygusunun sebebi “yetersizlik” olabilir mi bilmiyorum ama bildiğim bir tek şey var; güvensizlik ve yetersizlik duyguları, bu dünyada yaşayan her varlığın hücrelerinde farklı farklı şekillerde yer almaktadır. Bu bağlamda “kendinize güvenmek” çok önemlidir ki siz kendinize güvenmediğiniz zamanlarda “güvensizlik” temelleri üzerine oturtulmuş bir yapıyı da inşa ediyorsunuz demektir. Ki çoğumuz buna “yaşam” diyoruz…

“Yaşam” bizim düşüncelerimiz demektir, yaşam siz nasılsanız size onu yansıtan bir ayna gibidir. Farklı düşünceler farkı zamanlar farklı mekan ve farklı deneyimler… Yaşamı farklı deneyimlemeyi arzuluyorsanız, aynadan yansıyan dönüştürme çabaları ile zaman harcamak yerine ”kendinize güvenmek” ve sorumluluk almakla ilk adımı atabilirsiniz… “Kendinize güvenmek” için kendi varlığınızdan başka bir nedene veya olguya ihtiyacınız yoktur. Elbette “yaşamın” içinde bu da vardır; birileri size yol gösterebilir tavsiyede bulunabilirler. Ama şöyle bir düşünürseniz; bunu sizin adınıza yapacak hiç kimsenin olmadığını görürsünüz…

Bilinç ve bütünleşme, asıl olan “kendinle bütünleşme” elimizdeki en belirgin verilerdir. Bilinçli düşünce ve aklın egemenliği sayesinde varlığınızın derinliklerinde kök salmış korkularınızla yüzleşebilir, karanlıklara hapsettiğiniz kendinizin parçaları ile dorudan bütünleşebilirsiniz… Kendinizin farkına vardığınız sürece yaşam size bütünlüğünü yansıtacak belki de önünüzde hiç de ümit etmediğiniz kapı ya da kapılar açılacaktır… Aslında şunu da hiç unutmamak lazım; bilinç genişleme ve bütünleşme yolculuğunuz tek başına yapılan bir yolculuktur. Bu nedenle de kendinizle barışık olmak zorundasınız…

Bu yolda kendiyle barışık birçok varlıkla yollarınız kesişebilir, eğer bu kesişmeler çıkar ilişkilerine ya da beklentilere cevap arar nitelikte değillerse son derece sevgi dolu saygıyla beslenmiş olabilir… Eğer bu çoğulcu kesişmeler olmaya başlamışsa ve siz sırtınızı bu kalabalıklara dayama ihtiyacı duyarsanız, sakın çözüm odaklı adımlar atmayın çünkü bu sizi yalnızlığa itecek güçsüz olduğunuzu düşündürecektir. Onun için benim size tavsiyem; öncelikle kendinizi keşfedin. Bu kendinizi daha rahat hissetmenize ve doyum içinde olmanıza neden olacaktır.

Ülkemizin ve insanlığın geldiği bugünlerde her zamankinden daha fazla “kendimize güvenmek” zorundayız… Yaşam tek atımlık bir macera bile olsa kendi yeteneklerimiz potansiyelimiz keşfetmek zorundayız. Bunun için cesur olmak harekete geçmeye cüret etmemiz gerekir. Şimdi yaptığımız atılımlar seçimler “küçük” görünse de sakın ola bir başka anı beklemeyin ve ertelemeyin olur mu?

Sorumluluk almak sorumluluklarımızın bilincinde olmak ve gerçekten çok üretmek, üretirken de tüketirken de son derece dikkatli olmak zorundayız… Kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeniz ve kucaklamanız bir gün mutlaka “ödülünü” alacaktır. Örneğin daha özgüvenli hatta daha “özgür” olacaksınız… Dedim ya yaşam siz nasılsanız onu size aynen yansıtan bir ayna gibidir…

Kendinize güvendiğiniz, özgüvenle dolu olduğunuz sağlıklı huzurlu ve başarılı günler dilerim… Unutmayın “yaşamak” her şeye rağmen güzeldir… Yeter ki her daim merhaba demesini bilelim. *** Dergimiz ülkemize ve dostlara hayırlı olsun…

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir