Doğaya Özür (Bir Ritüel)

Ey toprak…
Üzerinde yürüyüp seni taş gibi gördüğüm her an için özür dilerim.
Oysa sen, bedenimi taşıyan ilk annesin.
Ayakkabılarımı giyip sana basarken,
ruhumu senden sakladım—bağışla.

Ey ağaçlar…
Gölgene sığınıp, seni süs diye gören gözüm için özür dilerim.
Sen susarak büyürken,
ben gürültüyle küçüldüm.
Bir yaprağın titremesi kadar anlamlı olamadım, affet.

doğaya özürEy kuşlar…
Uçuşuna hayran olup,
özgürlüğünü kafeslerde övüp, seni esir ettiğim için özür dilerim.
Kanat çırpışındaki şarkıyı duymayı bile unuttum.
Şimdi sessizliğine hayranım.

Ey rüzgâr…
Camlarımı kapatıp, sesini susturduğum için…
içimi serinletmeye geldiğinde seni tehdit saydığım için…
özür dilerim.
Oysa sen her gelişinde, beni benle tanıştırmaya geliyordun.

Ey su…
Avuçlarımı yıkarken seni tükettiğimi sandım.
Ama aslında sen, beni temizliyordun.
Ve ben, o temizlikten hiç ders almadım.
Özür dilerim.

Ey hayvanlar…
Sizden üstün olduğumu sandım.
Oysa siz, sevginin ve sadakatin gerçeğiydiniz.
Ben maskeler takarken, siz çıplak ve dürüsttünüz.
Bağışlayın beni.

Ey doğa…
Sana hükmetmeye çalıştığım, seni dizginlemeye kalktığım,
seni “kaynak” diye adlandırdığım,
ve seni kâr için hesaba kattığım her an için…
tüm varlığımla özür diliyorum.

Ey bulut…
Gölgeni, karanlık sandım.
Yağmurun haberini taşırken, seni hep fırtına gibi yorumladım.
Oysa sen yalnızca taşıyandın, suçsuzdun.
Özür dilerim, yanlış okudum seni.

Ey yağmur…
Sen yeryüzüne sevgiyle düşerken,
ben seni ıslaklık ve zahmet saydım.
Saçlarım bozulmasın diye senden kaçtım.
Ama sen her damlanla dünyaya merhamet öğretiyordun.
Bağışla beni.

Ey kar tanesi…
Her biri farklı, her biri mucize olan yüzünü görmedim.
Sana “soğuk” dedim, “engel” dedim…
Oysa sen sessizliğin ve zarafetin kristal haliydin.
Affet beni.

Ey gökkuşağı…
Sen barışın, umudun ve geçişin simgesiydin.
Ama ben seni sadece “fotoğraflanacak bir an” olarak gördüm.
Bakmadım içine, görmedim anlamını.
Gözüm vardı ama gönlüm kapalıydı. Özür dilerim.

Ey gökyüzü…
Hep üzerimdeydin ama hiç sığınamadım sana.
Sen sonsuzluğun nefesiydin; ben sana daraldım.
Sen genişledikçe, ben küçüldüm.
Bağışla… çünkü ben, insan oldum.

Şimdi sessizce önünde eğiliyor,
insan kimliğimin kiriyle değil,
yurtsuz ruhumun yalınlığıyla af diliyorum

Yazar

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir