Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Regresyon terapide hedef sadece geçmiş yaşamlar mıdır?

Regresyon terapisi, şifalanmak için kaynağa geri gidiş terapisidir. Regresyon Terapisti; Kişilere yöntemler uygulayarak, kaynağa geri dönüşü gerçekleştiren ve bu izlemleri kişinin duygusal, ruhsal, fiziksel blokaj ve sorunlarını şifalandırmak için kullanabilen yetkin uzmandır. Regresyon uygulaması sonrasında kişinin yeni farkındalıklarını yaşamına taşımasını amaçlayarak yol göstericilik yapar. Bu yanıyla koçluk becerilerinin kullanılması, regresyon terapistinin uzmanlığını genişletir ve önem kazandırır.

 

Regresyon Terapistliği, sabır, empati, içgörü ve bilgi gerektiren bir uzmanlıktır. Anatomi, tarih, psikoloji, kinesiyoloji, nefes, hipnoz gibi alanlarda bilgili olmayı gerektirir. Bu nedenle özel ve yoğun bir eğitim süreci vardır.

Regresyon terapileri ile ortaya çıkan bilgiler çok tartışılır. Geçmiş yaşam yoktur diyen pek çok kişi, deneyimler ile ulaşılan bilgilere mantıklı açıklama bulamazlar. Bilinçaltı denilen alan, bedenin kendi yaşamındaki hatıralar ile kaplıysa, farklı zamanlarla ilgili ortaya çıkan bilgiler nerden geliyor?

Kaynak nedir-neresidir?
İnanç kalıpları hayattaki enerjilere ve deneyimlere sebep olur. Bu inanç kalıpları bazen blokajlar oluşturarak, değişime, dönüşüme dolayısıyla şifalanmaya engel oluşturur. Şanssızım, mutsuzum, fakirim, yalnızım, korkağım, çirkinim, beğenilmem, reddedilirim, kararsızım, disiplinsizim, güçsüzüm, başarısızım, sinirliyim, öfkeliyim, mutsuzum, çekingenim gibi inançlarımızla tüm zamanlarımızın, özellikle geleceğimizin kaderini kilitlediğimizin farkında olmayız. Titreşim ve çekim yasasının temel kanunu der ki; ne istiyorsan onu kendine çekemezsin, ne isen onu çekersin. Bu yüzden negatif inançlar, negatif hikayeleri çeker hayatımıza… Çirkin olduğunuza inanıyorsanız, çevrenizdekiler size çirkin olduğunuzu haykırır davranışlarıyla.

İnanç kalıplarının hayatı ve kaderi yarattığını farketmek, bu kalıpları çözmeye başlamanın ilk basamağıdır. İnanç kalıpları nasıl, ne zaman ve hangi şekilde oluştuysa o zamana inebilmek için geriye gidiş yapılmalıdır. Psikoterapilerde bireye bu yolculukların yaptırılması başlandığından beri psikolojik devrimler gerçekleşmiştir. Aslında hayatın içinde biz bunu kendi kendimize çoğunlukla yaparız ama sadece olağan hafızamızla…. Bu geriye gidişlerin hepsi birer regresyondur. Oysa hafıza çok katmanlıdır ve kendi kendimize tüm katmanlara ulaşmamız kolay değildir.

Negatif kalıp ve kayıtların değişmesi için bu kayıdın kaynağına inmeniz ve onu yakalayıp, çekip çıkarmanız, yerine de yeni pozitif tohumlama yapmanız gerekmektedir. Tıpkı cılız meyve veren bitkinin köklenip çıkarılarak, yerine yeni taze ve verimli bir meyve tohumunun ekilmesi gibi… Regresyon terapisindeki kaynak alanı, o inancın kökünü sökmek için gittiğiniz toprak gibidir.

Regresyonların daha derine sondaj yapabilmesi için bir uzmanın şefliğine ihtiyaç duyulur. Çünkü o derinliklere inerken bilinç seviyeleri değişir ve yönetilmeye ihtiyaç duyulur.

Derinlik seviyeleri, değişik yöntemlerle tabakalandırılıp isimlendirilebilir. Biz tüm bu tabakaların tamamına KAYNAK adını veririz.

Kaynağın içine girdiğimizde, gördüklerimiz ve hissettiklerimiz üzerinde yenileştirme yapılabilir. Bu yenileştirme için kullandığımız yöntemler çok çeşitli olabilir. EFT, çapa yıkma ya da çapa atma, olumlama telkinleri, hücresel ve DNA kayıtlarını değiştirme komutları kullanılabilir. Hangisinin kullanılacağı terapistin yetkinlikleriyle seans sırasında anda belirlenir. Bu yüzden yöntemlere ihtiyacınız vardır.

Değişik yöntemlerle gidilen kaynağın üç ana zemini vardır:

* BİLİNÇALTI:
BEDENSEL YAŞAMIN FİZİKSEL VE DUYGUSALGEÇMİŞ KAYITLARI

Doğası gereği, ana rahminden günümüze ona verdiğiniz veya verdirttirdiğiniz olumlu ve olumsuz mesajların kombinasyonundan oluşan, kendinize ve dünyaya baktığınızda birer lens fonksiyonu gören, size anlam kazandırmanızı sağlayan, devasa kütüphanedir.

