Bir insan, geçmişte kendisinin de başkaları tarafından maruz bırakıldığı kötü bir muameleyi, bugün bir başkasına nasıl yapar?
Bunu yapan biri, geçmişte yaşadıklarını unuttu mu?
Gördüğü kötü muamelenin kendisinde yarattığı etkileri unuttu mu?
Nasıl olur da başkasının aynı etki altında kalmasına sebep olacak şekilde davranır?
Aynı durumu başkasına yaşatırken hiç mi empati yapamaz?
Acımasızlığı nereden geliyor?
Geçmişinde eleştirildi, yadırgandı, küçük görüldü, aşağılandı, değersizleştirildi. Bütün bunların suçlusunun kendisi olduğu yanılgısına kapıldı. Ona böyle hissettirdiler. Bu histen kurtulmak için, beğenilmeyen, onaylanmayan, sevilmeyen yönlerini değiştirdi. Sakladı. Kendini yeniden yarattı. Başkalarının gözünde beğenilen, onaylanan, sevilen biri haline geldi. Başkalarının muamelesi, benliğinin tatmini için merkezî hale geldiğinden, başkalarının kriterlerine göre yaşamaya devam etti. Kendisinin de sonradan dahil olduğu toplumsal kalıpları benimsedi.
Geçmişte kötü muamele gören kendisiyken, kötü muamele gösteren oldu. Dışlandığı için kendini suçlayan benliğini geçmişte bıraktı. Bununla birlikte geçmişteki değersizlik hissini de bırakabileceğini sandı. Fakat hala benliğini tatmin etmek için başkalarının ona değer vermesine ihtiyaç duyuyor.
Kendisinin geçmişteki halini andıran biriyle karşılaştığında, kendi geçmişini hatırlıyor, yaşadıklarını hatırlıyor. Toplum tarafından kabul görmemenin acısını yaşamış olan benliğini hatırlıyor. Kendinden ödün vererek başkalarından değer görmeyi beklemenin zorluğunu hatırlıyor. Karşısındaki kişinin de aynı acıyı ve zorluğu yaşayacağını biliyor. Onu uyarmak istiyor ama bunu iyilikle yapamıyor. Çünkü ona baktığında gördüğü, kendi geçmişi. Dışlayan taraf olarak, geçmişte dışlanmış olan kendisine bakıyor. Geçmişteki benliğiyle şimdiki benliği birbiriyle o kadar savaş içinde ki, o kendisinin şimdiki benliğini korumak için, geçmişteki benliğine savaş açıyor. Karşısında adeta kendisinin geçmişini temsilen durmakta olan kişiye saldırıyor. Çünkü geçmişteki haliyle tekrar ilişki kurmaktan, onu hatırlamaktan, onun gibi hissetmekten korkuyor. Sahip olduklarını kaybetmekten korkuyor. Toplum tarafından kamçılanmasından doğan mücadelede kazandıklarını kaybetmekten korkuyor.
Dışlananken dışlayan olmuş biri, ancak geçmişte dışlanmış olan benliğiyle barışarak, ona sevgi göstererek dışlayan olmaktan kurtulur. Aslında nasıl biri olduğunu hatırlayarak. Geçmişte gördüğü muameleleri hak ettiğini düşünmesine sebep olan, kendisini suçladığı yönlerini hatırlayarak. Sakladıklarını, gömdüklerini, vazgeçtiklerini, ödün verdiklerini, ona kendini değersiz hissettiren her şeyi hatırlayarak. Ve bunların hepsini affederek.