Her ayrılık bir kavuşma

Bir mesaj geldi. Öldü dediler. O öldü. Başın sağ olsun. Üzüldüm. Neye üzüldüğümü bilemedim. Ona yeterince vakit ayırmadığıma üzüldüm. Sanıyorum. Onu sevdiğimi yeterince dile getirmediğime üzüldüm. Zannederim. Onunla beraber olamadığıma üzüldüm. Evet, biliyorum. Şimdi telafisi yok o yüzden daha da çok üzüldüm.

Ölüm pusuda…

Son vazifemi yapmam lazım. Neden bilmiyorum. Bu bile öğretilmiş. Vazifem yaşarken onunla birlikte olmak vakit geçirmek ve ona olan hislerimi dile getirmekti. Vazifemi yapmadım. Yapamadım. Özürler aklıma diziliyor. Her biri saçma geliyor bu anda. Şimdi ona gitmek neye yarar? Geldiğimi bilecek mi? Onu ne kadar sevdiğimi anlayacak mı? Sanmıyorum. Boş bunlar. Kendini avutmak çabası sadece. Son çırpınmalar bunlar. İşe yaramayacaklar çünkü,

her-ayrılık-bir-kavuşma

Ölüm yakında…

Ölümün ne zaman ve nasıl geleceği meçhul. Kimse bilmiyor. Oyunun içindeyiz. Roller belli biz kabul etmiyor, kendimize farklı replikler seçiyoruz. Perde yakında kapanacak, oyun bitecek haberimiz yok. Ölümün kime ne kadar yakın olduğu bilinmez. Herkesin kafasının içinde belli bir yaş var. O yaşta öleceğini düşünür. Belki de ümit eder. Bu yalandır. Ölüm haber vermiyor. Gelince geliyor işte.

Ölüm habersiz kapıya dayanır…

Haberli gelen ne var? Kontrol ettiğimi sandıklarım nelerdir? Her biri başka bir yalan. Ben kendimi ne sanıyorum acaba? Kimim? Kim değilim bilmekte fayda var çünkü ölüm gelecek… Ben hazırlanmalıyım.

Gelince hazır olmak var. Ölüm zamansız değildir. Her ölüm tam zamanındadır. Teslim olmak ve arkana bakmadan gidebilmektir önemli olan. Yanında ne götüreceğini bilmek önemlidir. Yaptıkların ve yapmadıkların dikkate alınacak. Sevaplar, doğrular, iyilik ve güzellikler sayılacak. Çentikler atılacak. Arkandan yaptıkların hatırlanacak ve yâd edilecek adın. Gidene üzülmeyen varsa kaldığında sevilmemiş demektir. Gidenin arkasından ağlayansa kendine ağlıyordur sadece. Kaçırdıklarına yanıyordur. Paylaşmadıklarına, birlikte yaşayamadıklarına yanar çünkü ölüm her an enseye yakın beklemekte…

Yaşamak çok güzel hayatın tadını çıkartabilmek bahşedilmiş bir lütuf. Elinde olanları görmek, sana nasip edilenlerle yetinmek, hak ettiklerinle mutlu olmak sırlardan biridir. Sitem etmek, şikâyeti dile getirmek olmayana odaklanmaksa gücün kendinde olduğunu sanmaktır. Haddini bilen bunu yapmaz. Kendini bilen dilini uzatmaz. Oyun çoktan başladı ve sen de içindesin. Oyuncusun ve rolün belli. İyi oynamakta fayda var çünkü ölüm kapıda.

Yanında sevdiklerin varsa onlara sevgini dile getir. Sarıl, öp, kokla onları doya doya. Yanında yoksa bul onları ve söyle. Çok geç kalmadan duyur sesini. Sevenin yoksa kendine sor neden diye. Sevimli olmayı dene, sevecen ol. Kendini seversen zaten herkesi de sevmen kaçınılmaz olacaktır. Sevgidir her şeyi birlikte, bir arada tutan. Sen sen ol sevginin parçası ol. Daha da iyisi sevginin kendisi ol. Neden mi? Çünkü ölüm arkanda, yanı başında, her an gelip kapını çalacak. Sen geç kalma, pişman olma. Son vazifesini yapmak üzere yanına gelenler kalmasın. Sen her birini ara sor sev en önemlisi kendini hatırla çünkü ölüm pusuda… Çok yakında.

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir