Hayat ile röportaj

Hayatla röportaj yaptığımı gördüm rüyamda.

Hayat; Benimle röportaj mı yapmak istiyorsun?

Ben; Zamanın var mı? diye sordum.

Hayat; Gülümsedi. Benim zamanım sonsuzluk, dedi.

Ben; Ne sorular var yüreğinde? İnsanlarla ilgili en çok neye şaşıyorsun?

Hayat yanıt verdi. Çocukluktan sıkılıp büyümek için acele ediyorlar, sonra yine çocuk olmanın özlemini duyuyorlar dedi bana. Para kazanmak için sağlıklarını kaybediyorlar, sonrada sağlıklarını kazanmak için, kazanmış oldukları paralarını kaybediyorlar. Gelecekle ilgili endişelenmekten şimdiyi, yani içinde bulundukları an’ı unutuyorlar. Sonrada ne şimdiyi nede geleceği yaşayabiliyorlar. Deneyim iyi bir öğretmendir diyorlar ama deneyimin faturasını bizzat kendileri ödemekten kaçınıyorlar. Hayatlarını kazanmak için eğitim alıyorlar ama yaşamın gerçek anlamda ustası olmayı bilmiyorlar. Bu nedenle de hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorlar, hiç yaşamamış gibi ölüyorlar.

hayat-ile-roportaj

Hayat elimi tuttu. Bir süre beraberce sessiz kaldık. Derin bir nefes aldım. Ona, insanların neleri öğrenmelerini istediğini sordum.

Hayat yanıtladı. Hiç kimseyi seni sevmeye zorlayamayacağını, yapabileceğin tek şeyin seni sevmelerine izin vermelerini isterdim. Affetmenin affederek öğrenilebileceğini öğrenmelerini isterdim. Başkalarıyla kendilerini kıyaslamamayı öğrenmelerini isterdim. İki insanın aynı şeye bakıp farklı şeyleri görebileceğini öğrenmelerini isterdim. Zengin insanın en çok şeye sahip olan değil, en az şeye ihtiyaç duyan insan olduğunu öğrenmelerini isterdim. Bir sevecen yüreği derinden yaralamanın bir anda olduğunu, ama iyileştirmenin çok uzun sürdüğünü öğrenmelerini isterdim. Seni seven insanların duygularını nasıl ifade edebileceklerini bilmedikleri için seni sevmediklerini sanmak yerine onların sevgisini hissetmeyi öğrenmelerini isterdim.

Hayat derin bir nefes verdi. Hayatın nefesi kelimelere dönüştü. Söylediklerimi yüreğine kaydet dedi. Söylediği cümleyi yüreğime kaydettim. Başkalarını affetmek yeterli değil, kendini de affetmeyi öğren. Yüreğim kuş gibi hafiflemişti. Son bir soru daha hayat dedim. Benden ne istiyorsun? Bütün odayı beyaz bir ışık kapladı…

Hayat yanıtladı.

Senin kendin olmanı istiyorum, yoksa başkası olurdun. Sana bugün ihtiyacım olduğunu bil, yoksa bugün benimle olmazdın. Kendi eşsizliğini ve biricikliğini bil, çünkü ben kendimi tekrar etmeyecek kadar yaratıcı ve zenginim. Gerçekten TEK değerli olanım. Değerimi bil. Hayat’ın içimde, dışımda her yerde aktığını hissettim. Kendimizi sevdiğimiz kadar hayat ‘ı sevebilirdik ancak. Ne daha az ne daha fazla.

– Her şey sende gizli ne kadar yaşarsan yasa gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin.

– Sakın bitti sanma her şey, sevdiğin kadar sevileceksin.

– Güneşin doğuşundadır sana verdiği değer ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.

– Bir gün yalan söyleyeceksen eğer, karşındaki sana güvendiği kadar inansın, ne renk olursa olsun kaşın gözün, karşındakinin gördüğüdür rengin.

– Yaşadıklarını kar sayma, yaşadığın kadar yakınsın sonuna.

–  Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret ve sevgiliye hasret kaldığın kadar yakınsın, her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin, bunu da öğren ki sevdiğin kadar sevilirsin …”

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir