Çocuklara dokunmayın

Doğuran anneyi ve doğurtan babayı kızdırmak ne haddimize!

Tanrı kelamını diline pelesenk edenlerin taktığı korkuları yok saymak ne haddimize

Eğiteceğiz, öğreteceğiz diye sıraların diplerine bedenlerimizi kazıyan eğitim sistemine karşı durmak ne haddimize…

Biz çocuktuk ve haddimize olmayan şeylerin, alnımıza; çiviyle, kalemle, cetvelle, terlikle, süpürgeyle, tokatla, tekmeyle ve öfkeyle kazındığı zamanlardan evirilerek bugünlere geldik.

Çocuklara Dokunmayın

Şimdi soruyorsun, nasıl uyanacaksın diye, uyuyor muydu ki Çocuk?
Uykuya dalabildi mi Çocuk? Kral bu kadar çıplak, öyküler bu kadar yalan iken üstelik.

Yutulmayan lokmaların ağladığı, lokmalar ağlamasın diye boğazına dizilen kendisizliğin sancılarında boğulduğu AN’larda neye uyanabilir bir Çocuk…

Çocuklara kıymayın efendiler. Bulutlar adam öldürmesin” derken Nazım; efendilerin sofralarında meze olan çocukluğunun ve kaybedilmiş yarınlarının darasını hangi adalet sağlayabildi?

Çocuk olmak hep çok zordu… Büyüdüğünde de OL’mak bir o kadar zor oldu. Çocuğu mutsuz kalan tüm BEN’lerin içindeki sancıyı tanrının hangi meleği gelirde iyileştirir. Günahları yazmak için sol omuza yaslanan meleğin ağırlandığından mı acılar çekti her zaman Çocuk…

Peki ya o sağ tarafa oturan melek o hiç mi insafa gelip, çocuklara kalkan elleri taş kesmedi. Yoksa taş kesilmesi de yalan öykülerin devamı mıydı?
Patlayan yanardağın lavlarında annesine sarılıp bir heykele dönen çocuk muydu? Kavimlere bela diye gönderilen ateşlerde kalan.

Çocuk… Günlerce, gecelerce yaptığın duaları duyan duvarlar bile sana ağlarken, seni çok sevdiğini söyleyenler nerede şimdi. Ya her şeyi koşulsuz veriyor denen doğuran kadının yarattığı acın tanrının hangi katında sevabına yazılacak can yangınların sönsün diye.

Kimse kalkıp cehennemden bahsetmesin bana, Çocuklara yaratılan bu cehennemden sonra. Ve kimse duaların sihrinden bahsetmesin, dualarla vurulup düşen çocuklar var oldukça ve kimse bana her şey sevgidir demesin, bir çocuğun göz yaşında kendi eksikliğini ve öfkesini doğuran milyarlar varken…

ve … Kral Çıplak…Gökyüzünden hiç bir varlık inip Çocukları kurtaramayacak, insanın aymaz hırslarından, öfkesinden, arzusundan, egosundan, yoksulluğundan ve yoksunluğundan… Bu böyle biline…

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Subscribe
Bildir
guest

1 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Nodira
Üye
5 Haziran 2020 17:13

Her şeyden önce, yine kaleminize ve yüreğinize sağlık. Teknik durumlardan ötürü bir kaç gün takip edemedim dergiyi. Şimdi tüm yeni yazıları okuyorum ve ne kadar güncel, acılı da olsa gündemde olan, bizi evrensele, sevgiye bağlanmamızda engel olan sorunlar üzerine yazılar hepsi. Şu Kral’ a bir ceket giydiremedik malesef. Çocuklar ayrı bir durum. Yazmaya devam etmemiz gerekiyor sanırım. Yaşamak için. Yaşatmak için.

1
0
Would love your thoughts, please comment.x