Anne… Zaman yolculuğumun 2024 durağında gördüğümle binlerce yıldır süregelen annelik kavramının bazı temel notaları hiç ama hiç değişmemiş.
Annelik kavramı öncelikle üreme dürtüsüyle başlar. Bir canlıyı doğurmak, büyütmek, hayata hazırlamak ve neslini devam ettirmek. Bu noktada tamamen bilinçli enerjiden çıkarak ilkel güdülerle doğuruyoruz burası yadsınamaz bir gerçek.
Deneyimlediğim araştırdığım okuduğum pek çok Anne figürü çocuklarını inanılmaz kancalarla büyütüyorlar. Seni doğurdum büyüttüm saçımı süpürge ettim hayatını ve aldığın nefesi bana borçlusun şeklinde çocukları hayatları boyunca çıkaramayacakları bir sahte minnet ve kamburla büyütüyorlar. Bazen kardeşler arasında inanılmaz ayrım yapıp o kardeşleri de birbirine düşman edip hayata yine 1-0 geriden başlatıyorlar çocuklarını.
Anneliği abartı şekilde püskürterek anne kavramını aşırı duygusal cümlelerle şiirlerle doldurarak Mayıs’ın ilk hafta sonunu inanılmaz bir ticari sektör haline getiren sistemin kazancı dışında bu anneler gününün başka kimseye bu kadar faydası olduğunu düşünmüyorum.
Özel günlere karşı değilim bu arada bahanedir özel günler kutlamaya neşeye güzelliğe fakat burada bambaşka bir ince çizgi var.
Soralım kendimize gördüğümüz annelerin hangisi gerçekten anne tanımına uyuyor ya da gerçekten bir anne kavramı var mıdır? Doğurup 2 aylıkken bakıcıya vermek zorunda kalan da anne, sokaktan topladığı kuru ekmekle büyüten de anne, koruyucu merkezinde kimsesiz çocuklara bakan kişiler de anne, baba olup çocuklarına annelik yapan da anne… Bu örnekleri yüzlerce binlerce artırabilirim. Bu örneklerin hepsi de annedir hiçbirinin diğerinden üstün bir yanı yoktur hepsinin hayatta yapabildikleri belirli koşullar ve eylemler vardır ve kimsenin hayatını eleştirmek yargı dağıtmak elbette bize düşmez. Aksine etiketler ve zorunluluklar herkeste değişik travmalara yol açıyor.
Geçmişe bakalım, anne kancalarından kurtulamayan herkes başarısızlığa mahkum olmuş ve içsel dünyalarında cehennemi yaşamışlar. Merhametsiz ayrımcı annelerden kurtulamayan narsist annelerinin sebebiyle hayatları kabusa dönen, içindeki çocuğu bir türlü büyütemeyen milyonlarca ruh var.
Evet bu ruhlar bu seçimle ve bu kontratla geldi çünkü kendi gerçekliklerini bu şekilde yaşayacaklardı ve bu kancaları çıkarmayı görebildikleri zaman kendi hayatlarına doğacaklardı. Tıpkı gerekli yetişkinliğe ulaşınca kendi yolunu çizen hayvanlar gibi. Bu konu bambaşka bir yazının konusu fakat burada da küçücük değinmek isterim. Doğduktan sonra büyüyene kadar annesiyle aynı ağacın gölgesinde ten temasıyla büyüyüp vakti gelince ayrılan hayvanlar alemine dikkat çekiyorum. Hangi hayvan ölene kadar anne kancasıyla büyüyebilir sorarım size. Evet insanlarla hayvanları ayıran çizgi vardır akıl vardır zeka vardır ama bazı evrensel gerçekler de vardır. Günümüz toplumunda doğduktan sonra anneden koparılan ayrı odalarda yaşayan bebeklerle büyüdüklerinde anne kancalarından ayrılmamak için narsizme mağdur olan yetişkinler sağlam bir akıl sağlığıyla büyüme ve hayata hazırlanma kaygısı içinde oradan oraya savruluyorlar.
Hayat seçimler ve sonuçların bir araya geldiği alandır. Seçimlerimizle aklımızı ve kalbimizin ortak rehberliğinde hareket etmeli, kalp beden ruh akıl arabasının tekerlerinin hepsini sağlamca ilerletmeliyiz. O tekerlerden biri patlarsa maalesef ilerlemek mümkün değil.
Ben iki kız annesi olarak tek amacım onları kancalarımın zararlarından korumak, vicdanlı, merhametli, huzurlu ve sağlıklı büyütmektir. Onlar bana hiçbir şey borçlu değil ben onları istedim onlar da beni istedi ve onlara uygun bir hayat koşulları sunmak zorundayım. Sevgi ve merhametin olduğu her yer çiçek açar çünkü. Ayrıca yüzlerce öğrenci ve patili evlatlarım da var. Hepsi benim çocuklarım.
Anneler gününü ticari kaygıdan kurtarmak, zorunluluk enerjisinden çıkmak ve narsist ebeveynlerin bir an önce sağaltılmasını ve herkesin de anne olmaması gerektiğini anlatmak gerekli. Bu farkındalığın sağlanması için de elbette senede bir gün değil her daim her yerde söylemek konuşmak ve anlatmak gerekiyor.
Kutlamak adetten olmuş, benim anneler günü deyince aklıma tek ruh geliyor o da Meryem Anadır.
Dinler üstü en kutsal en muhteşem ruhtur ve annelere öncüdür. Diğer gerçekten anne ruhlara da ışıkları için şükranlarımı sunuyorum.
Sevgiyle.
Annelik kavramına kutsallık yüklenmesinin sebebi doğurganlığı ve soyun devamının sağlanması. Çocuk büyütürken yapılan hataların sebebi ise annelik eğitiminin olmaması ve içgüdüsel olarak da kendi annesinden öğrenip yapmaya/yapmamaya karar verdikleri ile eylemlerde bulunması, anneyi ya iyi yapıyor ya da kötü. Durum anneler için kadın olmak kavramı ile birleşince çok zor ve içinden çıkılması zor bir hal alıyor.