Kime/neye hizmet ediyorsun; karanlığa mı aydınlığa mı? Yıkıcı mı yoksa yapıcı yanların mı ağır basıyor?
Bu soruları sor kendine; ne kadar çabuk/hızlı dönüşmeye başladığını görecek ve çok şaşıracaksın.
Bir de şunları sor; sorun yaratan mısın yoksa çözüm üreten mi? Hangisine odaklısın; hangisine meyilli…
Yıkıcı yanı baskın olan karanlığın maşası, yapıcı yanı baskın olan aydınlığın hizmetkârıdır; onlara hizmet eder.
Bir de karanlık yanını kabul edip aydınlığa hizmet edenler vardır ki işte onlar dualiteyi ortadan kaldırır; ikiyi bir eder.
Karanlık yanını kabul etmek için önce onunla yüzleşmelisin ki işin zor kısmı budur; bu cesaret ister.
Dürüstlük ister; üstesinden gelince de önünde yollar açılır; her yönden yardım alarak ilerlersin oralarda…
Şimdi aklını başına topla. Uyan, silkin, kendine gel; hangi tarafı seçeceksin, uçurumu mu, zirveyi mi karar ver…
Şems bey, çok net ve basit anlatmisiniz. Tebrik ederim. Bu konuları basit ve direkt olarak anlatabilmek konuyu özümsemiş olduğunuzu gösterir. Yeni yazılarınızı bekliyoruz. Sevgiler ve saygılar
Sevgili Şems Terlan, Bu yazı, insanın içsel yolculuğuna ve seçimlerinin derin etkilerine dair güçlü bir metafor sunuyor. “Hangi tarafı seçeceksin?” sorusu, aslında günlük hayatımızda sürekli karşılaştığımız ama çoğu zaman üzerine düşünmeden geçtiğimiz bir yol ayrımına işaret ediyor. Yazının en çarpıcı noktalarından biri, “Şimdi ve burada, hangi tarafı seçeceksin?” vurgusu. Çünkü geleceğe dair her plan, geçmişe dair her pişmanlık, bizi bugünden uzaklaştırıyor. Asıl soru, şu an neyi tercih ettiğimiz. Belki de hepimiz, cesaretin tarafına biraz daha kulak vermeli ve içimizdeki keşif duygusunun bize rehberlik etmesine izin vermeliyiz. Çünkü gerçek güvenlik, konfor alanında değil; değişimin ve büyümenin içinde saklı olabilir. Kalemine, emeğine sağlık