Birden aklınıza sıra dışı, parlak bir fikir geldi; sizi heyecanlandırıyorsa, bir an önce gerçekleştirmek için can atıyorsanız, o doğru bir fikirdir.
Aslında o fikir aklınızdan değil yüreğinizden akmıştır yani o iş zihniniz değil sezgileriniz yardımıyla ortaya çıkmıştır.
İşte tam o anda ketum kalın; bunu kimseye söylemeyin ve gerçekleştirmek için hemen harekete geçin.
İnsanların çoğu böyle yapmaz; gider, ona buna anlatır çünkü o anda zihinleri devreye girer.
Zihin destek ve onay arar; eğer paylaştığınız kişiler zihniyle hareket eden kişilerse ki çoğu öyledir, sizi bu niyetinizden alıkoyar.
“Önceden kimse yapmadı ki, hayal, ütopya, saçma, gereksiz ya da gerçekleşme ve kabul görme olasılığı çok düşük…” gibi cümlelerle ateşinizi söndürür, hevesinizi kaçırırlar; siz de onu ya erteler ya da yapmazsınız.
Bu süreçte başka bir şey daha olur; motivasyonunuz zorunluluğa dönüşür, kendinizi yapmak zorunda hissetmeye başlarsınız çünkü eğer yap(a)mazsanız birilerine ‘rezil olacağınızı’ zannedersiniz.
Ve geçmiş olsun; o andan başlayarak ‘El alem ne der’ tanrısı devreye girmiştir ve bu gerçekten rezil bir durumdur.
Buradaki rezillik, zihninize esir olmanız, onun oyunlarına yenik düşmenizdir.
Söylediğiniz kişiler de aslında farkında olmadan sizi kıskandıkları için aklınızı çeler ancak siz bunu da anlamazsınız.
İnsana en fazla koyan da nedir biliyor musunuz? Fikrin başka biri tarafından gerçekleştirilmiş olması! Siz o fikri tarlaya ekmişsinizdir; orada burada oyalanırken beriki o tohumları sulamış, verimi de almıştır.
İşte o zaman kafanızı taşlara vurursunuz.
Tarih boyunca böyle olmuştur; yaratıcı beyinler, kokuşmuş zihinler tarafından engellenmeye, yıldırılmaya çalışılmıştır. Bu bazen sözlerle, bazen de eylemlerle yapılmıştır ancak gelin görün ki dünyaya ve insanlığa hizmet edenler, iz bırakanlar bu yaratıcı beyinler olmuştur; kokuşmuş zihinler ise adı sanı duyulmamış kişiler olarak gitmiştir. Mezarlıklar böyle insanlarla doludur.
Ve yine tarihe bakın; o beyinler, gerçekleştirmeye niyet ettiği şeyleri kimseyle konuşmamış, kimseye anlatmamış sadece yapmıştır.
Sözün özü; bir şey yapmaya niyet ettiğinizde ya onu hemen yapın ya da o şeye niyet etmeyin.
Ha, belki o anda koşullarınız uygun değildir; ileride yapmak üzere dosyaya kaldırabilirsiniz elbette, o başka, ben size gevezelik etmeyin diyorum.
Bu lafım da kulağınıza küpe, burnunuza hızma olsun; pek çok parlak fikir hep bu tavırlar yüzünden çöpe gitmiştir…