* BİLİNDIŞI:

ORTAK BİLİNÇ (ANDA)- KOLLEKTİF BİLİNÇ

Kendi bedensel kayıtlarımızdan bağımsız, dış dünyaya dair her boyuttan gelen bilgilerin ve enerjilerin kaynağı… Ortak bilince ait bilgiler anlık ya da tümsel zamanın içinden bize çeşitli yöntemlerle ulaşır. Rüya, sezgi, bilgi olarak… Anlık ortak bilincin bağlantı antenleri AYNA NÖRON’lardır…

*BEDEN DIŞI RUHSAL-FİZİKSEL ARŞİV:

GENETİK ARŞİV-AKAŞİK KAYITLAR-RUHUN KAYITLARI

DNA VE GENLER
Tüm hücrelerimizde kromozomlar olarak bulunan yazılım sistemi vardır. Bu yazılımın alfabesi 4 harften oluşur, kelimeler üç harfliktir. A-S-G-T :ADENİN- SİTOZİN- GUANİN- TİMİN
DNA’nın %10 u genleri oluşturur. Kalan % 90 hurda DNA olarak adlandırılmıştır. DNA’da iki ayrı yazılım mevcuttur. Temel kod ve Basic kod…

Belirlenmiş ve taşıyıcısı olduğumuz Genler, yazılı kelimeler gibidir ve genellikle değişmez olarak kabul edilir. Sabitlenmiş bu kelimeler kaderimizin de değişmeyen yanıdır. Göz rengimiz, boyumuz, fizik yapımız, biyolojik tüm özelliklerimiz gibi…

EPİGENETİK

Genlere yazılmayan yakın kuşak bilgilerini depolayan protein molekülleri vardır. Genetik aktarımla kuşaklara geçmeyen bilgileri içerir.

Kıtlıkta yaşayan dedenin torununda obezlik görülmesi, genetik değil, epigenetik aktarımdır. Kötü şeyler gören ninenin torununda genetik olmayan görme bozukluğu görülür.

Çevresel koşullarla oluşan etkilerin yakın bir alt kuşağa geçmesini sağlar.

DNA iplikçiklerinin etrafında “morfogenetik alan” olarak adlandırılan garip bir bilgi alanı vardır. DNA hücresinin içinde ve DNA’nın bu yapısı içinde, en azından yedi nesil geriye giden genetik hafıza bulunur. Genetik inançlarımızı bu morfogenetik alan içinde buluruz. Böylece, üç kuşak önceki büyük annemiz veya babamız ile aynı inanca ve özelliklere sahip olmamız çok şaşırtıcı değildir.

AKAŞİK KAYITLAR

AKAŞA; Yaşamın başlangıcından beri tüm varlıkların yaşayıp kayıtlarının yapıldığı ana kitaptır…
Bireysel ruhların yaşadığı tüm olaylar bir tekamül gereğidir ve bir menzil vardır. Duygusal bilginin yarattığı farkındalık seviyeleri hiyerarşiktir. Bu hiyerarşiye göre; bilginin, ruhun özbilgisi haline gelmesi için ruh tarafından bizzat deneyimlenmesi gerekir. Bir ruhun edindiği özbilgiler kendi akaşasıyla birlikte ortak akaşaya işlenir. Özbilgi haline gelmeyen durumlar için ruha seçenekler verilir ve deneyim türü oluşur. Bizzat deneyimlemeyi seçmek ya da deneyimlenen bilginin akaşadan yansıması mümkündür. Bu nedenle bazı regresyonlar gözlemleri ruhumuzun şahsına ait olmayabilir.

Bu üçlü kaynak, Nous: ruh, Psikhe: “nefes” yaşamsal unsur, Soma: vücut; üçlüsüyle de tabansal olarak aynıdır…

Ruh, akaşik kayıtlara, Psikhe, nefes ile hem anlık bilince, hem ortak bilince, yani zamana, Soma ise genetik kayıtlara ve bilinçaltına bağlıdır.

Yine de sanılanın aksine regresyon terapisi geçmiş yaşamların hikayelerine ulaşmak değildir sadece. Reenkarnasyon var mıdır, yok mudur diye anlamak için yapılan çalışmalar şifalanma anlamında kısırdır. Regresyon terapisi; sadece geçmiş yaşamları merak etmek nedeniyle yapılmayacak kadar çok yönlü bir çalışmadır. Amaç; kalıp ya da duygunun kökünü, yani kaynağını tespit etmek, temizlemek ve dönüştürmek olmalıdır. Bu yüzden çalışma sırasında herhangi bir yaşam hikayesinin içine girip girmediğiniz önemli değildir. Önemli olan, sorun yaratan ve tekrar eden duygu ya inancın kökünü bulup çıkarmaktır. Bu kök, geçmiş yaşamlarda olabileceği gibi, yaşamınızın herhangi bir anındaki basit bir hikayenin içinde de olabilir. Bilinçaltının hangi analizi, hangi ölçüde önemseyip, hangi büyüklükte bir alana yerleştireceğini kestirmek pek mümkün değildir. Uyanık bilincimizde iken çok önemsemediğimiz basit bir ayrıntının, regresyon sırasında şaşırtıcı duygusallıkla ve kocaman tepkilerle ortaya çıktığını çokça görürüz.

Regresyon terapisi sonucunda; yaşam alanı genişler, ciddi anlamda iyi sonuçlar alınır. Bakış açısı ve inanç değiştiği an insanlara yayılan enerji değiştiğinden insanların tutumu da değişir. Korkularla yüzleşilir ve bu korkuları tekrar tekrar yaşama döngüsünden kurtulunur.

Regresyon terapisi ile şifalandırılan konular çok geniş bir alandadır:

Nesrin Dabağlar
Regresyon Terapisti ve Eğitimcisi
İrtibat: 0539 509 23 13

Exit mobile version