2024 yılının son virajında Merkür’ün Yay Burcu’ndaki frekansıyla geçmişi tekrar sorgulamak için retroya başladı. Aklımız; geçmişte olanları sorgulamaya yönelip neler yaptık ne yapmadık diye takkeyi önümüze koyma sürecini başlatıyor. Bu süreçte düşüncelerimizin bazı şeyleri abartmasıyla da karşı karşıya kalabiliriz. (Merkür-Jüpiter karşıtlığı)
İkizler frekansındaki Jüpiter ile Merkür Yay arasındaki karşılıklı ağırlama, bir yandan geniş bakış açısında teşvik ederken diğer yandan da abartılara sebep olabilir. Uzak açıdan Neptün karesi ile yaşadığımız hayal kırıklıklarının aslında belki de kendi kendimizi kandırmaktan kaynaklı olduğunu farkına varabiliriz. Yalan dolanların açığa çıkması bazı yüzleşmelere sebebiyet verebilir.
Yay burcundaki Merkür çok bilge olabilirken, karanlık yönünde yalanı dolanı talanı kibiri sever, eskiler aklımıza geri gelir belki de aklımız başımıza gelebilir. Bu süreçteki yeni başlangıçlar için ise fark edilen durumların düzeltilmesiyle birlikte yepyeni ufuklara açılabiliriz.
Yay enerjisi neşesiyle Zodyak’ın gözdesidir lakin umursamazlığı kendine aşırı güveni kibriyle kendi kendine, kendi yoluna taş koymakta da ustadır. İçsel farkındalığı geniş olsa da dünyevide uygulaması zordur.
Bu retro süresinde belki yanlış yerlerde hak aradığımızı ya da verdiğimiz kararların doğru olup olmadığını bol bol düşüneceğiz ve bununla sınanacağız. Eskilerden tamamen arınabilme gücü de gelebilir, eskiyi kafaya takıp yüzleşme süreci de olabilir. Merkür taşır Yay ise dağıtır… Şimdinin farkındalığıyla gelecek için atacağımız adımları da daha sağlam atabiliriz…
Haklı her zaman kazanamaz belki ama doğru olan kazanır. Bu süreçte ‘Emrolunduğu gibi dosdoğru olun’ uyarısını uygulamakta fayda var zira Yay inanç ve manevi konuları da fazlaca temsil eder. Edenin ‘ettiğini bulduğuna’ da şahit olabiliriz.
Kendimiz için en doğrusunu bulabildiğimiz farkındalıklarımızı bilincimize taşıdığımız bir retro dilerim…
Gezegenler, yeryüzü, gökyüzü ne kadar çok söylüyor anlatıyor ve biz o kadar duymuyoruz. Duyunca anlayacağımız bir zaman diliminde yaşamak ne güzel olurdu. Emeğine sağlık Pınar